Aydın, bereketli toprakları ve eşsiz coğrafyasıyla tarım ve hayvancılık alanında adeta altın bir mücevher gibi parlıyor. Bölgedeki büyükbaş hayvancılıkta gözle görülür bir artış yaşanırken, küçükbaş hayvancılığın hızla gerilediği bu dönemde üreticiler hem geleneksel değerleri korumaya çalışıyor hem de modern zorluklarla mücadele ediyor. Aydın’ın her köşesinde aile işletmelerinin özenle yetiştirdiği büyükbaş hayvanlar, bölge ekonomisinin canlılığını simgelerken, çetin koşullar ve sosyal yaşamın kısıtlılığı, küçükbaş hayvancılığın geleceğini endişeyle gündeme getiriyor. Bu çarpıcı dönüşüm, Aydın’ın tarım ve hayvancılık sektöründe yeni bir denge arayışını ve geleceğe yönelik umutları yeniden şekillendiriyor.
Aydın, tarım ve hayvancılıkta Türkiye’nin en önemli şehirlerinden biri olarak öne çıkıyor. Yüksek büyükbaş hayvancılık potansiyeli ve hızla azalan küçükbaş hayvancılıkla dikkat çeken il, sektördeki gelişmeler ve zorluklarla karşı karşıya. Aydın Ziraat Odası Başkanı Mehmet Kendirlioğlu, özellikle büyükbaş hayvancılığındaki artışı ve küçükbaş hayvancılığın geleceğiyle ilgili endişelerini dile getiriyor. Kendirlioğlu, Aydın’ın hayvancılık sektöründeki durumun bölge ekonomisine katkısını ve gelecekteki olası tehditleri değerlendirdi.
Aydın’da hayvancılıkta durum
Aydın, Türkiye’nin önemli tarım kentlerinden biri olarak öne çıkıyor. Yaklaşık 1 milyon 200 bin nüfusa sahip olan ilin yarısından fazlası doğrudan tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlıyor. Aydın Ziraat Odası Başkanı Mehmet Kendirlioğlu’nun verdiği bilgilere göre, il genelinde 16 ziraat odası bulunuyor ve kayıtlı 100 binin üzerinde çiftçi mevcut. Aileleriyle birlikte düşünüldüğünde, yaklaşık 400-500 bin kişinin geçimi doğrudan tarım ve hayvancılıkla bağlantılı. Bu durum Aydın’ı sadece tarımsal üretimin değil, hayvancılığın da önemli merkezlerinden biri haline getiriyor.
Aydın büyükbaş hayvancılıkta ilk 10 il arasında
Son yıllarda hayvancılıkla ilgili büyük bir artış kaydedildiğine dikkat çeken Kendirlioğlu, özellikle büyükbaş hayvan sayısının dört katına çıktığını belirtti. “Aydın’da büyükbaş hayvan varlığı yaklaşık 500 bin. Bu rakamla ülkemizde ilk 10 il arasına giriyoruz. Büyükbaş hayvancılığının %81-%90’ı aile işletmeleri tarafından yapılıyor.” şeklinde açıklama yaptı. Ancak Aydın’daki hayvancılığın geçmişteki gibi mera hayvancılığıyla sürdürülemediğini vurgulayan Kendirlioğlu, “Mera hayvancılığı neredeyse tamamen bitti. Bugün modern, kapalı sistemlerde hayvancılık yapılıyor. Bu sistemin dezavantajları da var ancak aile ziraatinin devam etmesi, sektörün sürdürülebilirliği için çok önemli.” dedi.
Büyükbaş hayvancılık Aydın için stratejik öneme sahip
Kendirlioğlu, büyükbaş hayvancılığın Aydın ekonomisi için önemli bir yer tuttuğunu belirtti. Aydın’ın her köyünde büyükbaş hayvancılıkla ilgili tesislerin bulunduğunu söyleyen Kendirlioğlu, “Büyükbaş bizim için çok değerli. Gerçekten Aydın’ın hemen hemen her mahallesinde büyükbaş tesisleri görebilirsiniz. Bu hem üreticimiz hem de bölge ekonomisi için büyük bir fırsat.” dedi.
Büyükbaş süt ve et üretimi ekonomiyi canlandırıyor
Kendirlioğlu, Aydın’daki büyükbaş hayvancılığının sadece süt üretimiyle değil aynı zamanda et üretimiyle de ekonomiye büyük katkı sağladığını vurguladı. “Burada önemli olan hem sütü gerçekten değerlendirebilmek hem de elde edilebilecek eti değerlendirebilmek.” diyen Kendirlioğlu, bu iki unsurun dengeli bir şekilde yönetilmesinin hem üretici hem de tüketici için faydalı olacağını belirtti. Başkan, süt ve et üretiminde sağlanan dengenin, üreticilerin memnuniyetini sağladığı gibi tüketicilere de uygun fiyatlarla ürün temin edilmesine yardımcı olacağını ifade etti.
Gençler küçükbaş hayvancılığına ilgisiz
Kendirlioğlu, küçükbaş hayvancılıkta büyük bir kriz yaşandığını ve özellikle çobanlık mesleğine olan ilginin giderek azaldığını belirtti. Kendirlioğlu, çobanlığın çok zahmetli bir iş olduğunu ve gece gündüz hayvanları takip etmeyi gerektirdiğini vurgulayarak, “Gençler artık bu işte çalışmak istemiyor. Sosyal hayatın kısıtlı olması, kırsal bölgelerde yaşam koşullarının zor olması, gençlerin şehirde iş aramasına neden oluyor.” dedi.
Aydın’da küçükbaş hayvancılık 10-15 yıl içinde yok olabilir
Kendirlioğlu, küçükbaş hayvancılığın Aydın’da hızla gerilediğine dikkat çekti. “Öyle bir noktaya geldik ki bırakın düşük ücretle çoban bulmayı, yüksek maaşlar teklif edilse bile kimse bu işi yapmak istemiyor.” diyerek, bu mesleğin geleceği için ciddi endişeler taşıdığını ifade etti. Aydın’da küçükbaş hayvancılığın tamamen ortadan kalkabileceğini belirten Kendirlioğlu, önlem alınmazsa bu sürecin 10-15 yıl içinde gerçekleşebileceğini öngördü. Kendirlioğlu, devlet ve yerel yönetimlerin bu konuda daha etkin politikalar geliştirmesi gerektiğinin altını çizdi.
Küçükbaş hayvancılık daha kârlı ama zorlu
Kendirlioğlu, Aydın’daki hayvancılık sektörünün hem büyükbaş hem de küçükbaş üretimi açısından farklı zorluklar ve fırsatlar sunduğunu belirtti. Kendirlioğlu, küçükbaş hayvancılığın kâr oranı açısından büyükbaş hayvancılıktan daha karlı olabileceğini ancak bunun zorlukları da beraberinde getirdiğini söyledi. Kendirlioğlu, küçükbaş hayvancılığın genellikle kırsal alanlarda, meralarda ve dağlarda yapıldığını vurguladı. “Küçükbaş hayvancılık, doğurganlık oranı ve bakım kolaylığı açısından büyükbaş hayvancılığa göre daha karlı olabilir.” dedi. Ancak bu kâr işin zorluklarıyla birlikte geliyor. Küçükbaş hayvancılığın daha meşakkatli bir iş olduğunu belirten Kendirlioğlu, bunun sebebinin ise yer kısıtlamaları ve yüksek iş gücü ihtiyacı olduğunu ifade etti.
Süt ve et üreticilerinin pazarlama sorunları
Kendirlioğlu, tarım sektöründeki pazarlama sorunlarına değindi. Özellikle süt ve et üretiminde yaşanan sıkıntılar arz-talep dengesizlikleri nedeniyle fiyatları olumsuz etkiliyor. Kendirlioğlu, “Bugünlerde sütte pazarlama ile ilgili büyük sıkıntılar var. Arz, talebi geçtiği için fiyatlar aşağı yönlü hareket etmeye başlıyor.” diyerek, arz fazlasının fiyatlar üzerindeki etkisine dikkat çekti. Süt ve et sektöründeki sıkıntıların çözülmesi için devlete büyük görev düştüğünü belirten Kendirlioğlu, “Devletimiz, üreticiyi daha fazla destekleyerek alıcı konumuna gelmeli. Fazla sütü toplayıp süt tozu olarak değerlendirmeli.” şeklinde konuştu. Üreticiye verilen her desteğin aynı zamanda tüketiciyi de rahatlatacağına dikkat çekerek, “Üreticiye verilen her destek, dolaylı olarak tüketiciye verilmiş demektir. Bu destekler ürünlerin daha ucuza mâl edilmesine ve tüketiciye uygun fiyatlarla sunulmasına olanak sağlar.” diye ekledi.
Sektöre dışarıdan gelenler ve sektör istikrarı
Kendirlioğlu, sektöre dışarıdan gelen yatırımcıların işin zorluklarını anlamadan sektöre girip, kolayca çıkabildiklerini vurguladı, “Yeni gelen kişiler kısa vadeli düşünmemeli. Bu sektöre girenlerin, işin zorluklarını göz önünde bulundurarak plan yapması gerekir. Eğer bu kişiler hızla sektöre girip, kısa süre sonra vazgeçerlerse bu durum sektörde dengesizlik yaratır.” dedi. Kendirlioğlu, “Sektöre girmeden önce girişimcilerin kendi arazilerine sahip olmaları ve bu arazilerde hem tarım hem de hayvancılık yapmaları önemli. Sektörün içinde kalıcı olabilmek için aile ziraatını yapmalı, sadece hayvancılıkla yetinmemelidirler.” şeklinde konuşarak, uzun vadeli ve sürdürülebilir bir modelin önemini vurguladı.
Sevmeden hayvancılık olmaz
Kendirlioğlu, hayvancılığa girmeyi düşünen gençlere en önemli tavsiyesinin “sevmek” olduğunu belirtti. “Hayvancılık ancak sevgiyle yapılacak bir iştir. Hayvanlarla ilgilenmek, onlara değer vermek gerekir. Eğer bu işi sevmezseniz her geçen gün size bir işkence gibi gelir.” diyen Kendirlioğlu, gençlerin işin zor yanlarını göz önünde bulundurup, kararlarını ona göre vermelerini önerdi. Kendirlioğlu, gençlerin aynı zamanda kendi köylerinde kalarak, ailelerinin işini sürdürmelerini tavsiye etti, “Kendi köyünüzde kalın, baba ocağınızı söndürmeyin. Çünkü 20-30 yıl sonra en değerli meslek üreticilik olacaktır. Gıda olmazsa olmazdır ve gıda üreticisi olmadan hiçbir şey yapılamaz.” diye ekledi.
Hayvancılığın üretim, gıda güvenliği ve gelecek için önemi
Kendirlioğlu, gıda üretiminin ülke güvenliği açısından hayati önem taşıdığını belirtti, “Pandemide marketlere koşan insanlar kalem, kitap gibi ihtiyaçlar için değil gıda almak için koştular. Bu durum gıdanın ne kadar değerli olduğunu gösteriyor. Gelecekte gıda üretiminin daha da değerli hale geleceğini ve bunun üreticilere olan ilgiyi artıracağını düşünüyorum.” dedi. Kendirlioğlu, “Kendi gıdamızı üretmemiz gerekir çünkü kendi gıda üretimi olmayan bir ülke, dışa bağımlı olur. Ukrayna-Rusya savaşında dünya, gıda üretiminin önemini daha da iyi anladı. Gıda, bir beka sorunudur. Her ülkenin kendi gıda üretimini sağlaması gerekiyor.” diyerek, gelecekte gıda üretiminin bağımsızlık için ne kadar kritik olduğunu vurguladı.
Hayvancılık sektöründeki gelişmeleri ve geleceğe yönelik öngörüleriyle bölge ekonomisinin sürdürülebilirliği ve gelişimine katkı sağlayan görüşleri, sektör profesyonelleri ve tüm üreticiler için değerli bir rehber niteliği taşıyan Aydın Ziraat Odası Başkanı Mehmet Kendirlioğlu’na teşekkür ederiz.
Haber: İlginay Avunyalı
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...