Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü
Öğrenci Uygulama Haber Sitesi

Aydın’da basın pek çok yerel kuruluşun var olmasıyla güçlü bir yapı haline gelmiştir. Bu alanda kadınlar erkeklere oranla daha az çalışsa da basında çalışan pek çok kadın bu işi, mesleğe olan tutkuları ile yürütebilmektedir. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nün yeni kutlandığı şu günlerde Aydın basınında çalışan Duygu Dilek, Melek Fırat, Ayşe Yılmaz, Tuğba Aydın ve Şevval Ateş ile bir araya gelerek Aydın basınında kadın çalışan olmanın koşullarından, zorluklarından ve mücadelelerinden konuştuk.

Aydın basınında çalışan kadınlar cinsiyetçi söylemleri bir kenara bırakarak mesleki tutkularının peşinde mücadele ederek bir rehber haline gelmişlerdir. Atatürk’ün de ifade ettiği gibi; “Basın, milletin müşterek sesidir. Bir milleti aydınlatma ve irşatta, bir millete muhtaç olduğu fikrî gıdayı vermekte, hulâsa bir milletin hedefi saadet olan müşterek bir istikamette yürümesini teminde, basın başlı başına bir kuvvet, bir mektep, bir rehberdir.”

“Ben kendi programımın kurgu kısmıyla da kendim ilgileniyorum”

Yedi yıl önce devlet memuru olmak için Nazilli’ye dönen fakat tesadüfen bir köy programı için Denge TV’de işe başlayan Duygu Dilek, “Bana bir mikrofon verildi. Ben mikrofonla Aydın ve çevre illerde köy köy gezerek köylülerin yaşam biçimlerini aktarmaya çalışıyorum. Aynı zamanda bu programı sosyal medyaya da entegre ederek bu köy yaşamını pek çok kişiye ulaştırmış oluyoruz. İnsanlar beni kamera önünde tanısa da ben kendi programımın kurgu kısmıyla da kendim ilgileniyorum.” ifadelerini kullandı.

“Gazetecilik adeta gözü karartan bir meslek”

Aydın basınında kadın çalışan olmaya yönelik Dilek, “Yıllardır sektörün içerisindeyim ve şu zamana kadar hiç kadın erkek ayrımı olduğunu görmedim. Asayiş haberi yaptığım yıllardan hatırlıyorum, Buharkent’te tren kazasına diğer erkek meslektaşlarımızla birlikte gitmiştik. Tabii ben ‘Kendim gitmeyeyim, başıma bir şey gelir.’ gibi düşünmedim. Gazetecilik adeta gözü karartan bir meslek ama ben biraz daha köy yaşamı üstünde durduğum için orada pozitif ayrımcılık olduğunu düşünüyorum. Haber yaptığım teyzelerimiz, ninelerimiz, kadınlarımız, konuşurken ve dertlerini anlatırken daha samimi ve içten yaklaşıyorlar.” dedi. 

“İşimi yaparken heyecanlı, kararlı ve inatçı olduğum söylenir”

Aydın’da asayiş haberciliği ile tanınan kadın gazeteci Melek Fırat, “Muhasebe için iş görüşmesine gittiğim gazetede bir hafta sonra muhasebe bölümünde işe başlayabileceğim dile getirildi. Eşim gazeteci olduğu için bu sektöre aşinaydım ve bu süreçte gazeteye haber yaptım.  Gazete sahibi haberlerimi beğenince ve bende o şevki görünce muhabir olarak çalışmamı önerdi. Bu şekilde serüvenim başlamış oldu. Sonrasında birçok gazetede çalışarak tecrübe kazandım. İnternet editörü, muhabir ve yazı işleri gibi birçok alanda görev aldım. Şu an daha çok kendimi becerilerimi bütünleştirebildiğim alan olan polis ve adliye haberciliği ile ilgileniyorum. İşimi yaparken heyecanlı, kararlı ve inatçı olduğum söylenir.” diye aktardı. 

“Benim gözümde basında kadın olmak ayrıcalıktır”

Fırat, kadın bir gazeteci olmaya yönelik düşüncelerini şu şekilde aktardı: “Kendi penceremden bakarsam Aydın basınında kadın çalışan olmak çok güzel. Meslektaşlarımdan destek görüyorum ve ayrımcılık hissetmiyorum. Şu an için konuşmam gerekirse hem gazetemizin imtiyaz sahibinde hem de meslektaşlarımda kadın çalışanlara yönelik pozitif ayrımcılık var. Ben hem mutlu, hem özgür, hem güçlü, hem desteklenmiş hissediyorum. Sektöre giren birçok kadın çalışan arkadaşım da bu desteği hissediyordur. Benim gözümde basında kadın olmak ayrıcalıktır. Aydın'da şanslıyız.” 

“Bizler sahada gazeteci değil kadın olarak görünüyoruz”

Aydın’da yerel bir gazetenin imtiyaz sahibi olan gazeteci Ayşe Yılmaz, “Yerel gazeteci olmak zaten zor ama kadın gazeteci olup da yerelde çalışıyor olmak apayrı bir zorluk taşıyor. Psikolojik baskı, maddi baskı, toplumsal baskı gibi pek çok baskı var. Biz gazeteciler olarak bütün baskıları zaten üstümüzde taşıyoruz ama kadınsan bunu on kat daha fazla taşıyorsun. Ofiste çalışıyorsan hem temizliği çok iyi yapman isteniyor hem de haberi çok iyi yapman isteniyor. Bizler sahada gazeteci değil kadın olarak görünüyoruz.” dedi.

“Kadın gazeteci olmak her şeye daha duyarlı bakmak anlamına geliyor”

Kadın gazeteci olmaya yönelik açıklamalarına devam eden Yılmaz şu ifadeleri kullandı: “Kadın olduğumuz için bizi daha güçsüz, daha zayıf, daha korunaksız görüp de maddi, manevi, psikolojik, her türlü baskıyı yapmak isteyebiliyorlar. Kadın basın çalışanı olmanın dezavantajı etraftan maruz kalınan baskılar, en büyük avantajı ise kadın olmak. Kadın gazeteci olmak, her şeye daha duyarlı bakmak, olay ve olgulara bütün çevresiyle bakmak anlamına geliyor. Vicdanın ve toplumsal duyarlılığın en yüksek olduğu nokta kadın olmak diyebilirim.”

“Bizim mesleğimizin odağında kamu yararı var”

Radyo, televizyon ve sinema okurken aldığı gazetecilik derslerinden sonra basında yer almaya karar veren Tuğba Aydın, “Gazetecilik çok saygı duyduğum bir meslekti. İçten içe hep hayranlık duyuyordum. Başlarda tecrübe olsun diye sektöre girdim fakat sonrasında saçma sapan insanların bu meslekte yer alması beni çok hırslandırdı. Bizim mesleğimizin odağında kamu yararı var. Ben insanlara nasıl iyi gelebilirim diye düşünürken gazetecilik ile buna cevap sağlayabildim.” şeklinde konuştu.

“Ben sahaya kadın ya da erkek olarak değil gazeteci olarak çıkıyorum”

Kadın gazetecilerin sahada çalışmalarına yönelik Aydın, “Ben sahaya kadın ya da erkek olarak değil gazeteci olarak çıkıyorum. Fakat biz kadın gazetecilerin sahada karşılaştığı sorunlardan biri kolay lokma gibi görünmemiz. Kadın olduğumuz için ittirmeler, hedef görmeler, hor davranış sergilemeler çok fazla olabiliyor. Burada önemli noktalardan biri de gazetecilerin haklarını çok iyi bilmeleri gerektiğidir. Mesleğin tanımını ve bize verdiği hakları bilerek bu farkındalıkla hareket etmek bizleri daha güvenli ve çalışkan hale getiriyor.” dedi.

“Bizler birbirimize güç, kuvvet ve ilham vermekteyiz” 

ADÜ Gazetecilik Bölümü mezunu olarak mesleğini icra eden Şevval Ateş,  Aydın’da kadın olarak basında çalışmaya yönelik şu açıklamaları yaptı: “Bir grup insan gazeteciliği sadece erkeklerin yapabileceğini düşünse de bu işi layığı ile yapan pek çok kadın gazeteci bulunuyor. Bu konuyu Aydın bazında ele aldığımızda Aydın’da kadın gazetecilerin sayısı oldukça az.  Erkeklerin egemen olduğu Aydın basınında bir şekilde kadın gazeteci olarak varlığımı sürdürebildiğim için kendimle gurur duyuyorum. Kadın kadının düşmanıdır derler ya Aydın basınında çalışan bütün kadınlar birbirinin dostudur. Bizler birbirimize güç, kuvvet ve ilham vermekteyiz.” 

Her biri basının farklı bir alanında uzmanlaşmış beş kadın basın çalışanı ile bir araya gelerek Aydın basınında kadın olmaya yönelik sohbet ettik. Bizlere sağlamış oldukları bilgilerden dolayı Duygu Dilek, Melek Fırat, Ayşe Yılmaz, Tuğba Aydın ve Şevval Ateş’e teşekkür ederiz.   

Haber: Berna Turan