Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü
Öğrenci Uygulama Haber Sitesi

Atlar çok eski yıllardan beri bizler için önem taşır. Savaşlarda baş kahramanlarımız olmuşlardır. Tarımda ve ulaşımda insanlara büyük katkılar sağlamışlardır. Günümüzde ise atın yeri ihtiyaçlar dışında zevk ve eğlence olarak şekillenmektedir. Genelde spor amaçlı insanların ilgilerini çekmektedir. Bu hayvanlar hissiyatlarına göre hareket ettiklerinden onlara istemedikleri bir şeyleri yaptırmak çok zordur.   

Çocukluğundan beri atlara ilgisi olan Yılmaz Sümbül, Aydın’ın Nazilli ilçesinde uzun yıllardır at yetiştiriciliği yapmaktadır. İnsanlar tarafından atlara fısıldayan adam olarak tanınan Sümbül, atlarıyla kurduğu özel bağ ile bilinmektedir. Bu konu hakkında bilgi almak için 50 yıldır at yetiştiriciliği yapan Yılmaz Sümbül ile bir röportaj gerçekleştirdik. 

İş değil, hobi olarak yapıyorum

Çocukluğundan beri bu işin içinde olduğunu anlatan Sümbül, “Atlarım olmadan bir günüm geçmez. At yetiştiriciliğini bir iş olarak değil hobi olarak yapıyorum ve onları kırmadan bakımını gerçekleştiriyorum. Her gün erken saatte işe gelip, düzenli olarak aynı saatlerde hayvanları besliyorum. Sabah onları enerjilerini atması için koşturup, onların hem fiziksel hem de duygusal anlamda bütün bakımlarıyla ilgileniyorum. Atlara yapmacık hareketlerle yaklaşmamalıyız aynı zamanda onlarla hep bir samimiyet içinde bağ kurmalıyız, kendimizi nasıl düşünüyorsak onları da aynı şekilde düşünmeliyiz, duygularının olduğunu ve hemen kırıldıklarını unutmamalıyız.” diyerek açıklamada bulundu. 

Biniciliğin faydaları 

Biniciliğin hem fiziki hem de psikolojik açıdan insana çok faydası vardır. Buna yönelik olarak Sümbül, “Fiziki açıdan bakacak olursak at gibi güçlü bir hayvanı kontrol etmek için sürekli kasları hareket ettirmemiz gerekmektedir. Aynı zamanda iyi bir koordinasyona sahip olmamızı sağlamaktadır. Psikolojik olarak ise atlar doğası gereği insanlarla bağ kurmakta bu da kişide ruhsal dengeyi sağlamakta, stresi azaltmaktadır. Günümüz teknolojisinin etkisiyle neredeyse bütün çocuklar elektronik aletlere bağımlı hale gelmektedir. Bunun sonucunda çocuklar çevreden, doğadan, hayvanlardan uzaklaşmaktadır. Bu konuda atların çocuklar üzerinde birçok olumlu etkisi bulunmaktadır. Kas ve kemik yapılarını güçlendirmekte, düşünme yeteneğini geliştirmekte, çocuklarda kendine güvenme, depresyonu azaltmaya yardımcı olmaktadır.” ifadelerini kullandı. 

Siz atı seçemezsiniz o sizi seçer 

Atlar geçmişten günümüze, kültürümüzde önemli yer edinmiştir. Bu konuya ilişkin olarak Sümbül, “Göçebe hayatın simgesi olan ata, eski dönemlerde çok önem verilmektedir. Atların göz perdeleri açıktır. Bu da onların geniş bir bakış açısıyla etrafı gözlemlemesini sağlamaktadır. Atlara bu kadar önem verilmesinin sebeplerinden bir diğeri de, vefalı hayvanlar olmalarıdır. Bunu bir örnekle açıklarsak, savaş zamanlarında sahipleri vefat ettiğinde atlar, büyük bir buhrana girerek sahipleri için yas tutuyorlardı.” ifadelerini kullandı. Atların insanların duygularını hissedebilmek gibi bir özelliği olduğunu vurgulayan Sümbül, “At sürülerinde bir hiyerarşi söz konusudur. Onların disiplinli olması buradan gelmektedir. Genellikle dışarıdaki tehlikelere karşı kendini korumak için ayakta uyumaktadır. En ilginç olanı ise insanların duygusal durumlarını hissedip, anlamasıdır. Atlar insanları asla unutmazlar, çok güçlü bir hafızaya sahiptirler. Bununla ilgili olarak size bir hikaye anlatmak isterim. Çiftliğe gelen bir grup, ata binmek istediklerini söyledi. Ben de onlara atın onları istemediğini söyledim. Israrla deneyelim dediler. Ben de buyurun binin dedim. Bindirmeye çalıştım ama at binen kişiyi üstünden attı. Diğer kişi denedi ona da aynı şekilde yaklaştı. Çünkü at onlardan hoşlanmamıştı. Bende onlara şu sözlerimle cevap verdim, ‘Bir ata istemediği bir şeyi yaptıramazsınız. Siz atı seçemezsiniz o sizi seçer.’ dedim.” ifadelerini aktardı. Atların insanlar arasındaki enerjiyi hissettiklerini anlayabildiğini bu hikayeyle de gözlemlemiş olduk.  

At yetiştiriciliği hakkında bizlere verdiği bilgilerden dolayı Yılmaz Sümbül’e teşekkür ediyorum.

Haber: Sıla Yıldırım