Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


AYDIN’DA CUMHURİYETİN İZLERİ: KAHVECİ BİLAL AĞA KONAĞI

19.11.2023
Kültür Sanat

 

Cumhuriyetin 100. Yılında, Aydın’ın Erken Cumhuriyet Dönemi (1923-1943) yapılarından biri olan Kahveci Bilal Ağa Konağı’nı sizlere tanıtmak istiyoruz. Döneminin özelliklerini yansıtan bu konak, bizlere gerek mimarisiyle gerek hikâyesiyle Erken Cumhuriyet Dönemi’nden bir ayna tutuyor. 

 

Konağın Aydın Ticaret Odası (AYTO) Kültürevi adı ile işlevlendirilmesi sürecinde rol oynayan Uzman Arkeolog İlknur Karaçayır ve Aydın Adnan Menderes Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Araştırma Görevlisi Mükerrem Kürüm, Kahveci Bilal Ağa ve konağı hakkında önemli bilgiler edinmemizi sağladı. Kahveci Bilal Ağa Konağı, Yunanlıların kaçarken yaktıkları kentin, yeniden ayağa kaldırılması sürecinde şehir merkezinin kuzeyine inşa edilmiş önemli bir eserdir. Girit’ten gelen ve kahvecilik yapan Bilal Ağa’nın satın aldığı belirtilen konut, Topyatağı’na çıkan yol üzerinde, bahçeli, yarım bodrum kat üzerine zemin ve birinci katlar halinde taş-tuğla gibi malzemelerle yapılmıştır. Yola dönük cephesindeki eyvan şekilli girişi, birinci katındaki cumbası, kapı ve pencerelerin etrafındaki silmeleri ise evin en dikkat çekici yönlerindendir. 

 

Nüfus mübadelesi sırasında Aydın’a yerleşen Giritli göçmen 

Bilal Ağa ve kahveci lakabı hakkında konuşan İlknur Karaçayır, “Bilal Ağa Girit göçmenidir. Cumhuriyetin ilanından sonra nüfus mübadelesi sırasında Girit Adası’ndan getirilen aileler buradaki Rumlarla yer değiştiriyor. Kendisi Girit göçmeni bir aileden geliyor ve Aydın’da kahvehane işletiyor. Kahveci lakabı da buradan geliyor. Soyadı Kanunu çıkınca Bilal Ağa ‘Ürel’ soyadını alıyor. Müzenin içerisinde nüfus cüzdanı da bulunmaktadır. Bilal Ağa aynı zamanda bir hafızdır. Bu konak Bilal Ağa’nın torunlarından Aydın Ticaret Odası tarafından cüzi bir miktar karşılığında alınıp kültürevi haline getirildi. Benim isteğim konutun müzeye dönüştürülmesiydi ama buradaki sergide ailenin hatıra fotoğrafları dışında bir şey yok. Yapının restorasyonunun tamamlanmasının ardından işlevlendirilmesi için çalışmalar yaptık.  Evin birinci katında Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemlerine ait etnografik eserlerden oluşan bir koleksiyon sergiliyoruz.” bilgilerini iletti. 

 

Konağın tarihçesi hakkında 

Kültürevi olarak da anılan Kahveci Bilal Ağa Konağı’nın tarihi hakkında konuşan Karaçayır, “Yapının inşasına ilişkin net bir tarih yok ama 1922-1932 yılları arasındaki bir tarihte yapıldığını düşünüyoruz. Erken Cumhuriyet Dönemi yapıları Aydın’da genellikle bu tarihler arasında yapılıp günümüze ulaşmıştır. 19. yüzyıl sonunda Aydın’da çok şiddetli bir deprem meydana geldi ve kentte büyük bir yıkım oldu. 1919-1922 yılları arasında da Yunan işgali gerçekleşti. Yunanlılar savaş döneminde birçok yapıyı kendileri için karakol, konut vb. amaçlarla kullanmış. Buradan da çıkarken Aydın’ın birçok yerini yakarak çıkmışlar.” şeklinde bilgi verdi. Kentin yeniden yapılanma süreci hakkında da bizlere bilgi veren Karaçayır, “Cumhuriyetin ilanından sonra Türk Hükümeti ve Macar Hükümeti anlaşmalar yapıyor. Macaristan’daki ustalar ülkemize davet ediliyor. Burada yanan, yıkılan, Kurtuluş Savaşı’nda zarar gören kentler için imar faaliyetleri başlıyor. Böylelikle Aydın kenti de yeniden yapılanma sürecine giriyor. Bazı yapılara Macar ustaların inşa ettiği Türk evleri diyoruz çünkü ustalar kendi mimarilerini yapılara da yansıtıyor. Şu an kafe olarak işletilen Rıfat Bey Konağı’nda da bu esintileri görüyoruz.” ifadelerini kullandı. Otuz yılı aşkın akademik hayatında Aydın ili ve ilçelerindeki Türk Dönemi eserlerini ulusal ve uluslararası platformlarda tanıtan Mükerrem Kürüm, “Yunanlıların Aydın’dan kaçarken çıkardığı büyük yangın sonucunda Aydın büyük bir tahribata uğramıştır. Kentin dörtte üçünün oturulamaz hale geldiğini dönemin gazete haberlerinden, fotoğraflarından öğrenmekteyiz. Atatürk’ün imar politikaları sayesinde başta Macaristan ile yapılan anlaşmalar sonucunda Ankara, İzmir, Aydın, Muğla gibi illere uzmanlar ve ustalar getirilmiştir. İrfan İzzet gibi dönemin fen işleri konusunda yetkili kişilerin denetlemesi ile Macar ustalar birçok yapıda inşa faaliyetinde bulunmuştur. Kamusal binaların yanı sıra dükkân, konut vb. binalar inşa edilmiştir. Kahveci Bilal Ağa Konağı, levanten tipi dediğimiz tarzda Erken Cumhuriyet Dönemi’nde inşa edilmiştir. Yarım bodrum kat üzerine zemin ve birinci katlar halinde taş ve tuğla malzeme ile inşa edilmiştir. İç sofalı plan tipi uygulanmıştır. Odalar insanların ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde oluşturulmuştur. Girişinin üzerindeki cumba uygulaması dikkat çekmektedir. Girişi yol ile doğrudan bağlantılıdır. Bahçesi iki yönü dolaşmaktadır. Aydın’da geleneksel Türk evleri de mevcuttur. Bunlar genellikle zemin katlarda olan, avlu kapısı ile bahçeye ve eve ulaşılan, yaşamın üst katlarda geçtiği genellikle dış veya iç sofalı evlerdir. Ancak depremler ve yangınlar nedeniyle çoğu ortadan kalkmıştır.” diye açıkladı. 

 

Etnografya müzesi adını taşımayan ama bir etnografya müzesinin içindeki her şeyi dönemsel olarak topluma sunan bir bellek

Mükerrem Kürüm, konağın içeriği hakkında “Etnografya müzesi içindeki her şeyi dönemsel olarak topluma sunan bir bellek, bu nedenle bizler için çok önemlidir. Yapının restorasyonunda özüne uygun biçimde çalışma yapılmaya başlandı. Kültürevi olunca da yapının konseptini şu şekilde düzenledik; zemin katta bir kütüphane uygulaması, kütüphane (içerisinde çok kıymetli bir arşiv olan Ses Gazetesi sayıları bulunmaktadır), bir ofis ve Sümerbank seksiyonu yer almaktadır. Birinci katta mutfak eşyalarının sergilendiği bir oda, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemlerine ait sergilerin yapıldığı odalar ile giysi ve işlemelerin yer aldığı iç sofa bulunmaktadır. Aslında buradaki en önemli amaç, insanlara Aydın özelinde dönemsel etnografik değişimlerin sunulmasıdır.” sözlerini kullandı.

 

“Bu evler levanten tipi Türk evleri şeklinde yapılmıştır”

Evlerin yapısı hakkında Karaçayır, “Bu evler levanten tipi Türk evleri şeklinde yapılmıştır çünkü evlerin girişi doğrudan sokağa açılıyor. Binaların bahçeleri arka veya yan kısımlarında yer alıyor. Bizim geleneksel Türk evlerimizde önce avluya ardından eve geçiliyor, öyle bir farkı var. Bu nedenle dönemi yansıtıyor olması ve dış cepheleri ile süslemelerinde antik etkiler olması önemlidir.” şeklinde düşüncelerini belirtti. 

 

“Eskiden camiler nereye inşa ediliyorsa mahalleler de onun etrafında şekilleniyordu”

Karaçayır, “O dönemde yapılmış birçok tescilli konut mevcuttur. Bilal Ağa, varlıklı biri olduğu için yapıyı satın aldıktan sonra tamir ettirmiş. Veysi Paşa Mahallesi, Aydın’ın tarihi mahallelerinden biridir. Konağa yakın olan Veysi Paşa Cami, Aydın’da Osmanlı Devleti’nden kalan en eski camilerdendir. Eskiden camiler nereye inşa ediliyorsa mahalleler de onun etrafında şekilleniyordu. Buna dayanarak o zamanda mahallelerin kentin ovalarında değil, yamaçlarında yapılandığını söyleyebiliriz. Genel olarak bu konutu diğerlerinden ayıran özellikler bu şekildedir.” ifadelerini kullandı. 

 

“Binanın hiçbir yerinde baca yok ısıtma mangallarla sağlanmış”

Karaçayır, binanın eski ısıtma sistemi hakkında “Binanın hiçbir yerinde baca yok, ısıtma mangallarla sağlanmış. Mangalların içinde odunları yakarak köz haline getiriyorlar. Mangallar taşınabilir oldukları için de odalara götürülüyor. Bu tip yapılarda genellikle ısıtma böyle sağlanıyor. Aydın’daki diğer aynı döneme ait tescilli yapıların bazılarında ocak vardır bazılarında ise bulunmamaktadır.” sözlerini kullandı. 

 

‘‘Gönlümüzden geçen konağın her gün açık olmasıdır”

Mükerrem Kürüm, “Pandemiden önce konak hep açıktı ama pandemi sürecinde mecburen ziyarete kapatıldı. Gönlümüzden geçen konağın her gün açık olmasıdır. Oraya naçizane küçük emekler vermiş bir sanat tarihçisi olarak benim isteğim konağın her gün ziyaretçilere açık olmasıdır.” şeklinde düşüncelerini belirtti.  

 

İlknur Karaçayır, “Aydın’da birçok tescilli yapı var. Maalesef çoğu sonradan yapılmış olan binaların arasında kaybolmuş durumdadır. Biz şanslıyız, en azından bulunduğu köşe konumu ve Topyatağı’na çıkan yol nedeniyle konak daha görünür haldedir. Amacımız Aydın’da bulunan kültür miraslarına sahip çıkmak ve yaşatmaktır. Aynı zamanda kentin turizm gelirlerinin artmasını sağlamaktır. Hem tarihi koruyalım hem de esnafın kazanmasına aracılık edelim ve bu sayede yapılar da değer görsün.” ifadelerini kullandı.

 

Cumhuriyetin 100. yılında böylesine özel bir yapıyı tanıtmamızda bizlere yardımcı olan Aydın Ticaret Odası’na, İlknur Karaçayır’a, Mükerrem Kürüm’e ve Abdurrahman Şirin’e katkılarından dolayı teşekkür ederiz. 

 

Haber: Esin Türk

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00