Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü
Öğrenci Uygulama Haber Sitesi

Müzik, insanoğlunun vazgeçilmez bir parçası. Kimine göre sığınacak bir liman, kimine göre bir eğlence aracı, kimine göre dertleştiği bir dost, kimine göre enstrümanların teknik açıdan uyumu. 64 yaşındaki Şevket Tokgöz, kendine ait küçük mekânında Türk sanat müziği formunda besteler üretiyor. 

Aydın'da yaşayan emekli Ziraat Mühendisi Tokgöz, küçük yaşlarda ayran kepçesinden yaptığı basit bir çalgıyla başlattığı müzisyenlik hayatını daha da ileriye taşıyıp 15 yıldır TRT'ye besteler gönderiyor. Kendisini ziyarete gelip yetenek vaat eden öğrencilere enstrümanlarından hediye eden bestekâr, Türk sanat müziği ile ilgili duygularını ve düşüncelerini bizimle paylaştı.

"Ayran kepçesiyle ilk enstrümanımı yaptım"

Musikiye olan sevdasının Şanlıurfalı işçilerin cümbüşüyle başladığını söyleyen Şevket Tokgöz, "Komşu bir köyümüz vardı. Orada bir cami yapılıyordu. Minareyi yapan üç, dört tane Urfalı işçi vardı. Her öğlen vaktinde ellerine cümbüşlerini alıp şarkı söylemeye başlarlardı. Hicaz makamında parçalar söylüyorlardı. Beni çok etkilemişti. Hemen eve gittim. Annemin büyük bir ayran kepçesi vardı, onu aldım. Bir de kablo buldum, onu da kepçeye çaktım. En sonunda da o şekilde çalmaya başladım. Babam da bunu fark etti, maddi durumumuzun yetersiz olmasına rağmen bana bir divan cura aldı. Curayı çaldıkça bendeki musiki aşkı da böylelikle başlamış oldu. O yaşlarda ailemden ayrılıp halamın yanına yerleştim. Halamın çocuğu yoktu, bir nevi beni evlatlık almıştı. Sonra halam da bana bir ut aldı. En nihayetinde Türk Sanat Müziği benim vazgeçilmezim hâline geldi" dedi.

"13 bestem TRT tarafından kabul gördü"

100'e yakın bestesi olduğunu belirten Tokgöz, TRT'den kabul alan ilk bestesini şöyle anlattı: "'Dünde Kaldı Mevsimler' adlı bir beste yapmıştım, bu ilk bestemdi, hicaz makamındaydı. Eşimin ve kızımın da yardımı oldu. Sonra notaya döküp TRT'ye gönderdik. Birkaç gün sonra sarı bir zarf geldi. Çok heyecanlandım, elim ayağım birbirine dolandı. Zarfı açtım, kabul edildiğini bildiren bir yazı vardı içinde. Çok sevindim. Allah'a sonsuz şükürler ettim, çok duygulandım. Herkese haber vermeye başladım. Bu bestem, TRT tarafından kabul gören ilk eserimdi. Yine besteler göndermeye başladım. Şu anda 13 bestem TRT tarafından çalınıp söyleniyor."

"Musiki duygu işidir"

Hayatının tamamını Türk Sanat Müziği’ne adayan Şevket Tokgöz, "Musiki, benim için duygularımı, yaşanmışlıklarımı ve geçmişimi dışa vurma şeklidir. Benim alanım da Türk sanat müziğidir. Diğer türleri de çok severim ancak hayatım Türk sanat müziğinden ibaret. Mesela 'Bu Gece Rüzgârlar Sessiz Esiyor' diye bir bestem var. O besteyi yaptığımda rahmetli annemden ayrıldığım gün aklıma geldi. Besteyi yaptığımda o anlarıı tekrar yaşadım, ondan ayrılırken gözyaşları dökmüştü arkamdan. Bu eserimi o duyguyla besteledim. Bu iş, duygu işidir çünkü" ifadelerini kullandı.

Yüzlerce müzik aletinden bir koleksiyon oluşturan Şevket Tokgöz, müzikal yeteneğini bir Allah vergisi olarak yorumluyor. Duygu ve teknik ikilisini kullanıp besteler üreten Tokgöz, bu küçük dünyasında ziyaretine gelenleri ağırlayıp fasıllar söylüyor.

Haber & Fotoğraf: Batuhan Yavuz