Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü
Öğrenci Uygulama Haber Sitesi

Gençlerin ruh ve beden sağlığını ve toplumda yararlı bireyler yetiştirme prensiplerini ilke edinmiş olan, diğer spor dallarının gölgesinde kalan izcilik üzerine, İzcilik Federasyonu Aydın Temsilcisi  İbrahim Ganioğlu ile bir söyleşi gerçekleştirdik. Bu söyleşide izcilik hakkında bilinmeyenleri Ganioğlu'na sorduk.

İzcilik nedir?

İzcilik, bir zamandan başlayıp belli zamanda bitecek bir süreç olmayıp, kişi benimsediğinde bir ömür boyu yaşam stili haline getirebilecek bir eğitim disiplinidir.

İzcilik, 1910’lu yılların başında General Robert Baden Powell’ın bir takım eğilimlerle İngiltere’de çıkardığı ve 1920 yılında tüm dünyada kabul gören ve hızla yayılan  bir çalışma olarak literatürde yer almaktadır. Ancak 1904-1907 yıllarında Osmanlı topraklarında yer alan Beyrut’ta, keşşaf ismiyle anılan izci grupları olduğu ve  Türk kültürüne  dayandığı da  iddia edilmektedir.

İzcilik çalışmaları Baden Powell’den tutun İstanbul Galatasaray Lisesi’ne gelinceye kadarki süreçte Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti’nde Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde gerçekleştirildi. 2012 yıllarında ise Türkiye İzcilik Federasyonu’na devredildi.

İzciliğin işleyiş sürecini tanımlar mısınız?

“İzcilikte üç temel grup vardır; bunlar yaşa göre belirlenir.7-11 yaş arası grup Yavru Kurt, 11-15 arası İzci olarak, 15 -18 yaştakiler ise Ergin İzci olarak nitelendirilir. Yapılan aktivitelerin içeriği yaş gruplarına göre farklılık gösterir. Genelde izcilik çalışmalarına temel yaş grubu dediğimiz oymak grubu, yani 11- 15 yaş arası gruptan başlanır. Bunun nedeni ise bu yaş grubundaki çocukların eğitilmesi, milli ve manevi değerlerin benimsetilmesi ve kültürel bilginin aktarılmasının çok daha kolay olmasından kaynaklanmasıdır.

Üç ay gibi bir süre çocuklara izcilik eğitimi verildikten sonra and içme töreni gerçekleşir. İzcilik ömür boyunca devam eder fakat etkinliklerinin kendi iç dinamiklerine göre zamanları vardır. Örnek olarak ünite çalışmaları haftalık veya iki haftalık periyotlarla yapılır ve üç temel üzerine inşa edilir. Bunlar, değerler eğitimi, izcilik literatür bilgileri ve izci oyunları alkışlarıdır. Kamp süresi ise değişkenlik gösterir. En kısa kamp süresi bir gece iki gün iken en uzunu dokuz gece on gün şeklindedir. Yani aktivitelerin içeriğine göre zamanın değişkenliği söz konusudur.”

İzcilikte dikkat edilmesi gereken temel kurallar nelerdir?

“Kamp alanını kurarken suya ne kadar mesafede olduğu hesaplanmalı, bunun dışında belli geçiş güzergahları ve patikaların üstünde kurulmamalı. Kamp kurulacak coğrafyanın yapısı ve orada yaşayan hayvanlar hakkında bilgi edinilmeli ve çiftleşme zamanında olan hayvan alanlarından uzak durulmalıdır. Bu bilgiler edinilmeli ve  izci gruplarına aktarılmalıdır. Olabilecek kazalardan korunmak için ise tozluk takılmalı ve vücutta olabildiğince açık alan bırakılmamalıdır. Belirlenen alanlara kükürt tozu dökülmeli ve mümkün oldukça bütün atıklar yakılmalıdır. Bu, alanı zehirli hayvanlardan korumak için önemli bir detaydır.”

İzciliğin kişinin gelişimi üzerindeki etkilerinden ve temel etkinliklerden bahseder misiniz?

“İnsanın hayata bakış açısındaki alabileceği insani hazlardaki engellerin izcilikle kalkabileceğini söyleyebiliriz. İzcilik, insanı hayata hazırlayan, farklı inançlarda olsa bile toplulukları birbiriyle kaynaştırabilen bir yapıya sahiptir. Bu nedenledir ki fanus içinde yetiştirilme eğilimde olan çocuklar, izciliğin içine girdiğinde kendi ayakları üstünde durmayı öğrenir. Küçük yaştaki çocukların kendisine yetinebilmesini öğretir. Aynı zamanda paylaşma duygusunu, güven duymayı, arkadaş ve grup olma becerilerini kazanır. Yaptığı etkinlikler ve üstlendiği görevlerle toplum içerisinde kendi payına düşen sorumlulukları ve birey olmayı öğrenir.   

İzcilik sadece oyun ve eğlenceden ibaret formal bilgilerin dışında informal bir yapıya sahiptir. Onun için çocuklara kişisel yeteneklerini keşfetmekten tutun birlikte yaşayabilme, kriz yönetebilme, toplumda söz sahibi olma gibi meziyetler de kazandırılır. Bu kazanımlar ise izci oyunları ve aktiviteleriyle olur. Aktiviteler; at binmek, ok atmak, su sporları, tırmanma, ocak ve ateş çeşitlerini öğrenme gibi doğada hayatta kalma becerisini güçlendirecek zengin bir içeriğe sahiptir.”

Temel prensip ve metotlar var mıdır? Nelerdir?

“Sürecin devamı ve tamamlanması için belli başlı prensipler vardır. Bunlar; yaratıcıya karşı görevler, kendisine karşı görevler ve başkalarına karşı görevler olarak sıralanır. Bu prensipler milli ve manevi değerlerin aşılanması içindir. Temel metotlar ise and ve türe, oba sistemi, açık hava faaliyetleri sembolik çerçeve, yaparak ve yaşayarak öğrenme, yetişkin desteği ve kişisel gelişim olarak sıralanır. Oba sistemi en küçük demokratik yapıdır, semboller ise fularların rengidir diyebiliriz. Kısaca bu prensip ve metotlar kişinin hayatta farkındalık yaratabilmesi, başarılı olabilmesi adına bir eğitimdir.”

Haber: Yıldız Uluktekin

Fotoğraf: Esra Utku