Bursa, Türkiye'nin tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ünlü önemli şehirlerinden biridir. Bu eşsiz şehirde yer alan Bursa Kent Müzesi, geçmişin izlerini günümüze taşıyan bir hazinedir. Müze, ziyaretçilerini Bursa'nın derin köklerine ve tarih boyunca yaşanan önemli olaylara tanıklık etmeye davet ediyor. Müze, içerisinde zengin bir koleksiyonu barındırarak Bursa'nın tarihini ve kültürünü aydınlatmayı hedefliyor. Ziyaretçiler, müzenin içinde gezerken geçmişin dokusunu hissederek Bursa'nın köklü geçmişine bir yolculuk yapma fırsatı buluyor.
Bursa Kent Müzesi sorumlusu Goncagül Meriç, Uludağ Üniversitesi'nde Sanat Tarihi eğitimi almış ve yüksek lisansını da yine Sanat Tarihi alanında tamamlamış bir uzmandır. 12 yıldan fazla süredir bu sektörde çalışmaktadır ve yaklaşık 8 yıl boyunca müzecilikle ilgilenmiştir. Şu anda Bursa Büyükşehir Belediyesi Müzeler Şube Müdürlüğü'nde görev yapmaktadır. Meriç, müze hakkındaki sorularımızı yanıtladı.
“Türkiye'de kurulan ilk kent müzesi”
Müze sorumlusu Goncagül Meriç, ilk olarak Bursa Kent Müzesi’nin ne zaman açıldığından şu sözlerle bahsetti "Müze, aslında 2004 yılında adli binanın restorasyonu sonrasında Bursa Kent Müzesi olarak açılmıştır. Yapı, başlangıçta Milli Emlak’a tahsis edilmiş bir binadır ve 1926 yılında adli bir bina olarak inşa edilmiştir. Daha sonra Büyükşehir Belediyesine devredildikten sonra müze olarak kullanılmaya başlanmıştır. Müze, 2010 yılında Avrupa Müze Ödülü'ne layık görülmüş ve yaklaşık 19 yıldır Bursa Kent Müzesi olarak faaliyet göstermektedir."
Bursa Kent Müzesi’nin, Türkiye’de kurulan ilk kent müzesi olduğundan ve ülkedeki en detaylı ve en kapsamlı müze olduğunu vurgulayan müze sorumlusu Meriç, müzenin misyonu hakkında şunları söyledi: “Müzenin asıl misyonu, Bursa'nın değerlerini vurgulamak ve aynı zamanda unutulmaya yüz tutmuş adet, gelenek ve görenekleri yaşatmaktır. Bursa Kent Müzesi, eski ile yeni nesil arasında bir bağ kurarak, bize miras kalan eserleri korumak ve yaşatmayı amaçlayan bir müzedir. Bursa Kent Müzesi’nin en önemli amacı, Bursa'nın zengin kültürünü yaşatmak ve tanıtmaktır. Müze, dışarıdan gelen ziyaretçilere Bursa hakkında kapsamlı bir bilgi sunan bir konumdadır. Bu müze sayesinde, Bursa'yı keşfetmeden önce ziyaretçiler birçok şey hakkında fikir sahibi olabilirler."
Müze sorumlusu Meriç, Bursa Kent Müzesi’nin ziyaretçilere neler sunduğu ile ilgili olarak, güncel sergilerin müzeyi canlı tutma konusunda çok yardımcı olduğunu söyledi. Meriç, müzenin ziyaretçilere neler sunduğundan şu sözlerle bahsetti: “İki katta da güncel sergi alanları bulunmaktadır. Örneğin, şu anda alt katta "Dikim Düğmeleri" sergisi, üst katta ise "Keskin Miras: Bursa Bıçağı" sergisi yer almaktadır. Sergilerimiz genellikle interaktif öğeler sunmakta olup ziyaretçilerin katılabileceği atölyeler ve çalışma atölyeleri de düzenlenmektedir. Bunun yanı sıra, koleksiyonumuzu ziyaretçilere sunmaktayız. Müze açıldığında 7 eserle başlayan koleksiyonumuz, günümüzde yaklaşık 13 bin esere sahip ciddi bir portföye ulaşmıştır. Bu, etkileyici bir rakamdır. Ayrıca, Bursa Kent Müzesi’nin ortaya çıkardığı müzeler de bulunmaktadır. Yaşam Kültür Müzesi, Bıçak Müzesi ve Sağlık Tarihi Müzesi gibi konular temel alınarak ayrı müzeler olarak geliştirilmiştir.”
Müze sorumlusu Meriç, müzenin çok çeşitli olmasından da sıkça bahsetti. Müzenin üst katında bulunan Bıçakçılık Müzesi’nin, önceden ayrı bir yerde bulunduğunu, daha sonra Bursa Kent Müzesi’ne taşındığına da değinen Meriç, bıçak koleksiyonu hakkında şunları söyledi: “Koleksiyon, yaklaşık 2-3 yıldır bizde bulunuyor. Aslında salonumuzda yaptığımız sergide Bursa bıçağına özel bir vurgu yaptık. Bursa'nın marka değeri olan bıçakları, patent alınmış ve Türkiye'de diğer öne çıkan şehirler olarak Sivas, Kahramanmaraş, Denizli, Hatay gibi bölgelerden gelen bıçaklarla birlikte sergiliyoruz. İlginçtir ki, enkazdan çıkarılan bir bıçak da sergide yer alıyor. Sergi boyunca, Türkiye'deki bıçaklar genelinde Bursa bıçağını, Bursa'nın fethiyle yaşanmış 700 yıllık bir mirasla ilişkilendirerek anlatmaya çalışıyoruz.”
Müze sorumlusu Meriç, ayrıca müzede çeşitli gösterilerin düzenleneceğinden de bahsetti. Hem var olan planlarından hem de ileride gerçekleşecek planlarını anlatan Meriç, şunları söyledi: “Örneğin, bıçağın günümüzdeki sürdürülebilirliğine odaklanarak, bıçakların gastronomiye olan etkisiyle ilgili çalışmalar yapacağız. Hatta 'Pirge' adında bir filmle işbirliği yaparak destek aldık. Konu keskin ve sert olduğundan, biraz yumuşatmak için çocuklar için bir oyun da hazırladık. Aynı zamanda diğer tüm deneyim alanlarını yaşayabilecekleri bir bıçakçı dükkanı da oluşturduk. Burada önlükleri giyip fotoğraf çektirebilecekleri, geçmişte bir bıçakçı dükkanının nasıl olduğunu deneyimleyebilecekleri bir alan bulunuyor."
“Amacımız eskiyle yeniyi buluşturmak”
Müze sorumlusu Meriç, müzenin ziyaretçilere sunduğu interaktif etkinlikler ve programlar bakımından çok zengin olduğundan bahsetti. Müzenin ziyaretçilere sunduğu deneyimleri aktaran Meriç, “18. yüzyılda Bursa'yı ziyaret eden yabancı seyyahların gözünden anlatımlar ve çizimlerle oluşturulmuş bir çarşımız var. En alt katta, geleneksel el sanatlarının sergilendiği bir bölüm bulunmaktadır. Bu bölümde havlucular, arabacılar, tekerlekçiler, semerciler gibi eski mesleklerin yer aldığı alanlar bulunmaktadır. Zaman zaman bu meslek ustalarını da müzeye getirerek, zanaatlarını gerçekleştirmelerine ve ziyaretçilere anılarını anlatmalarına olanak sağlıyoruz. Amacımız, eskiyle yeniyi buluşturmak. Önceki sergilerimizde ise 70'ler ve 80'lerdeki Bursa mahalle kültürünü anlatıyorduk. Ziyaretçilerimiz dedeleriyle veya torunlarıyla birlikte gelip dedelerinin nasıl telefon kulübesi kullandıklarını, nereden dondurma yediklerini anlatıyordu. Özellikle Bursa'ya özgü yerel markalara da yer vermiştik. Genel olarak ziyaretçileri içine çekebilecek deneyimler oluşturmaya çalışıyoruz. Ramazan ayında ise ‘Geleneksel Ramazan Geceleri’ etkinlikleri düzenliyoruz. İftar zamanında kılıç, sopa, sürahi gibi farklı şekillerde yapılan poğaçaları dağıtıyoruz. Karagöz-Hacivat, meddah, musiki gibi unsurları da içeren ramazan etkinlikleri düzenliyoruz." diyerek, müzede gerçekleştirilen etkinliklerin çeşitliliğinden bahsetti.
Müze sorumlusu Meriç, müzede 23 Nisan ve Anneler Günü gibi özel günlerde de etkinlikler düzenlendiğinden bahsetti. Müzenin alt katında bulunan düğme sergisinin, düğme oyunlarıyla ortaya çıkan bir koleksiyon olduğundan ve bu koleksiyonla ilgili tasarım atölyeleri düzenlendiğinden bahseden Meriç, müzedeki çalışmalarının birbirini desteklediğine vurgu yaptı.
Müze sorumlusu Meriç'in bahsettiği bir diğer etkinlik de “Kent Söyleyişileri” etkinliğiydi. Meriç, bu etkinlikte her ay bir konuyu ele alıp konuşmacıları davet ederek bir söyleşi gerçekleştirildiğinden bahsetti ve bu söyleşinin, kent ile ilgili çeşitli konuları tartışmak ve bilgi paylaşımını teşvik etmek amacıyla yapıldığını da tekrar tekrar vurguladı.
Bağışlarla büyüyen bir müzeyiz
“Müzenin oldukça kapsamlı bir arşivi bulunduğunu söylemezsem, müzeyi eksik tanımlamış olurum.” diyen müze sorumlusu Meriç, kent müzelerinin bir diğer misyonunun kent arşivleri oluşturması gerektiğini savundu ve bu anlamda Bursa Kent Müzesi olarak çalışmalar yaptıklarından bahsetti. “Ziyaretçilerin göremediği, görünmeyen kısımları da içeren bu arşivi, şu anda dijital araçlarla erişilebilir hale getirmeye çalışıyoruz. Ziyaretçiler müzeye gelmeden önce, koleksiyonumuzda bulunan eserler hakkında dijital platformlar üzerinden bilgi alabilecek ve çalışabilecekler. Örneğin, Cumhuriyet dönemi Bursa'sını araştırıyorsanız, dilekçe ile başvurduğunuzda o döneme ait bilgi, belge, fotoğraf ve dokümanları size sunuyoruz. Bu materyalleri inceleyebilme imkanına sahip oluyorsunuz. Araştırmacılara da kapımızı tamamen açık tutuyoruz. Depomuzda bulunan bir ürünü incelemek istiyorsanız, yazılı başvurunuzun onaylanması durumunda, gerekli izinleri alarak bu çalışmayı gerçekleştirebiliyorsunuz. Yani akademik çalışmalara yönelik olarak da büyük destek sağlamaya çalışıyoruz. Örneğin, gelinlik gibi bir eser aldığımızda, sadece o gelinliği değil, onun hikayesini, o dönemin moda tasarımlarını ve daha birçok detayı elde etmiş oluyoruz. Her şey birbirine bağlı ve anlamlı bir şekilde ilişkilidir. Bu nedenle arşivleme ve belgeleme çok önemlidir. Şu anda müzemizin kendi çapında bir kütüphanesi bulunmaktadır, ancak birçok kişi müzenin bu bölümü hakkında pek bir şey bilmez. Araştırmacılar her geldiklerinde daha fazla bilgi edinirler. Ayrıca, müzelerde ‘eserlere dokunulmaz’ gibi katı kurallar vardır, ancak biz bu yapıyı yıkan bir yaklaşıma sahibiz. Yeni müzecilik, daha paylaşımcı bir anlayışı gerektirir. Artık dijital ortamda her şeyi aşmaya çalışıyoruz çünkü internet üzerinden istediğiniz müzenin koleksiyonlarına ulaşabiliyorsunuz. Dünya da bu yöne doğru ilerliyor ve bu nedenle saklamanın bir anlamı kalmıyor.” ifadelerini kullanan müze sorumlusu Meriç, müzelerin yeni nesille buluşabilmek için yeni çağa ayak uydurması gerektiğini ve bu alanda çalışmalar yapılması gerektiğine vurgu yaptı.
Müze sorumlusu Meriç, müzede sergilenen eserler hakkında bizi bilgilendirdi ancak müze hakkında tam anlamıyla bilgi sahibi olabilmek için gelip görülmesi gerektiğini de söyledi. Müzede yer alan eserler hakkında bilgi veren Meriç, şu ifadeleri kullandı: “Müzenin koleksiyonunda etnografik eserler, silahlar, kılıçlar, kesici aletler, tekstil eserleri, yağlıklar, peşkirler gibi çeşitli nesneler bulunmaktadır. Üç katlı binada sergilenmeyen birçok eserimiz depoda saklanmaktadır. Koleksiyonumuz içerisinde gelinlikler, bindallılar, üç etekler gibi tekstil eserleri önemli bir yer tutmaktadır. Ayrıca, iyi bir sikke koleksiyonuna sahibiz. İslami döneme ait sikkelerden, Kurtuluş Savaşı dönemine ait top, tüfek ve savaş malzemelerine kadar çeşitli objeler bulunmaktadır. Kore gazilerine ait kıyafetler de koleksiyonumuzda yer almaktadır. Özellikle Cumhuriyet dönemine ait sobalar, ev içi kullanım malzemeleri gibi objeler de bulunmaktadır. Genel olarak, koleksiyonumuzdaki en yoğun materyaller 1900 ile 1930 arasındaki materyaller olmakla beraber, birçok farklı döneme ait, farklı kategorilerde eserler de bulunmaktadır.”
Müze sorumlusu Meriç, ayrıca müzenin en çok öne çıkan ve en gözde koleksiyonundan da bahsetti. Bu koleksiyonun Balkanlardan göç eden “Çengiç Beyleri” adlı bir aileye ait olduğunu söyleyen Meriç, devamında koleksiyondan şöyle bahsetti: “Koleksiyonun adı ‘İnova Koleksiyonu’. Bu koleksiyon, Çengiç Beyleri’nin Bursa'ya geldiklerinde yanlarında getirdikleri eşyalardan oluşmaktadır. Bu aile, dönemin zengin ailelerindendir. Koleksiyonlarının önemli parçalarından biri olan ve alt katta sergilenen altın rozet, ailenin gelinine doğum hediyesi olarak verilmiştir. Bu rozet, mineli süslemelerle çevrili olup tamamen saf altın tuğra ile süslenmiştir. Bu ailenin getirdiği koleksiyon, müzedeki en değerli koleksiyonlarından biri olarak nitelendirilebilir. Koleksiyon içinde Yatağan kılıçları, tabancalar ve Balkan etkisini yansıtan süslü altın sim sırma işlemeli ceketler ve cepkenler gibi eşyalar da bulunmaktadır. Bu koleksiyon, Balkanlar’dan gelen ailenin en göze çarpan koleksiyonlarından biridir. Ayrıca sikke koleksiyonu da müzemizin önemli bir bölümü oluşturmaktadır.”
Bursa’ya dair birçok şeyi öğreten müze
Müze sorumlusu Meriç, Bursa Kent Müzesi’nin ilk çağdan günümüze kadar Bursa’ya dair olan her şeyi ziyaretçiye sunduğunu anlattı. Meriç’e göre bu hem tarihsel süreci anlamamıza yardımcı oluyor hem de Bursa’nın bugünkü halini gösteriyor. Ardından Meriç, Bursa Kent Müzesi’nin gelecekteki planlarından ve projelerinden kısaca şöyle bahsetti: “Aslında, büyüyen kent müzesi projemiz üzerinde çalışmaktayız ve oldukça ilerleme kaydetmiş durumdayız. Şu anda uygulama aşamasına geçtiğimiz projeyi karşı bina tamamlandıktan sonra hayata geçireceğiz. Bir diğer binamız ise eski Defterdarlık binasıdır. Bu bina 1960’tan kalma bir yapıdır ve tahsisi bize geçmiştir. Şu anda restorasyon projemiz devam etmektedir. Yıllar önce içinde bulunduğumuz binayı yenilemiştik, ancak en alt katında bulunan tünel bağlantısı henüz tamamlanmadı. Bu iki binayı alttan bir tünel ile birleştirme çalışmalarına başlanacak.”
Bursa Kent Müzesi’ni diğer müzelerden ayıran özelliklerden bahseden müze sorumlusu Meriç, ilk olarak müzenin geniş bir temele sahip olmasının, yani müzenin ne kadar çeşitli ve her anlamda ne kadar zengin olduğuna vurgu yaptı ve sözlerine şöyle devam etti: “Burası, Bursa'ya dair her şeyin bulunduğu bir yerdir. Örneğin, Bursa'da Merinos ve Tekstil Sanayi Müzesi gibi çok spesifik konulara odaklanan müzeler de bulunmaktadır. Ancak Bursa Kent Müzesi, sadece belirli bir konuya değil, Bursa'nın tüm değerlerini kapsayan geniş bir yelpazeye sahiptir ve Bursalıların da müdahil olduğu bir müzedir. Temel anlamıyla diğer müzelerden ayrılmaktadır. Bu müze, geniş kapsamlı ve zengin bir koleksiyona sahip olmasının yanı sıra en çok ziyaretçi çeken müzelerden biridir. Aylık ziyaretçi sayısı 40 bin ile 50 bin arasında değişmektedir ve haftalık olarak 10 bin ile 15 bin kişi arasında ziyaretçi ağırlamaktadır. Bursa Kent Müzesi, bölgenin zengin kültürel ve tarihi mirasına dair bir referans kaynağıdır. Bursa’ya hiç gelmemiş olan biri, müzeyi ziyaret ettiğinde Bursa’ya dair birçok şeyi burada öğrenebilir ve burası Bursa’ya ilk kez gelen biri için de bir nevi kılavuz görevi görür.”
Bursa Kent Müzesi’nin diğer müzelerden farklı olduğunu bizlere anlatan müze sorumlusu Meriç, Bursa Kent Müzesi için, “Kentin geçmişine sahip çıkan ve kenti diri tutan bir müzedir.” dedi ve sözlerini noktaladı.
Haber & Fotoğraf: Kardelen Cancı
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...