Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü
Öğrenci Uygulama Haber Sitesi

Günümüzde popülerlik kazanmış yoga, meditasyon temelli olup insan vücudunu çalıştıran ve omurgayı esas alan fiziksel açıdan sınırların zorlandığı, esnekliğin şaşırtıcı derecede arttırıldığı bir spor branşı haline gelmiştir.

Yoga, pandemi ile birlikte tüm dünyanın eve kapanmasının ardından evde yapılabilecek ekipmansız bir spor olmasıyla dikkat  çekmiştir. Türkiye yogayla yeni tanışmaya başlamış olsa bile tarihi oldukça eskidir ve milattan önceye dayanmaktadır. Yoga hakkında merak edilen ve bilinmeyen konular için milli sporcu aynı zamanda yoga, pilates eğitmeni Aleyna Karaca ve Yoga Federasyonu Aydın İl Temsilciliği’nin kurucusu ve eğitmeni olan Ekin Şen ile yoga hakkında merak edilen konuları ele aldık.

“Yogayla 17 yıldır iç içeyim.”

Yoga Federasyon kurucusu ve Aydın İl Temsilcisi olan Ekin Şen, “44 yaşındayım. Bir stüdyom var, yoga eğitmenliği yapıyorum. 10 yıl boyunca yoga dersleri aldıktan sonra 7 yıl önce eğitmenlik sertifikalarımı aldım, eğitimlerimi tamamladım ve Aydın’da yoga oluşumunu gerçekleştirdim. Yogayla 17 yıldır iç içeyim.” dedi. Spor hayatına 6 yaşında jimnastikle başladığına değinen Karaca ise, “Spora Kung Fu branşıyla başlayarak 14 yaşında milli sporcu unvanına sahip oldum. 2019 yılında ise Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Rekreasyon Bölümünü kazandım. Mezun olduktan sonra kendi stüdyomu kurdum. Şu an pilates ve yoga üzerine eğitim vermekteyim.” şeklinde konuştu.

“Psikolojik olarak zorlandığım süreçte kendimi yoganın içinde buldum.”

Antrenörünün önerisiyle ergenlik döneminde yogayla tanıştığını dile getiren Karaca, “Spor hayatıma odaklanmışken ve Kung Fu branşı da esneklik istediği için antrenörümün önerisiyle ergenlik döneminde yoga ile tanıştım. Devamında ise psikolojik olarak zorlandığım bir süreçte kendimi yoganın içinde buldum ve şimdi insanların ruhuna dokunur vaziyete geldim.” dedi. Almanya’da devam eden hamileliğinde doktor tavsiyesiyle yogayla tanıştığını belirten Ekin Şen, “Doktorum hamileliğimi ve doğumu daha kolay geçirebilmem adına beni mahallemdeki yoga stüdyosuna yazdırdıklarını ve ücretsiz şekilde başlayabileceğimi söyledi. Bu şekilde ilk olarak hamilelik yogası ile tanışmış oldum.” dedi.

Yoga temelde bir felsefi bakış açısı ve yaşam biçimi

Yoganın 2020 tarihinde pandemiyle beraber popülerleştiğini vurgulayan Karaca, “Yoga temel hareketler üzerinden bakıldığında M.Ö 500’lü yıllara dayanmaktadır. Hindistan'da ortaya çıkmış bir meditasyon arınma türüdür. Yoga temelde bir felsefi bakış açısı ve yaşam biçimidir. Fakat genel anlamda modernize edilmiş şekilde spor ve sağlık etkisi üzerine çalışılmaktadır. Belli başlı ses ve çalgı materyalleriyle yogayı daha farklı ruhani yöne çeken bir akım son zamanlarda mevcuttur. Güncel duruma ve yoganın çıkış noktasına baktığımızda yoga meditasyon ve spor branşı diyebiliriz.” şeklinde konuştu. 

Yoganın tarihinin milattan önceki yıllara, Hindistan Himalaya Dağları’na dayandığını belirten Ekin Şen, “Sanskritçe yoga beden, zihin ve ruhun bütünleşmesi anlamına gelmektedir.” dedi ve “Yoga sadece bir spor değildir. Bu şekilde düşünen kesim oldukça fazla fakat tamamen neye odaklı olduğunuzla alakalıdır. Estetik, güzel duruş ve esneme için yapıyorsanız evet buna spor dersiniz ama öğretilerini ve hayata bakış açısını ele alırsanız, meditasyon olarak düşünüp uygulamış olursunuz. Yoga hareketleriyle, nefesiyle bir bütündür.” şeklinde devam etti. 

Yoganın çeşitlerinin sadece nefes ve duruşlarda değişiklik gösterdiğini, temel felsefesinin aynı olduğuna vurgu yapan Karaca sözlerine şu şekilde devam etti: “Birçok çeşidi bulunmaktadır. Yin Yoga, Ashtanga Vinyasa Yoga, Kundalini Yoga, Hatha Yoga olarak ayrılmaktadır. Kişinin kendini nasıl rahat hissettiği, düşüncelerden nasıl arındığı, hangi ortamı sevdiğiyle de ilişkilidir çünkü yoga kişiyi temel alır. Rahat olmadığınız yerde zihninizi ve bedeninizi akışa bırakamazsınız.” dedi.

“Gündelik yaşamda oluşan eklem, vücut ve kas ağrılarına iyi gelmektedir.”

Yoganın insan vücuduna olan hem fiziksel hem ruhsal yararlarına dikkat çeken Karaca, “Skolyoz, bel ve boyun düzleşmesi, bel ve boyun fıtığına oldukça iyi gelmektedir. Bu anlamda tedavi amaçlı kullanılmaktadır fakat doktor tavsiyesi ve önerisi üzerine bu çalışmalar gerçekleşmektedir. En önemlisi esneklik ve direnç kazanarak gündelik yaşamda oluşan eklem, vücut ve kas ağrılarına iyi gelmektedir.” dedi. Yoganın sadece bireyi değil çevresini de pozitif etkilediğini vurgulayan Ekin Şen, “Kişinin bedeni yumuşadıkça hayata olan tutumu da yumuşuyor. Yoga, kişiyi gündelik kaygılardan stres ve sıkıntılardan uzaklaştırarak zihinsel bir rahatlama sağlıyor. Bireysel mutlulukla beraber bu, kişinin çevresine takındığı duruma da yansıyor ve daha kapsamlı bir etki yaratıyor.” dedi.

“Ön yargıyla yaklaşıyorlar.”

Yoga “ommm” sesinden ve duruşundan ibaret değildir diyerek sözlerine devam eden Karaca, “Dünya çapında baktığımızda yoga, spor ve egzersiz olarak yaygınlık kazanmakta ve konu üzerinde oldukça ustalaşmış kişiler bulunmaktadır. Türkiye’de ise yoga biraz anlaşılmamakla beraber tam olarak tanınmış değildir. İnsanlar yogayı Budizm dini ibadeti olarak ele alıp bunun üzerinden ön yargıyla yaklaşıyorlar. Fakat spor olarak baktığımızda insana çok katkı sağladığı için gün geçtikçe gelişip daha büyük kitlelere hitap edeceğini düşünüyorum.” dedi.

Yoganın Türkiye’de geri planda kaldığını vurgulayan Ekin Şen,  tek dileğinin insanların yogaya rahatça ulaşabilmesi olduğunu belirtti, “Türkiye'ye geldiğimde yani 7 yıl öncesinde kısıtlı eğitmenler ve stüdyolar vardı şimdi ise Aydın merkezi ele aldığımızda en az 3 stüdyo bulunmaktadır. Zaman ilerledikçe daha fazla gelişim gösterip geniş kitlelere dokunacağından eminim.” diyerek sözlerini noktaladı.

Haber: Melih Şentürk