Bir kumaş parçası… Ama sıradan değil. Beypazarı’nda, “çevre” adı verilen bu zarif örtü, yıllara meydan okuyan bir tarihin taşıyıcısı. İpek ve pamukla dokunan, el emeğiyle süslenen çevre, sonsuza kadar bir anlam taşıyor. Eskiden günlük yaşamın bir parçası olan bu geleneksel aksesuar, şimdi özel günlerde, festival alanlarında ve halk oyunlarında yeniden hayat buluyor. Çevre sadece bir örtü değil; geçmişin, şimdinin ve belki de geleceğin arasında ince bir bağ. Peki, geleneksel bir parça modern dünyada nasıl yeniden canlanabilir? Beypazarı'nın kültürel varlığı zamana direniyor.
Beypazarı’nın kültürel mirasını yaşatan isimlerden biri de Ahmet Akın. Babadan kalma bir mesleği sürdüren Akın, yıllardır Beypazarı’nda çevre ve geleneksel kıyafetler satan bir dükkân işletiyor. Eski zamanlardan bu yana süregelen el işçiliğiyle süslenmiş çevrelerin ve yöresel kıyafetlerin unutulmaması için çaba harcıyor.
Beypazarı yöresine ait “çevre” nedir? Kısaca tanıtabilir misiniz?
Çevre, Beypazarı’nda eskiden beri kadınların kıyafetlerinde tamamlayıcı bir parça olarak kullandıkları, çok kıymetli bir örtüdür. Genellikle ipek ya da pamuklu kumaştan yapılır ve kenarları güzel işlemelerle süslenir. Eskiden her evde en az birkaç tane olurdu, çünkü hem günlük kullanımda hem de düğünlerde sıkça takılırdı. Şimdilerde biraz daha özel günlerde kullanılıyor ama yine de kültürümüzün önemli bir parçası olarak kalmaya devam ediyor. Çevreler kendi içinde de farklı türlere ayrılır. Yazma ve sırmalı çevre olarak adlandırılan iki çeşit vardır. Yazma çevre, tülbent üzerine nakış basılarak yapılır ve günlük hayatta mendil, başörtüsü, boyun atkısı olarak kullanılır. İşleme sanatı açısından sırmalı çevre kadar kıymetli görülmez. Ancak sırmalı çevreler, kenar süsleri ve iç işlemeleri bakımından neredeyse bir sanat eseri niteliğindedir. Özellikle el emeği ile yapılanlar çok değerlidir.
Çevrenin kullanım alanları nelerdir? Kimler kullanıyor?
Çevreyi özellikle kadınlar kullanır, ancak eskiden erkekler de boyunlarına bağlar ya da bazen kuşak gibi kullanırlardı. Daha çok başa ya da omuzlara atılır, bazı kadınlar beline de bağlardı. Düğünlerde, nişanlarda, bayramlarda, hatta eskiden günlük hayatta bile takan çok olurdu. Şimdi daha çok halk oyunları ekiplerinde, özel günlerde ya da turistik amaçlarla kullanılıyor. Yine de eskisi kadar yaygın değil diyebilirim ama tamamen unutulmuş da sayılmaz. Eskiden sadece başörtüsü olarak kullanılmazdı, çevrenin işlemelerinin pamuklu dokumalardan yapılan hırkalar üzerine eklenmesiyle “çevre hırka” denilen kıyafetler de ortaya çıkmıştı. Yeni gelinler düğünlerinde, doğum yapan kadınlar ise lohusa yatağında bu hırkaları giyerdi. Hatta düğünlerde bindallı giysilerin üzerine örtülen işlemeli çevreler de geleneğin bir parçasıdır. Sağdıçlar da omuzlarında ikiye katlanmış çevre taşırdı.
Çevrenin Beypazarı kültürü içindeki önemi nedir?
Çevre, Beypazarı kültürünün derinliklerine işlemiş bir unsurdur. Biz burada geleneklerimize bağlı bir toplumuz ve eski adetleri yaşatmaya çalışıyoruz. Çevre sadece bir süs değil, aslında bir anlam taşır. Eskiden anneler kızlarına çeyiz olarak işler ve özel desenlerle süslerdi. Bu yüzden sadece bir örtü değil, kültürel bir miras diyebiliriz. Şimdi turistik bir eşya olarak da satılıyor ama aslında bizim için manevi değeri çok daha büyük.
Geçmişte işlemeli çevreler, genç erkekler tarafından silahlıkların süslemesi olarak da kullanılırdı. Günümüz düğünlerinde ise bindallı gibi geleneksel kıyafetlerin üzerine örtülerek kullanılmaya devam ediyor.
Turistler çevreye ilgi gösteriyor mu?
Evet, turistlerin ilgisi oldukça fazla diyebilirim. Beypazarı’na gelen yerli ve yabancı turistler genellikle geleneksel ürünlerimize meraklı oluyorlar. Özellikle el emeği göz nuru işlemeleri gördüklerinde çok beğeniyorlar. Hatta bazıları çevreyi hediyelik olarak alıp yanlarında götürüyor. Festival ve kermes gibi etkinliklerde çevre daha fazla tanıtılıyor, bu da ilgiyi artırıyor. Sonuçta bizim için sadece bir aksesuar değil, kültürümüzün bir parçası olduğu için böyle ilgi görmek de sevindirici.
Çevrenin geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz? Kullanımı devam eder mi?
Günümüzde artık her şey değişiyor, geleneksel kıyafetler de eskisi kadar giyilmiyor. Çevre de biraz bu değişimden nasibini aldı ama yine de festivallerde, düğünlerde ve halk oyunlarında kullanılıyor, unutulmaya yüz tutmuş değil. Hatta sosyal medyada bazen gençler paylaşıyor ve ilgi de çekiyor. Belki biraz modernleşerek farklı tarzlarla tekrar gündeme gelebilir, kim bilir? Bence ne olursa olsun tamamen unutulmaz, çünkü Beypazarı halkı geleneklerine sahip çıkmayı sever.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
Geleneksel kıyafetlerimiz ve el işlerimiz geçmişimizi anlatan ve bizi biz yapan şeyler. Çevre de bunlardan biri. Umarım gençler de değerini anlar ve bu kültür kaybolmaz. Beypazarı’na yolu düşen herkesin bu güzellikleri görmesini, tanımasını isterim. Kültürümüzü yaşatmak bizim elimizde, sahip çıkalım.
Beypazarı’nın geçmişten günümüze uzanan kültürel mirası içinde önemli bir yer tutan çevre hakkında bizleri bilgilendirdiği için Ahmet Akın’a teşekkür ederiz.
Haber: Umutcan Demir
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...