Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü
Öğrenci Uygulama Haber Sitesi

Çiğli ilçesine 10 km uzaklıkta bulunan İzmir Doğal Yaşam Parkı, 425 bin metrekare alan üzerine kurulmuştur. Bünyesinde barındırdığı 128 türden fazla 2 bine yakın hayvan ve 240’tan fazla bitki türüyle dikkatleri üstüne çekiyor. Açıldığı tarih olan 2008 yılından bu yana parkı, 12 milyona yakın insan ziyaret etmiştir. Yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktası olan İzmir Doğal Yaşam Parkı, aynı zamanda Türkiye’nin ilk hayvanat bahçesi olması unvanını da taşıyor. Daha öncesinde  İzmir Enternasyonal Fuar alanı içerisinde bulunuyordu.

Rahat bir nefes aldılar

Parkta ziraat mühendisi olan Eylem Arslan bizlere parkın geçmişi ve şimdiki haliyle ilgili bilgileri aktardı: ‘'İzmir Enternasyonal Fuarı’nda 18 bin metrekarelik alan içerisinde bulunan hayvanlar kafeslerde tutuluyordu. Doğal yaşamlarından uzak bu dar alanda özgürce yaşayamayan hayvanlar, 2008 yılında Çiğli’de kurulan 425 bin metrekarelik yeni evlerine taşındı. Fuarda daha çok koleksiyon için gelen hayvanlar bir kafes içindelerdi. Öncelik Ege’nin vahşi hayvanlarıydı. Daha sonra dışarıdan hayvanlar alınmaya başladı. Bu hayvanların da gelmesiyle burada alan yetersizliği oldu. Hayvanat bahçelerinin amaçları bellidir. Çocuklar için bir laboratuvar ortamı oluşturulması, onlara hayvan sevgisi aşılanması ve nesli tükenmek üzere olan hayvanların neslinin devamı için buralarda üretilmesidir. Bunların yanı sıra yaralı vahşi hayvanların tedavisi de yapılmaktır. Yeni alanımızda. Yeni bahçemizde geniş arazi üzerinde neredeyse doğal yaşamlarına yakın bir ortamda konaklamaktadır. Şimdiki yaşam alanlarında eskiye kıyasla kafes yerine oyun parkurları mevcut. Şu anda Asya fillerinin bulunduğu alan eski Fuardaki Hayvanat Bahçesi’nin toplam alanı kadar.’'

Her bölgeden ilginç türler

İzmir Doğal Yaşam Parkı’nın resmi sitesinden edinilen bilgilere göre; 126 farklı tür, 2 bini aşkın hayvan konaklıyor. Dünyanın her bölgesinden birçok türün yer aldığı hayvanat bahçesinin bazı sakinleri diğerlerinden farklı. Bunlardan Sarı Altın Sülünü, İtalyan Profesör A.Ghigi tarafından üretilmiştir ve kırmızı altın sülünün mutasyonudur. Aralarındaki tek fark ise görünüşleridir. Bir diğer sakini olan tavuskuşu ise en uyumlu türlerden olduğu için hayvanat bahçesinin hemen hemen her yerinde ziyaretçileri karşılamaktadır. Büyüleyici renkleriyle görenleri mest ediyor. Kedigillerden en dikkat çekeni ise son zamanlarda nesli tükenmekle karşı karşıya olan pumadır. Doğada çok nadir karşılaşılan bu hayvana doğal yaşam parkında görebilirsiniz. Soğukkanlı bir hayvan olan timsah ise şaşırtıcı boyutları ve suyun altında duyma, görme gibi özellikler sağlayan üçüncü gözüyle görenleri adeta şaşkına çeviriyor. 

İzmir’ de tropikal esinti 

Tropikal Merkezden sorumlu olan Veteriner Sağlık Teknisyeni İlker Ertop bizlere bilgilerini aktardı: ‘'Birçok endemik türü bünyesinde barındıran yapay atmosferiyle adeta yağmur ormanlarında imiş hissi yaratan botanik bahçesi, doğal yaşam parkının en dikkat çeken bölümüdür. Ortalama sıcaklık yıl boyu 26-28 derece arasında, nem ise yüzde 70 de tutulmaktadır. Tropikal Merkezde 15-16 tür yılan, tarantula, timsah ve papağanlarımız var. Dünyanın birçok tropikal bölgesinden getirilen bitkiler ile oluşturulan bu alanda özellikle sarı anakonda devasa boyutları ve parlak derisi ile başka bir dünyadanmış gibi görünüyor. Şu anda Türkiye’deki mısır yılanlarının, kaptan pitonları ve burma pitonlarının neredeyse tamamının babası ve annesi bizim hayvanat bahçemizdedir. Sanıldığının aksine çok ekonomik hayvanlardır bu türler, bazı dönemler haftada bir defa beslenir, bazı dönemler ise ayda bir beslenirler. Zaten bu hayvanlar günün 21-22 saatini uyuyarak geçirir. Geriye kalan sürede de avlanarak ve eş arayarak geçirirler.''

İzmir’in koca bebeği Pak Bahadır

Biyolog Hülya Kırtay bizlere Pak Bahadır ile ilgili bilgileri aktardı: ''1954 yılında Pakistan’dan İzmir Kültür Park’a getirilen Pak Bahadır, İzmirliler tarafından yoğun ilgiyle karşılandı. O yıllardan itibaren Fil Bahadır’ın namı bütün İzmir’e yayılmıştır. 28 yıl bakıcılığını yapan Bahattin Öztanman’a olan bağlılığı ve ilişkisi insanları hayrete düşürüyordu. Pak Bahadır, 59 yıllık yaşamı boyunca İzmir Fuarının sembolü haline geldi. Yaşamı boyunca İzmir Fuar alanında 200 metrekarelik kafes içerisinde yaşamını sürdürmeye çalışan Pak Bahadır, İzmir Doğal Yaşam Parkı’ndaki yeni evine kavuşamadan eklemleri ve ayaklarındaki şiddetli enfeksiyon nedeni ile anestezi altında ameliyat edilirken yaşlı kalbi dayanamadı, bir daha uyanamadı. Pak Bahadır, İzmir Doğal Yaşam Parkı’ndaki Asya Filleri alanının karşısına defnedildi. Her yıl binlerce İzmirli mezarını ziyaret ederek Pak Bahadır’ı yaşatıyor.''

Haber & Fotoğraf: Şeyma Yavuz & Süleyman Tanyeri