Para-Karate görme, zihinsel ve bedensel engelli sporcular için uyarlanmış üç farklı kategoriden oluşan ve sadece kata dalında rekabet edilebilen bir müsabaka yöntemidir.
Aydın'ın gururu Avrupa üçüncüsü milli sporcumuz Berkay Uslu ile Para-Karate’nin kata dalında gerçekleştirdiği başarılarının hikayelerini konuştuğumuz keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Öncelikle kendinizden biraz bahseder misiniz?
İsmim Berkay Uslu, 24 yaşındayım. Aydın Nazilli’de doğdum. Aydın Adnan Menderes Üniversitesinde Spor Bilimleri Fakültesi öğrencisiyim. 5 yaşımda maalesef bir trafik kazası geçirdim ve 6 yaşımda protezim takıldığı için protez bacakla tanışmış oldum. 6 yaşımdan 15 yaşıma kadar karate sporu ile uğraştım. Belli başlı sebeplerden ötürü bir süre karateyi bırakmak zorunda kaldım. O esnada tekerlekli sandalyede basketbola başladım. Balkan Şampiyonluğu’nu kazandık. Sonrasında Para-Karate branşının açıldığını öğrendim. 2022’nin son aylarında tekrar karateye başlamak istedim. Türkiye'de bu branşta düzenlenen ilk şampiyonada Türkiye Şampiyonu oldum. Hemen ardından İspanya'da düzenlenen şampiyonada üçüncülük elde ettim. Mayıs 2024’te ise Hırvatistan'ın Zadar kentinde düzenlenen 59. Büyükler ve Para-Karate Avrupa Şampiyonası’nda üçüncülük elde edip bronz madalya ile ülkeme döndüm. Mücadeleci bir insan olduğum için gün geçtikçe kendimi geliştirmeye devam ediyorum.
Karateye olan ilginiz nasıl başladı? Bu spor dalını tercih etme sebebiniz ve süreciniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Karateye tamamen engelimden ve en büyük ağabeyimin bu sporu yapmasından dolayı başladım diyebilirim. Karateyi beni hayata bağlayan bir spor dalı olarak görüyorum. Karate, protezime alışabilmem, sosyalleşebilmem ve bu engelimi yenebilmem için en büyük faktördü. Küçük yaşlarda tahmin edebileceğiniz gibi çok fazla akran zorbalığına maalesef maruz kaldım. Beden eğitimi derslerine alınmıyordum. Bu yüzden çocukluğumda çok fazla okul değiştirdim. Karate sayesinde elde ettiğim disiplin alışkanlığı, mücadele ruhu ve mental rahatlık sayesinde şu an psikolojik olarak çok iyi durumdayım. Yani karate bu noktada beni hayata bağlayan spor oldu.
Ülkemizi temsil etmek üzere Hırvatistan'da düzenlenen turnuvada Avrupa üçüncüsü olarak döndünüz. Bu deneyimleri bizimle paylaşır mısınız? Bu başarılara ulaşmak için ne tür zorluklarla karşılaştınız?
Önce zorluklardan başlamak isterim. Karate çok zor bir spor, üstüne engeliniz varsa zorluğu beşle çarpmak gerekir. İnsanlara sadece antrenman yapıyorlar gibi basit gelebilir ama işin aslı asla öyle değil. Bu branş öncelikle ülkemizde daha yeni açıldı diyebilirim. Daha düzen yeterince oturmadığı için birçok aksilikle karşılaştık. Yolculuklarımız genellikle otobüsle olduğu için hem çok sık hemde uzun sürdüğünden bizleri ekstra yıpratıyor. Başlarda maddi olarak çok zorluklar çektim ama asla pes etmedim. Yeri geldi antrenman yapmak için protez bacakla antrenman salonuna ulaşayım diye en az bir saat yürüdüğüm bile oldu. Tabii pes etmeyip üstüne başarılar gelince bu bizim için yakıt gibi oluyor, alkışlanıp takdir gördükçe daha çok üstüne gidesin geliyor. Tüm zorlukları unutuyorsun. Daha fazla enerji ve mental ile sıradaki turnuvayı iple çekiyorsun. Hırvatistan’dan bronz madalya ile dönerken neler hissettiklerimden bahsedecek olursam. Tabii ilk defa çok büyük bir organizasyona gitmiştik. Binlerce seyirci vardı. Onların önünde heyecanıma biraz yenik düştüm. Normalde yapmayacağım bir iki basit hata yaptım ve ucu ucuna şampiyonluğu kaybettim. Ama yine de müthiş bir duyguydu, tecrübe kazandım. Hedefim bir dahaki turnuvada şampiyon olmak bunu başarabileceğime eminim.
Engelli bireyler için sporun önemi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Çoğu engelli birey evde kalmak, spor yapmamak, insanlarla muhattap olmamak istiyor. Ben protez bacağımı yaptırdığım işletmede yaklaşık bir sene çalıştım. Tanıdığım her engelliyi spora yönlendirmeye çalıştım. Çünkü evde kalarak asosyal olarak hayatta herhangi bir yol kat edebileceklerini ben zannetmiyorum. Spor hem sosyalleşmeleri açısından hem de engellerini yenebilmeleri açısından çok önemli. Ben çok protez bacaklı engelliye şort giyme özgüvenini aşıladım. Sokakta böyle gezmelerini, saklayacak bir şeylerinin olmadığını, utanmamaları ve kendilerini eksik hissetmemeleri gerektiğini aşıladım. Çok protez bacaklı engelli sayemde dışarı çekinmeden şortla çıkabiliyor çünkü çekinecek bir durumları yok. Bir de engellilere özel olan engelli haklarını hiç çekinmeden kullanmaları gerektiğini söylemek istiyorum. Bunu okuyacak kardeşim varsa buradan söylemek isterim. Bu senin hakkın ve hakkın olan şeyleri kullanmaktan asla çekinme. Sen kendini sevmez kendine değer vermezsen kimse seninle ilgilenmez. Her zaman kendini sev.
Kariyer hedefleriniz nelerdir? Bu hedeflere ulaşmak için ne gibi adımlar atmayı planlıyorsunuz?
Şu anda zirveyi istiyorum. Sporda en zirve olimpiyattır. Buralara gelmek için de basamak basamak gitmek lazım. Bunu da Avrupa'da ve dünyada düzenlenen turnuvalarda derece alarak, daha çok çalışarak elde edebilirim. Mesela en son gittiğim Hırvatistan’daki turnuvada çok rahat şampiyon olurum diye düşünüyordum ama olamadım. Çünkü hala çok eksiğim var, çalışmam gerekiyor. Bir çalışıyorsam iki, iki çalışıyorsam beş çalışmam lazım çünkü çalışmanın sonu gelmez. Yani demem o ki disiplinli bir şekilde çalışmak çok önemli. Başarı istiyorsan asla “ben oldum ve artık tamamım” demeyeceksin.
Sizce karate neden önemli ve spora ilgi duyan engelli bireyler için ne gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
Karate neden önemli sorusuna en basit bir şekilde cevap verirsem, karate bir disiplin sanatıdır. Karateye başlama yaşı altıdır. Altı yaşında karate eğitimine başlayan bir çocuğa teknik, taktik öğretmektense yapılan ilk iş o çocuğa hayat alışkanlığı olarak adapte edilmesi için disiplini aşılamaktır. Saygıyı öğretmektir. Diğer spor branşlarının çoğuna baktığımızda sporcu antrenmanını yapar duşunu alır evine gider. Uğraştığı spor antrenman salonunda kalmıştır, ama karate öyle değildir. Karatenin temel amacı hayat boyu bireye saygı, sevgi ve disiplini adapte etmektir. Bu asla bir saldırı sporu değildir. Tamamen savunma sanatıdır. Bir karate sporcusu haklı olsa bile kavgaya karışamaz, olası bir yaşanacak arbede durumunda olay yerini terk etmelidir, olabilecek olayı ön görüp uzaklaşması gerekmektedir. Bir usta sporcusunu bir olaya karışmış şekilde bulursa sporcusuyla ilişkisi sporcusu haklı olsa bile son bulur. Karate o kadar sert, kırmızı çizgileri olan bir spordur. Ben bunu okuyan ebeveynlere buradan şunu söylemek istiyorum. Karateye başlayan çocukların çoğu ayakkabısını bağlamayı karate salonunda öğrenmiştir. Görgü kurallarını burada öğrenmiştir. Anne babasına saygılı olmayı burada öğrenmiştir. Saat kaçta eve gitmesi gerektiğini karateden öğrenmiştir. Üzülerek söylüyorum günümüz çocukları maalesef ellerinde tablet veya telefon ile vakitlerini öldürüyorlar. Anne babalarına saygı duymuyorlar. Şöyle basit bir örnekle tamamlamam gerekirse, insanlar bir beton gibidir, karate ise betona şekil veren bir heykeltraş gibidir. Engelli bireylere tavsiye vermem gerekirse, aslında bazı tavsiyelerden yukarıda bahsetmiştik ama yine de söyleyeyim. Asla engellerini hayatlarının merkezine koyup onun etrafında dönmesinler. Engellerinden çekinip utanmasınlar. Bir kere geldiğimiz dünyada sürekli şikayet etmek yerine hayatlarının tatlarını çıkarmaya baksınlar. Haklarını kesinlikle ve kesinlikle kullanmaya özen göstersinler. Kendimden örnek vermek gerekirse ben kamu kurumlarında veya daha farklı yerlerde sıra beklemiyorum mesela. Çünkü sıra beklememek gibi bir hakkım var onu kullanıyorum sonuna kadar. Onlar da haklarını kesinlikle kullansınlar. Bir engelli kardeşim bile bunu okursa ona şunu söylemek isterim. Yeterince istersen ve eğer pes etmez, istediğin şeyin peşinden koşarsan inan bir gün peşinden koştuğun şeye sahip olacaksın. Ben yaptıysam bunu okuyan kardeşim sende yapabilirsin.
Para-Karate spor branşında ülkemizi temsil eden milli sporcumuz Berkay Uslu ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik. Bizleri kırmayıp vakit ayırdığı için kendisine teşekkür eder başarılarının devamını dileriz.
Haber: Rıdvan Şenyiğit
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...