Ekran karşısında ne kadar zaman harcadığımızı merak ettiniz mi? App Annie’nin 2020 yılında yaptığı araştırmaya göre, Türkiye’de insanların uyanık kaldıkları sürenin 4 saatinde akıllı telefonlara baktığı tespit edilmiştir. Vaktimizin büyük bir çoğunluğunu ayırdığımız teknoloji, bilişsel fonksiyonlarımızı olumsuz etkilemekte ve bizi demans hastalığına sürüklemektedir.
Günümüzün önemli bir kısmını harcadığımız teknoloji, beraberinde psikolojik bazı rahatsızlıkları getirmektedir. Günün çoğunluğunda maruz kaldığımız televizyon, akıllı telefonlar ve bilgisayarlar gibi teknolojik araçların beyin fonksiyonlarına zararlarını araştıran Alman psikiyatrist Manfred Spitzer, 2012 yılında dijital demansı kavramsallaştırarak hayatımıza dahil etmiştir. Buradan yola çıkarak Klinik Psikolog Şenay Ölmez, teknolojinin bilişsel fonksiyonlarımıza nasıl zarar verdiğini dijital demans kavramı bağlamında bizler için açıkladı.
Şenay Ölmez kimdir?
Ben Klinik Psikolog Şenay Ölmez. Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Psikoloji bölümü mezunuyum. 32 yılı aşkın süre Ankara Üniversitesi Psikiyatri Kliniği’nde çalıştım. Uzun yıllar hem bireysel hem de grup terapisi yaptım. Yaklaşık 4-5 yıl önce emekli oldum ve şu an kendi ofisimde çalışıyorum. Depresyon, tükenme, gençlerde ve ileri yaşlarda nöro-psikoloji, dikkat ve bellek fonksiyonları gibi birçok hastalık gruplarında deneyimlerim var. Aile terapisi ile ilgili çalışmalarım sürüyor. Eğitimlerimi devam ettirdiğim bazı Avrupa Birliği projeleri bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi cinsel eğitimle ilgili. Eş ilişkileri ve aile ilişkileriyle ilgili çalıştığım projeler de bulunuyor. Özellikle son zamanlarda şiddet konusu üzerine birtakım projeler yürütmekteyim.
Çocuklar teknolojiyi nasıl tüketmeli?
Teknoloji artık hayatın bir parçası haline geldi. Biz şu an teknolojiyi hayatın içindeyken organize etme üzerinde daha çok düşünüyoruz ve çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Teknolojiyi dışarıda bırakarak değil de aslında onunla birlikte yaşamayı öğrenmekten söz etmekte yarar var. Şu bir gerçek ki beyin gelişimi için çocukların mümkün olduğunca 0-3 yaş, 3-6 yaş arasında teknolojiden sınırlı yararlanması gerekiyor. Çocuk eğitiminde, yeme içmede teknoloji muhakkak yetişkinlerin gözetiminde ve sınırlı şekilde kullanılmalı. Çocuk keşfetme döneminde olduğu için hem beyin gelişimi hem de sosyal gelişim açısından çevreyle olan diyaloglarını arttırmayı ve öğrenmeyi deneyerek yaşamalı. Bunun için teknoloji, çocuğu dış dünyadan uzaklaştıracak düzeyde olmamalı, çünkü hem kişilik gelişimi hem de sosyal gelişim için hayatın ilk altı yılı çok önemli. Sosyal gelişimin desteklenmesi unutulmamalı, çünkü biz teknolojiye sadece bilgisayar başında geçirilen zaman olarak bakmıyoruz, bunun dışında da sosyal gelişimi engelleyen bir yönü var. Bu nedenle zarar verecek düzeyde olmamalı.
Demans hastalığının 65 yaş üstünde bireylerde görülürken şu an 30 yaş altı gençlerde görülmesinin sebebi nedir?
Demans aslında yakın bellek fonksiyonlarındaki bozulmadır. 65 yaş üstünde daha çok gördüğümüz demans türünün birçok çeşidi bulunmakta. Demans en çok yakın zamandaki unutkanlıkların karşılığıdır. Mesela iki gün önce ne yediğin, ne yaptığınız hatırlanamayabilir. Biz, bunu yaşa bağlı olarak, zaman içinde belirli düzeylerde bekliyoruz. Geriatrik popülasyon (Yaşlılık döneminde ortaya çıkan sağlık sorunları ve tedavileri) için kullanılan demans kısmının gençler ve çocuklar için kullanılıyor olması, hatırlama ve kaydetme ile ilgili yaşanan zorlukların teknolojinin yarattığı o aşırı maruziyet nedeniyle kodlamanın yapılamamasıdır. Aslında yakın bellek sorunlarının gençler üzerinde de görülüyor olmasının nedeni teknoloji ile o kadar meşgul oluyorlar ki, dün ne yapmıştı, hangi etkinliğe katılmıştı ya da yarın hangi sınavı vardı bunları atlayabiliyorlar. Bu da teknolojinin yarattığı durum nedeniyle demansa dönüşüyor. Böylelikle kişi bir şeyleri organize edemiyor. Dün ne yapmıştı, bugün ne yapacaktı, sınavı ne zamandı gibi şeyleri hatırlamıyor, bilişsel fonksiyonları kullanamıyor. Geriatrik popülasyon için söz konusu olan demans, gençlerde de görülmeye başlıyor ya da teknoloji ile çok ilişkili olan kişilerde görülüyor. Bu durumda şöyle bir tezat oluşuyor ki, geriatride hatırlamaları için teknolojiyi kullanırken, gençlerde hatırlamanın bozulmaması için teknolojiyi azaltması üzerinde çalışmak durumunda kalıyoruz.
Gençlerde demans hastalığının etkileri nelerdir?
Gençlerde demansı önemsememizin sebebi, teknoloji genci hapsettiği için ondan uzaklaştığında sosyal gelişimi engelleniyor. İlişkilerdeki merak, karşı cinsle ilişkiler, keşfetme gibi alanlarda yüz yüze olan iletişim azaldığından bu uyaranlara sınırlı tepki veriyor, yani sadece ekran karşısına hapsediyor. Bu da sosyal öğrenmeyi azaltıyor. Sosyal öğrenmelerin azalması çok riskli bir konudur. Kişi, çevresel uyaranlar azaldığında dijital demansa doğru gider. Çünkü sosyal izolasyon oluşur. Sosyal ilişki, öğrenmeyi en çok tetikleyen bir yaşantı alanıdır. Bu ne kadar azalırsa, uyum o kadar bozulur. Bu nedenle, biz bunun azaltılması için geriatrik populasyonda sosyal ilişkiyi çok önemsiyoruz. Eve kapanmamaları için uğraşıyoruz. Gençlik, sosyal ilişkilerin en çok olduğu dönem olmasına rağmen, ekran karşısında kalıp, sosyal ilişkiyi öğrenme dediğimiz şeyden uzak durduklarından, bu tür bilişsel gelişim süreçleri sekteye uğruyor. Bu da sosyal becerileri düşürüyor. Sosyal becerinin düşük olması da kişinin bütün nöro-psikolojik özelliklerini, sosyal bilişi, uyumu azaltır ve soyut zekânın gelişimini engeller. Böylece dijital demans gittikçe artar.
Dijital demans nedir?
Dijital demans konusu, Alman psikiyatrist ve nörologlar tarafından 2012 yılı itibari ile çok sık gündeme gelmeye başlamıştır. Dijital demans, bireyin teknoloji karşısında geçirdiği fazla zamanın nöro-psikolojik özelliklerini etkilediği, dikkatini ve belleğini de olumsuz etkileyip günlük hayatı organize etmesini bozduğu bir durum olarak tanımlanabilir.
Özellikle bir bilgisayarın karşısında dururken, aslında her an bir şey yapıyormuş gibi hisseden gencin, zamanla çok yoğun kullanım nedeniyle dikkat ve bellek süreçlerinin bozulmaya başladığı görülüyor. Tüm kayıtların bilgisayar ile yapılıyor olması, bütün numaraların telefona kaydediliyor olması, dijital demansı tetikleyen bir noktaya getiriyor. Yani kayıt için kendi hafızası yerine teknolojik araçları kullanmaya başlıyor, dikkat ve bellek fonksiyonlarını diğer uyaranlar üzerinde kullanmıyor. Bu durum da atlamalara neden oluyor. Aslında böyle baktığımızda dijital demans, kişinin bütün dikkat ve bellek fonksiyonlarını etkiliyor denilebilir. Çünkü kaydetme ve öğrenme açısından kaydetme becerimiz kullanılmamış oluyor. O yüzden dijital demans yavaş yavaş artıyor. Bunun en güzel örneklerinden biri sayılar, hesaplamalar, kayıtlar ve yazma becerileridir. Bunların hepsi teknoloji aracılığıyla yapıldığında kayıplar oluşmaya başlıyor. Bu da dijital demansın gittikçe artmasına neden oluyor.
Dijital demanstan korunmanın yolları nelerdir?
Dijital demanstan korunmanın en iyi yolu, teknoloji ile birlikte yaşamayı öğrenmektir. Teknolojiyle birlikte yaşamayı öğrenirsek ve bunu okullarda, üniversitelerde öğretirsek teknoloji bizim dostumuz haline gelir. Bunun için de ekran maruziyetini yönetmemiz gerekiyor. Dinlenme ve mola olması lazım. Teknoloji kullanımında dijital demansın engellenebilmesi için hepimizin bir şeyler yapması gerekiyor. Bunları gençlere ulaştırmamız ve öğretmemiz lazım.
Başka bir önemli nokta ise, ‘Dikkatim, bilgisayarın başındayken, oyun oynarken saatlerce oyun oynamamı sağlıyor.’ şeklinde düşünmenin hatalı olduğunu, bu dikkatin sağlıklı yönetilmesi için mola verilmesi gerektiğini, bunun en fazla iki saatte bir gerçekleşmesi gerektiğini unutmamalıyız. Bir diğer korunma yolu ise bütün her şeyimizi teknolojiyle organize ederken, kendi zihinsel becerilerimizi de kullanmamız gerekiyor. Kendimiz hatırlamalıyız, yazmalıyız, çizmeliyiz ve hatırlatıcılar kullansak da kendimiz de bunları takip etmeliyiz.
Ayrıca, teknolojiyi aşırı kullanmak, uyku problemlerini de beraberinde getirdiği için, dikkat ve bellek fonksiyonlarını daha da bozduğunu ifade eden Ölmez, bu nedenle uyku düzenine dikkat edilmesinin şart olduğunu belirtiyor.
Sanal dünyadaki arkadaşlıklar ve sanal dünyada var olma yapılabilir ama bunun asla gerçek hayattaki ilişkilerin yerine geçmemesi gerektiğine dikkat etmeliyiz. Gerçek hayattaki sosyal becerilerimizi devam ettirmeliyiz. Böylelikle sosyal beceri gelişimi devam ettiği için dijital kullanımın bizi demansa götürme riski azalır. Ayrıca farklı alanlarda da zihinsel fonksiyonlarımızı kullanmalıyız. Mutlaka hayatımızda spor ve müzik gibi sosyal ilişkiler içinde olabileceğimiz aktiviteler olmalı ki dijital demansın gelişimi engellenebilsin.
Haber: Fatma Sevdi
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
EN YÜKSEK SUÇ ORANI NEDEN AYDIN’DA?
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), her yıl olduğu gibi bu yıl ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
ESKİ BİR TÜRKMEN ENSTRÜMANIN YENİDEN DOĞUŞU: ERBANE
Eski çağlardan beri ritim ve müziğin vazgeçilmez bir enstrümanı olan ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...