Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Gıda Bilimleri ve Mühendisliği Bölümünden Dr. Didem Peren Aykas Çinkılıç ile “Palm Yağının” etkilerini ele aldık.
Dünyada en fazla kullanılan bitkisel yağ olan, Malezya ve Endonezya olmak üzere birçok ülkede üretilen palm yağının etkileri merak konusu olmuştur. Dondurulmuş hazır yiyeceklerden, şekerlemelere birçok işlenmiş gıdada palm yağı bulunurken sağlığa etkilerinin ve endüstrinin özel alanlarına taşınarak sürdürülebilir olması dikkat çekmektedir. Endüstride tercih edilebilir olması demek ise sektörde maliyeti az ve oldukça ekonomik olması anlamına gelmektedir.
“Dünyada yağ için en verimli bitki”
Palm yağının içeriğine değinen Çinkılıç, “Palm yağı, Elaeis Guineensis isimli palm ağacının meyvesinden elde edilen bir yağdır. Yüksek oranda doymuş yağ asitleri içermektedir. Bu ağacın meyvelerinden ve çekirdeğinden yararlanılır. İki ayrı tipi vardır ve farklı kimyasallarla rafine edilerek elde edilen bir yağdır. Çekirdek, laurik asit ve palm çekirdek yağı içerir. Palm yağında ise stearik asit, linoleik asit, oleik asit, palmik asit ve palm stearini vardır. Dünyada yağ için en verimli bitki olarak palmiye türü nitelendirilmektedir. Bitkisel yağlardan farklı olarak palm ağacı meyvesinden taze kısmı olan mezokarptan elde edilen ham palm yağı, çekirdeğinden elde edilen yağ ise Palm çekirdek yağıdır.” dedi.
“Palm ağacı çok verimli bir ağaçtır”
Palm yağı üretimine neden karşı çıkıldığı hakkında bilgi veren Çinkılıç, “Aslında palm yağı üretimi ve kullanımı yasak değil. Palm ağacı çok verimli bir ağaçtır. Palm yağı üretiminin en başında yer alan ülkeler arasında Malezya ve Endonezya bulunurken, Tayland, Kolombiya, Nijerya, Hindistan, Papua Yeni Gine, Fildişi sahilleri, Brezilya ve Ekvator’da da yaygın olarak bulunmaktadır. Bazı “WFF” (Dünya Doğayı Koruma Vakfı) gibi çevre dernekleri bu üretime karşı çıkmaktadır. Ne yazık ki bu üretime karşı çıkmalarının sebebi ise endüstrinin devamlılığı adına ormanların yok edilmesi ve farklı türlerde orangutan, kaplan, fil, gergedan gibi hayvan türlerinin yaşama alanlarının kısıtlanması, biyolojik çeşitliliğin zarar görmesidir. Bunun yanı sıra ormanların da yok edilmesi iklim krizlerine yol açmaktadır. Bu açıdan Avrupa Birliği (AB) tüketimin azalmasını istiyor. Ama sağlık açısından palm yağının kullanımının ciddi zararları yok.” diye konuştu.
“Endişe etmemize gerek yok”
200 derecenin üzerinde sıcaklığa maruz bırakılan her yağın kanserojen madde ürettiğini söyleyen Çinkılıç, “Palm yağı için, 200 derecenin üzerinde bir sıcaklığa maruz kaldığında kanserojen maddelerin ortaya çıktığı belirtilmektedir. Fakat baktığımızda herhangi bir yağı 200 derecenin üzerinde bir sıcaklığa maruz bıraktığımızda da -örneğin ayçiçek yağı- benzer şekilde sağlığa zararlı kanserojen maddeler meydana getirdiği görülmektedir. Dolayısıyla bu sadece palm yağı özelinde değil, sağlık açısından yüksek sıcaklığa maruz kalan diğer yağlarda da kanserojen madde ortaya çıkaracaktır. Bizim çoğunlukla hayatımızda tükettiğimiz ürünlerde endişe etmemize gerek yoktur.” şeklinde konuştu.
“Tokoferolun sağlığa olumlu etkileri var”
Palm yağının içerisinde bulunan E vitamininin sağlığa yararlı oluşundan söz eden Çinkılıç, “Palm yağının içerisinde aynı zamanda tokoferol bulunmaktadır. Tokoferol E vitaminidir ve hücreleri korumaya yardımcı olan antioksidandır. Tokoferolun sağlığa olumlu etkileri vardır. Antioksidan içeren palm yağı kardiyovasküler hastalıklar, diyabet ve kanser üzerine olumlu etkileri olabilmektedir. Fakat ham yağın içerisinde sağlığa yararlı içerikler bulunsa da yüksek sıcaklıkta farklı kimyasalların kullanıldığı rafinasyon işleminde bu maddeler ortadan kalkmaktadır. Doymuş yağ oranı yüksek bir yağdır ama aynı zamanda da stabil bir yağdır. Çok fazla oksidasyona uğramaması bu yağın avantajlarındandır. Eskiden margarin üretiminde çok fazla trans yağ ortaya çıkıyordu. Margarin üretimi genel anlamıyla sıvı yağdan, katı yağ elde etmek amacıyla gerçekleştirilen bir uygulamadır ve bu üretim sırasında sağlığımız için zararlı trans yağ oluşumu gerçekleşmektedir. Palm yağından bu tarz katı bir yağ elde edebilmek için günümüzde interesterifikasyon uygulaması yapılmaktadır ve bu uygulama ile üretilen ürünün içinde trans yağ oluşmamaktadır. Bu açıdan da palm yağı, margarine göre daha avantajlıdır. Saydığımız bu sebeplerden dolayı sağlık açısından korkulması gereken bir yağ değildir.” dedi.
“Endüstri özel alanlara üretim için taşınıyor”
Endüstri için özel alanların oluşturulduğunu ve üretimin özel alanlara taşındığından söz eden Çinkılıç, sözlerine şöyle devam etti, “Palm yağı birçok üründe kullanılmaktadır. Çikolatalar, cipsler, şekerlemeler, kurabiyeler ve dondurulmuş yiyecekler, kekler gibi birçok hazır üründe kullanılmaktadır. Bunun da en büyük sebebi palm yağının çok daha uygun fiyatla üretilebilmesidir. Besin endüstrisinde de düşük maliyetli olduğu için tercih edilmektedir. Çünkü palm ağacı çok verimli bir ağaçtır. Çok fazla miktarda meyve verir ve palm yağı elde edilir. Burada ayçiçek yağını ya da soya yağını üretmek için çok fazla tarım alanı kullanılırken, palm ağacında daha az alanda daha çok ürün elde edilebiliyor. Bu da fiyatlara yansıyor. Hem çok daha uygun fiyatlı oluyor hem de çok daha fazla ürünün içinde bulabiliyoruz. Bazı çevre dernekleri, palm yağı biyolojik çeşitliliğe zararlı olduğu için bu yağın doğal ve el değmemiş orman alanlarında üretilmesine karşılar. Bu sebeple palm yağı üretiminin daha sürdürülebilir ve yağ endüstrisi için özel olarak ayrılmış alanlara taşınmasını savunuyorlar. Biz de umuyoruz ki palm yağı üretiminin hepsi bu tarz sürdürülebilir alanlara taşınır ve doğaya, biyolojik çeşitliliğe olan zararın önüne geçilir.”
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Gıda Bilimleri ve Mühendisliği Bölümünden Dr. Didem Peren Aykas Çinkılıç ile yaptığımız röportajda palm yağının etkilerini, üretim alanlarını ve içeriğini ele aldık. Üretim alanlarının, ormanları ve biyolojik çeşitliliğe zararının önüne geçilmesi adına özel sürdürülebilir endüstri alanlarına taşınmasının önemini vurgulayan Öğr. Gör. Dr. Çinkılıç’a verdiği bilgiler için teşekkür ederiz.
Haber: Gamze Demircan
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...