Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


BULUNDUĞU COĞRAFYADA EŞİ VE BENZERİ MUHTEŞEM YAPI: ARPAZ KONAĞI VE KULESİ

02.11.2024
Kültür Sanat

 

Arpaz Konağı ve Kulesi bölgenin ve aslında dönemin tüm coğrafyasının, Osmanlı’nın yönetimsel, idari, siyasi, sosyal ve kültürel yapısını yansıtan, ayanlar, efeler, antik dönem, beylikler dönemini simgeleyen çok önemli bir yapı. Bütünlüğünü günümüze kadar korumuş olan yapı, geçmiş yıllardaki yaşamı somut bir biçimde bizlere sunuyor. 

 

Nazilli’ye bağlı Esenköy’de bulunan  Arpaz Konağı ve Kulesi bir Karya kenti  olan Harpasa Antik Kentinin hemen altında bulunan verimli tarım arazisinde kurulduğunu görürüz. Avrupa’da yaygın olarak görülen kuleli tipi yapılar Anadolu’da pek görünmez ama 18. yüzyılın sonu, 19. yüzyılın başlangıcında Osmanlı merkez idaresinin güçsüzleşip yerel idarecilerin yükselişe geçtiği, ayan ve voyvoda olarak adlandırılan yerel idarecilerin ortaya çıktığı dönemde bu kulelerin de özellikle Güney Batı Anadolu’da örneklerinin çoğaldığını görürüz. Bu havzada 7 adet olduğunu görüyoruz. Ama bu Menderes Havzasında Nazilli ilçesi içerisinde bir adet mevcut ve bu hali ile zamana meydan okumaktadır. Yapının yüzüne baktığımızda pencereler görürüz, sanki bu pencerelerin üzeri kapanmış gibi ama onlar gerçek pencere değil yalancı pencerelerdir. Mimari amaçla kule güzel olsun diye yapılmış, zaten  Arpaz Kule’sini diğer kulelerden ayıran en önemli özelliklerden biridir. Bu özelliği diğer kulelerde göremezsiniz, Kulede bulunan pencereler açık olduğunu hissettirir ancak o pencereler hiçbir zaman açık değildir, işlevsel değildir. Görüntü olarak, bu işe daha çok özenildiğini, Bey’in “ben burdayım” demek için bu yalancı pencereleri yaptırdığı anlaşılmaktadır. Ayrıca Arpaz Konağı ve Kulesi, Denizli’de bulunan Pamukkale Travertenleri ve Afrodisias yolu üzerinde olması, yeni yapılan otobana çok yakın olması, Sümerbank Basma Fabrikası ve Akçay Çayı’nın üzerinde bulunan Türkiye’nin ilk betonarme köprüsü’nün restore edilmesi ile alternatif bir turizm merkezi oluşturulabilir, bölgenin sosyo ekonomik yapısına ve tanıtımına katkı sağlayabilir. 

 

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, Nazilli İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Siyaset Bilimler Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuncay Ercan Sepetcioğlu, Arpaz Konağı ve Kulesi hakkında yapmış olduğu araştırmalar sonucunda edindiği izlenimleri aşağıdaki röportaj ile  bizlerle paylaştı. 

 

Sizce kuleli ve korunaklı evlerin yapılmasının amacı ve önemi nedir?

Tarih boyunca kuleli evler ve korunaklı evler oldu. Bu sadece Batı ve Güney Avrupa’da değil Kafkaslar’da da mevcut. Ama Anadolu’da pek görülmedi. Bu yapıların genel amacı belirli bir mevkide olan belirli bir zenginlikte ve güçte olan ailelerin hem yaşadıkları hem de dış tehlikelere karşı sığındıkları mekanlar olması açısından önemlidir.



Kule bu aileleri gerçekten koruyor muydu?

Tam koruma sağlamasada koruyordu; korumasaydı bu yapılar kuleler yapılmazdı. Uzun müddet dayanabilecek, büyük ordulara karşı kurulan bir mekanizma değildir, ama evet koruyordu, Feodalizm ve Orta Çağ Avrupa’sında hepimiz bu yapıların örneklerini görüyoruz. Kale gibi bir yapı, surlarla çevrili, içerisinde hem o yerel idareci olan bir lordun kaldığı, bizzat yaşadığı, onunla birlikte kendisine tabi olan insanların, hizmetçilerin yaşadığı, atından, sığırına, ineğine, tavuğuna kadar belirli canlıların yaşadığı  bir mekan, hatta özerkleşen bir nokta vardır, çevresi kanallarla çevrilidir. Hatta açılır kapanır bir köprü vardır. Bunun örnekleri dünyada hep vardır ve biz bunların örneklerini görürüz. Bizde ise, aslında Anadolu’da pek görünmez ama 18. yüzyılın sonu, 19. yüzyılın başlangıcında Osmanlı merkez idaresinin güçsüzleşip yerel idarecilerin yükselişe geçtiği, ayan ve voyvoda olarak adlandırılan yerel idarecilerin ortaya çıktığı dönemde bu kulelerin de özellikle Güney Batı Anadolu’da örneklerinin çoğaldığını görürüz. 

 

Bu yapıların inşa edilmesinin amacı nedir?

Özellikle dış tehlikelere karşı,  eşkıyaya karşı ve diğer rakip beylere karşı yerel idareye  sahip olan bu beylerin ve ayanların bu tür korunaklı yapılar inşa ettiğini görüyoruz. Bunların bu bölgede, Güney Batı Anadolu havzasında özellikle Menderes Havzasında, çok sayıda olduğunu görüyoruz; bu bölgede 7 adet var. Ama bu Menderes Havzasında Nazilli ilçesi içerisinde bir adet mevcut, o da Arpaz Konağı ve Kulesidir. Bu konak ve kuleyi diğer eserlerden ayıran şöyle bir özelliği vardır: Kendi dönemini en iyi yansıtan, en iyi bütün büyülü ve bütüncüllüğünü yansıtan eser olarak hala ayakta kalması. Mimari olarak bakarsak, yerel idarecilerin, o ayan dediğimiz Arpaz Beyinin yaşadığı konak, tehlike anında saklandığı bir kulesi, surlarla çevrili, içerisinde konuk evinin olduğu, çalışanlarının ve hizmetçilerinin yaşadığı, fırınından tutun hamamına kadar, çeşmesine kadar her şeyin bulunduğu, aynı şekilde hayvanlarının bir arada yaşayabileceği bir mekandır. Dolayısıyla Anadolu’da feodalizm yaşandı mı, yaşanmadı mı tartışmalarının en önemli simgelerinden birisi de aslında bu tür konaklar ve bu anlamda da tek, yekpare kaldığı için diğerlerinden tamamı ile ayrılan Arpaz Konağı ve Kulesi’dir. 

 

Arpaz Konağı ve Kulesi’ni diğer konak ve kulelerden ayıran özellikleri nelerdir?

Sadece yekpareliği değil, mimari üslubu, bezemesi hem konağı hem de kuleyi diğerlerinden ayırmıştır. Diğer örneklerde güzel ve görkemlidir ama mimari üslubu ve bezemesi Arpaz Konağı ve Kulesi gibi değildir. Çünkü Arpaz Konağı ve Kulesi çok görkemlidir. Bu yüzden zaten baktığımız zaman feodal lordların Güney ve Batı Avrupa’daki kule evlerine, şatolarına benzemektedir. Dolayısı ile bu izlenimi yaratıyor ve Anadolu’da bir örneği daha yoktur. O yüzden hepsinden ayrılır.



Arpaz Kulesi’nin hikayesi nedir?

18. yüzyılda Osmanlı merkez idaresinin güçsüz olduğu, ayanların ise güçlendiği bir dönemde bu bölgede bulunan Karya dönemine ait Harpasa Antik kentinin eteklerinde Arpaz Köyü kurulmuştur. Ayan olan Arpaz Beyi, o bölgede dış tehlikelere  karşı, eşkıyaya karşı, soygunculuğa karşı ve diğer beylere karşı bir bina inşa ettirmiştir.  Öncelikle surlar, ardında kule, konak, hamam ve müştemilatın yapıldığını biliyoruz. Arpaz Beyi kökenini Sadrazam Gedikli Ahmet Paşa’ya dayandırır. Ancak konağın yapılış tarihi tam olarak belli  değil ama belli ki 17. yüzyılın sonu, 18. yüzyılın başlarında yapılmıştır. Önceden orası antik bir kent; temeli var, taşlarından belli. Daha sonra bu temelin üzerine Arpaz Beyi Hacı Hasan Bey Rodos’tan getirdiği taş işçilerine konağı ve kuleyi yaptırmıştır. Bu nedenle yapıda Avrupa izlenimi var, feodal lordların şatolarının izleri vardır. Rodos’a gittiğinizde harika şatolarının ve surlarının olduğunu görürüz. 

 

Arpaz Konağı ve Kulesinin önemi nedir, diğerlerinden hangi özellikleri ile ayrılır?

Bey, her zaman kulede yaşamıyor, ailesi ve yanındakiler ile birlikte konakta yaşamaktadır. Ancak tehlike anında kuleye geçerek orada yaşıyor. Konaktan baktığınız zaman kulenin giriş kapısı mevcut, barok üsluplu süslemeler var ve orada makaralar bulunmaktadır. Makaralar aracılığı ile açılır kapanır bir kapı vardır, tehlike anında kapı açılır, Arpaz Beyi, ailesi, korumaları ve hizmetçileri ile açılır kapanır bu kapıdan kuleye girer ve kapı kapanır.  Aynı Orta Çağ’dakiler gibi, surların hendeğin gerisindeki korunaklı yapılar gibi. Kulede bazı ızgaralar görülmektedir; orada aslında ateşli silahlar var. Karşı tarafa düşmana ateş edebilmek ve düşmanı vurmak için, bu ızgaralardan karşı taraf düşman çok net görülebilirken, karşı taraftaki düşmanın kale içindekileri görmesi ve vurması pek mümkün görünmemektedir. Dolayısı ile böyle bir işlerliği vardır. Kilerinin olması, yaşam alanlarının olması, hamamının olması oranın tehlike anında bir ihtiyaca binaen yapıldığını gösteriyor. Yapının yüzüne bakarsak pençeler görürüz, sanki bu pencerelerin üzeri kapanmış gibi ama onlar yalancı pencere, mimari amaçla güzel olsun diye yapılmış, zaten  Arpaz Kule’sini diğer kulelerden ayıran bir özelliktir. Bu özelliği diğer hiçbir kulede göremezsiniz, pencerelerin açık olduğunu hissettirir, ancak o pencereler hiçbir zaman açık değildir, işlevsel değildir. Görüntü olarak, bu işe daha çok özenildiğini, Bey’in “ben buradayım” demek için bu yalancı pencereleri yaptırdığı anlaşılmaktadır. En görkemli yer kuledir. Ancak kule tek başına ele alınmamalıdır, bu yapı çevresi ile bir bütündür. Restorasyon çalışmalarının da buna göre yapılmasına karar verildi. Önceden kule temelli restorasyon çalışmaları vardı, ancak bu restorasyonun sadece kule için değil konak ile birlikte bir bütün olarak ele alınması gerekir. Çünkü bu yapı bir bütündür, birbirinden ayrılamaz. Kule ve konak aynı dönemde yapılmamıştır, bir şey olmuş, konak sonradan yapılmış ya da büyütülmüştür. Sonrasında 1950’lerde tehlike geçince, beylerin kalmadığı, eşkiyaların kalmadığı dönemde kule konağın manzarasını kapattığı için konağın hemen yanına betondan bir seyir kulesi yapılmıştır. Konağın hemen yanında temelleri olan ancak yanan ve misafirler içinde yapıldığı düşünülen bir konak daha mevcuttur. Ayrıca köşede bir hamam ve fırın da mevcuttur. Konağın altında zeytin yağını çıkaran bir mekanizma ve sarnıç vardır. Bu bölge çevre surları ile birlikte Bey’in hem korunduğu hem de beraberindekiler ile birlikte yaşadığı bir yaşam alanıdır. Hem bölgenin hem de genel olarak 19. yüzyıl başları, ayan tarihi açısından en başarılı, en kıymetli yapıdır, ancak kıymeti bilinmemektedir.

 

Arpaz Konağı ve Kulesi ile çevresindeki diğer yapıların turizme kazandırılmasının önemi nedir?

Bu bölge sonuçta turistik bir bölgedir. Arpaz Konağı ve Kulesi turizm açısından bir alternatif olmalıdır. Çünkü Denizli Pamukkale Travertenleri ve Afrodisias yolu üzerinde, yeni yapılacak olan otobana çok yakın mesafededir. Alternatif bir ziyaret merkezi olması açısından da değerlidir. Yine Sümerbank Basma Fabrikası işler hale getirilir, bir müze haline dönüştürülürse ve Akçay Çayı üzerine yapılan Türkiye’nin ilk betonarme köprüsü ile önemli bir ziyaret merkezi de olabilir. Bunun içine Nysa Antik Kentini, Nazilli Garını, Nazilli Etnografya müzesini de dahil ederseniz, üzerine Perşembe Pazarını eklerseniz müthiş bir alternatif destinasyon olur ve bölgenin sosyo ekonomik yapısına ve tanıtımına katkı sağlar. Bu arada Aydınoğulları Beyliğinin kurucusunun annesinin ya da eşinin mezarı da Arpaz mezarlığındadır. Bu yapı ile birlikte yöresel ürünlerin satılacağı bir yerleşim yeri olarak bir alternatif destinasyon olma potansiyeli vardır. Bir konaklayacak yer, kafe, restoran yapılabilir. Burada Efe kültürü, Ayan kültürü, Rodos kültürü ve Antik dünyanın kültürü, beylikler dönemi var bu açıdan Arpaz bütüncül olarak değerlendirilebilir. Bunun için bir çok rapor sunduk, onun için bazen karar verici merciler uzman kişileri dinlemelidir. Arpaz Konağı ve Kulesi çok özeldir, bir tanedir, bunun bir başka örneği başka bir yerde yoktur. Kulenin yakın zamana kadar çatısı duruyordu. Ancak bakım olmayınca restorasyon çalışmaları gerçekleşmeyince kulenin çatısı çöktü, çatının çökmesi ile binanın iç kısmı ve duvarları zarar görmeye başladı. Konak için de benzer tehlike söz konusudur. Duvardaki derin çatlaklar; ayrıca konağa yapılan kontrolsüz ziyaretler, bezemeler ve ahşap oymalar için tehlike oluşturmaktadır.  Aşağı doğru inen merdivenlerde ahşap bir oyma vardı ancak o şimdi kırılmış, yakın zamana kadar vardı, bu ahşap oymalar ve bezemeler çürümekte. Eğer önlem alınmazsa, restorasyon çalışmaları yapılmazsa yok olacak. Hemen restorasyonunun yapılması gerekir. Buranın şöyle bir avantajı var; rölevesi çıkarıldı, nasıl restorasyonu olmalı kısmı bitti. Arpaz Konağı ve Kulesi, inisiyatif alacak, bütçesi yapılacak, ihaleye çıkarılacak ve doğru dürüst bir firma tarafından usulüne uygun olarak restore edileceği günleri bekliyor. 

 

Tarihi dokunun korunması için yapılanlar  gelecek nesillere de yol gösterici olacaktır. 

 

Haber: Abdurrahman Gürbüz

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00