Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


AYDIN’DA MALAZGİRT RUHUNU YAŞATAN HEYKEL: SULTAN ALPARSLAN HEYKELİ

15.05.2023
Kültür Sanat

 

Aydın, merkezinde bulundurduğu çeşitli heykellerle herkesin beğenisini topluyor. Bu eserler içerisinde büyüklüğüyle kendisini diğer heykellerden ayıran ve dikkat çeken bir yapı var. Dünyanın ikinci büyük şaha kalkmış heykeli olma özelliğine sahip “Sultan Alparslan Heykeli” bulunduğu meydanın sembolü olmuş durumda.

 

Aydın’ın şehir merkezi ve ilçelerinde yapılan çoğu heykelde imzası bulunan Mustafa Tunçay, kendisini yapmış olduğu eserlerle ifade ediyor. Bizde Sultan Alparslan heykeli başta olmak üzere geçmiş ve gelecekteki eserleri hakkında konuşmak için Mustafa Tunçay’ı ziyaret ettik.

 

“Heykele çocukluktan başlayan bir ilgim vardı”

Tam olarak 13 yıldır Aydın’da bulunan atölyesinde heykeltraşlıkla uğraşan Tunçay, “1973 Almanya doğumluyum. Profesyonel heykeltraşım. 1993 yılında Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Akademisi’ne girdim. Oradan mezun olduktan 2.5 sene sonra kendi atölyemi açmıştım. 17 yıl İstanbul’da yaşadım. Daha sonra, 13 yıl önce Aydın’da bir atölye daha açtım. O gün bugündür yerel yönetimlerle çalışıp, şehirler için projeler geliştiriyorum.” dedi. Kendisine heykeltraşlığa ilgisinin nasıl başladığını sorduğumuzda, “Almanya’da annem ve babam işçi olarak çalışıyordu. 5 yıl kadar orada yaşadıktan sonra Aydın Çakırbeyli’ye anneannemin yanına geldik. Aslında bizde sanata ilgi aileden başlıyor. Toplamda üç kardeşiz. İki kız kardeşim var onlarda ressamlıkla ilgileniyorlar. Benim heykele olan ilgim anneannemin yanına geldikten sonra başladı. 5-6 yaşlarındaydım o zamanlar. Çakırbeyli’deki derede bir çamur oluşurdu. Ben de o çamurlarla çeşitli şekiller yapardım. Heykele çocukluktan başlayan bir ilgimin olduğunu söyleyebilirim.” diye cevap verdi.

 

“Daha serbest bir yaşam tarzına sahip olmayı seviyorum”

Bir dönem okullarda heykeltraşlıkla ilgili dersler verdiğini söyleyen Tunçay, “Öğretmen olabilme şansım vardı. İsteseydim üniversitede öğrencilere ders verebilirdim. Ama hiçbir zaman bunu istemedim. Daha serbest bir yaşam tarzına sahip olmayı seviyorum. İnsanlar bana hedefimi soruyorlar. Genellikle yurtdışıyla ilgili çok soru alıyorum. Ama yurt dışıyla ilgili bir hedefim yok. Ben yerel sanatçıyım ve şu anda halimden memnunum. Özgürlüğüme ve rahatlığıma düşkün bir birey olduğumu söyleyebilirim.” ifadelerini kullandı. 

 

“Şehrin içi benim sergim”

Daha önce hiç sergi açmadığını söyleyen Mustafa Tunçay, “Aslında ben kendimi bir sanatçı olarak görmüyorum. Bana göre sanatçıların bir penceresi olur, herkesi çağırır ve ‘Hayatta benim penceremden bakın.’ der. Bu tarz kimliğe sahip olan kişiler sanatçı ruhlu kişilerdir. Benzer bir durum bende de var aslında ama ben bunu bir iş olarak yapıyorum. Belediyeler ve valiliklere tasarım yapıp daha sonra onların istedikleri heykelleri yapmakla mükellefim. Şu anki yoğunluğumdan dolayı şu anda olmasa da emekli olduktan sonra sergi açmayı düşünebilirim. İlla bir sergimi arıyorsanız, şehrin içi benim sergim. Heykellere bakabilirsiniz.” dedi.

 

“Türkiye maalesef heykelcilik konusunda belirli anlayışlardan kurtulamadı”

Ülkemizin heykelcilik konusunda aldığı yolu sorduğumuzda, “Biz ülke olarak bu konuda hâla istenilen seviyede değiliz. Bir 50 yıla daha ihtiyacımızın olduğunu düşünüyorum. Çünkü, kahramanlıklar ve milli karakterlerle ilgili heykelleri daha bitiremedik. Avrupa’da bunların bitirildiğini görüyoruz. Heykel sanatı olarak örnek almamız gereken yerde orası.” cevabını verdi.

 

“Hocam Tankut Öktem ve Bernini beni etkileyen isimler”

Kendisini etkileyen sanatçıları sorduğumuzda, “Eğitim hayatımda Bernini ve çalışma azmi ve disiplin olarak hocam Tankut Öktem beni etkileyen isimlerin başında gelir. Ben de bu konuda Tankut hocamın yolundan gitmeye çalışıyorum. Bu isimlerin dışında önemli İtalyan sanatçılardan da etkileniyorum.” diye cevap verdi. 

 

Bir heykel nasıl yapılır?

Yapılacak esere başlamadan önce, ilk olarak projenin belirlenmesi gerektiğini belirten Tunçay, “İlk başta hangi türde bir proje yapacağımızı belirliyoruz. Sonra projeyle ilgili bir sürü tasarım yapıyoruz. Ben bu tasarımları, boyutu için atölyenin duvarlarına çiziyorum. Atölyemin duvarlarında 3.5 metrelik heykel çizimleri var. Bunu neden yapıyorum? Burada asıl düşündüğümüz ana unsur çamur. Çünkü ben heykellerimi çamur halinde bitiriyorum. Duvardan ölçüleri alıp metal kaynaklar yapıyorum. Metal kaynaklar, çamuru taşıma görevi üstlenir. Sonra çamuru yığıyorum ve sıfır hatalı hale getiriyorum. Heykeli bitirdikten sonra da heykel üzerinden fiberglass kalıp alıyorum. Sonra kalıbı söküyorum. İçini bir güzel temizliyorum. Bunları yaptıktan sonra tekrar fiberglass döküyorum. Parçaları birleştiriyorum. Ondan sonra kalıbı açıyorum. İçinden çıkan o döküm, dikilecek heykelimiz oluyor. Eğer bronz istiyorlarsa çıkan bu heykel bronz dökümcüye gidiyor. Bulunduğumuz şehirde bronz dökümcü yok, bu sebeple yaptığımız heykeli Yalova ya da İstanbul’a gönderiyoruz. Heykeller orada bronz hale getiriliyor. Sonra da  montaj aşamasına geçiyoruz. Bir heykelin serüveni genellikle böyle oluyor. Tabii söylediklerim çok kolay işler değil. Yapılması baya meşakkatli.” diyerek, heykellerin yapım sürecini anlattı.

 

“Sultan Alparslan heykeli, dünyada atın üzerinde üç noktadan sabitlenmiş en büyük ikinci heykel”

“8 ay süren bir tempoydu. Bu heykeli, çok sıkışık bir zamanda yaptığımı söyleyebilirim. Öyle ki, teslim tarihinden önceki son 10 gün hiç uyumadım. Uykusuzluktan halüsinasyonlar görüyordum.  Günler benim için saat gibi geçiyordu. Heybetli bir işti benim için. Toplam 7,5 metrelik bir heykel oldu. Bulunduğu alan da geniş bir alandı. Normalde 5 metrelik bir heykel istemişlerdi. Çok küçük kalacağı için özel çabalarımızla 7,5 metrede anlaştık. Oraya uyduğunu söyleyebilirim. Malzeme olarak fiberglass kullandık. Bana kalırsa bronz kullanılması daha doğru olurdu. Maliyet açısından belediyeler genellikle daha uygun olanı tercih ediyor. Bu eserin benim açımdan değeri de çok büyük. Sultan Alparslan Heykeli, dünyada atın üzerinde üç noktadan sabitlenmiş en büyük ikinci heykel olma özelliğini taşıyor. Birinci sırada Makedonya’nın başkenti Üsküp’te bulunan Büyük İskender Heykeli var. Bunu da vurgulamak istiyorum.” dedi. Kendisine bu heykelle ilgili nasıl geri dönüşler aldığını sorduğumuzda, Tunçay, “Hep pozitif tepkiler aldım. Hiç negatif söylemlerde bulunan birisiyle karşılaşmadım.” diye cevap verdi.  

 

“Sultan Alparslan heykeli kariyerim açısından çok önemli. Ama başka eserlerimde var”

En popüler eserinin Sultan Alparslan heykeli olduğunu ifade eden Tunçay, “Genellikle özelliğinden dolayı hep bu heykel hakkında konuşulmak istendi. Sultan Alparslan heykeli kariyerim açısından hiç şüphesiz önemli bir heykel. Ama benim başka eserlerimde var. Mesela Aydın’ın sembol ismi, üniversitenize adını da vermiş Adnan Menderes’in heykelini yaptım. Şu anda Koçarlı’da yer alıyor. Onun dışında İzmir’de yer alan bir Nike heykelimizde var. O da çok keyifli bir işti benim için. Daha sayacak olursam şehir içi veya şehir dışında çok fazla eserim olduğunu söyleyebilirim.” dedi.

 

“Kuşadası’nda su altı heykelleri ile ilgili bir proje hazırlığındayım”

Şu anda üzerinde çalıştığı projeden de bahseden Mustafa Tunçay, “Kuşadasın’nda Güvercinada’nın bulunduğu konuma su altı heykelleri yapmam istenildi. Bununla ilgili birkaç tane figür hazırladım. Bale yapan bir kadın, flüt çalan elfler ve dans eden çiftler hazırlamış olduğum figürlerden bazıları. Heykellerimiz yapıldıktan sonra dalış noktalarına yerleştireceğiz. İnsanlar dalış yaptıktan sonra kolayca görüp,fark edecekleri bir konumda olacak heykellerimiz. Benden proje başında kaplumbağa,yengeç gibi figürler istenmişti. Ama sanatsal bir çalışma olmasını istediğim için, bu figürleri önerdim onlara ve kabul edildi. Bu figürlerimin denizin altında farklı bir aura yaratacağını düşünüyorum.” dedi.

 

“Gaziantep’te tıpla ilgili güzel bir esere imza atacağım”

Son olarak gelecekteki projesinden de bahseden heykeltıraş Mustafa Tunçay “Gaziantep’ten böyle bir istek geldi. Tıpla ilgili 10-15 metre uzunluğunda büyük bir heykel isteniliyor. Projeye daha başlamadım. Şu anda nasıl bir heykel yapacağımı kafamda oturtmaya çalışıyorum. Ama şuna emin olun ki Gaziantep’te tıpla ilgili güzel bir esere imza atacağım.” diyerek sözlerini noktaladı.

Aydın’a yapmış olduğu sanatla çeşitli eserler kazandıran Mustafa Tunçay, yeni projelerde yer almaya ve heykel yapmaya devam ediyor. Bizleri kırmayıp söyleşi yapan Mustafa Tunçay’a teşekkür ederiz. 

 

Haber: Emir Kaan Tuncer

Fotoğraf: Erdem Karahan

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00