Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


ASKERLİKTEN ANTİKACILIĞA UZANAN YOL

06.11.2022
Kültür Sanat

 

Aydın'ın Efeler ilçesinde yaşayan Mustafa Kemal Kaya, 20 yıllık astsubaylık görevini tamamladıktan sonra, açtığı antika dükkanda faaliyetlerini sürdürüyor. Kaya'nın koleksiyonunda bulunan en nadide ürün, Dumlupınar Cephesi’nde gazi olan büyük dedesinin hatıra bıraktığı bir mermi çıtasıdır. Bu çıtanın dikkat çekici özelliği ise, başka bir merminin dörtlü bir şarjörü delip geçmesi ile öne çıkıyor.

 

Aslen Diyarbakır doğumlu olan Mustafa Kemal Kaya, üniversiteye kadar olan eğitimini Aydın’da tamamladı. Daha sonra askeri okula başladı ve sosyoloji bölümünden mezun oldu. Çocukluğundan beri gazoz kapakları, pullar, paralar gibi bulduğu pek çok şeyi biriktiren Kaya, askerlik sürecinde yaşayıp gördüğü farklı şehirlerin ve kültürlerin etkisiyle antikacı dükkanı açmaya karar verdi. Hikayesinin geri kalanını Mustafa Kemal Kaya’dan dinleyelim.

 

"Koleksiyonerlik herkeste içgüdüsel olarak vardır"

Kaya, sözlerine şu şekilde başladı: “Antikacılığın ne zaman başladığı bilinmiyor. Geçmiş dönemlere bakıldığı zaman antikacılar, eskiciler ve koleksiyonerler vardı. O zamanlarda insanlar kendinden önceki yüzlerce yıllık ürünleri biriktiriyordu. İnsanlarda içgüdüsel olarak toplayıcılık vardır. Ben bu özelliğin yaratılıştan geldiğini düşünüyorum. Aslında Selçuklu, Bizans ve Osmanlı döneminde bulduğu objeleri biriktiren insanlar, o dönemin koleksiyonerleriydi.” 

 

"Bir ürünün antika olması için 100 yılı aşması gerekir"

Nostalji ile antikanın karıştırılabildiğini belirten Kaya, “Bir ürünün antika olabilmesi için 100 yılı aşması ve eşsiz bir ürün olması gerekiyor. Örnek verecek olursak 100 yıl önce seri üretimi yapılmış bir radyo antika değildir, nostaljiktir. Seri üretimden ziyade el işçiliği olması önemlidir.  Koleksiyonluk ürün olması gerekir.” dedi.

 

"Ürünlerin değeri nasıl belirlenir?"

Kaya, ürünlerin antika değeri taşıyıp taşımadıklarını belirlenmesini, “Aslında birçok basamakta belirlenir. Hiçbiri tek başına belirleyici değildir. Birinci basamağı yılı olabilir, ikinci basamağı ürünün materyalidir, hangi malzemeden yapıldığıdır. Son olarak üçüncü basamakta nadide bir eser olup olmadığına bakılır. Sanatkarın kim olduğu da o esere değer katar. Kondisyon değerine de bakılır. Bakıyorsunuz bir ürün antika ama yıpranmış, çizilmiş veya kırılıp tamir edilmiş. Koleksiyonerler bu tür ürünleri alıp tutmak istemiyorlar. Bunların hepsi ürünlerin değerini belirleyen faktörlerdir.’’ şeklinde açıkladı.

 

"Antika avcılığı"

Nadide eserlerin bulunmasının emek isteyen bir süreç olduğunu belirten Kaya, “Eşyaları nereden bulabileceğinizi bilmeniz gerekiyor. Bir süre sonra aslında bu işin avcısı oluyorsunuz. Bazen köy gezilerine çıkıp, eski evlerde bulduğum eşyaları ücreti karşılığında alıyorum. Bit pazarlarında dolaşıyorum, çok güzel ürünler bulunabiliyor. Hurdacıları dolaşıyorum, ayrıca iş yerimize de insanlar  ürün getiriyor.’’ dedi.

 

"İlginç eşyalar"

Zaman zaman karşılarına ilginç eşyaların da çıktığını belirten Kaya bu şekilde yaşadığı ilginç bir olayı, “Dönemsel olarak ilginçmiş dediğimiz çok eşya geçiyor elimize. Aydın’daki bit pazarına gittiğimde yaklaşık bir metrelik heykel gördüm. Nü bir kadın heykeliydi. Satıcıya gidip fiyat sorduğumda 5 lira olduğunu söyleyince çok şaşırdım. Heykele uzaktan bakınca alçı gibi görünüyordu, yanına gidip baktığımda ürünün mermer olduğunu anladım ve en az 100 yıllık bir heykeldi. Ürünü aldıktan sonra araştırdık ve 1890’lı yıllardan kaldığını öğrendik. İzmir’de bazı yalıların önünde, kapı önünde bu çeşit heykeller oluyormuş. Hatırı sayılır bir fiyata satmıştım.” diyerek anlattı.

 

“Bu vatanın kolay kazanılmadığının göstergesi olarak görüyorum”

Kaya'nın koleksiyonunda bulunan en nadide ürün, Dumlupınar Cephesi’nde gazi olan büyük dedesinin hatıra bıraktığı bir mermi çıtası. Kaya, “İş yerimdeki en nadide parçalardan bir tanesi Dumlupınar’dan bize hatıra olarak kalmış bir mermidir. Dedemin babası Seydi Abdullah, o zamanlar Doğu Cephesi’nde görevli iken Dumlupınar Cephesi’ne gönderildi ve orada gazi oldu. Dumlupınar Şehitliği’nde bir baba oğulun heykeli vardır. Bunun sebebi de şudur; o dönemde baba ve oğul askere alınır, ikisi farklı cephelerde savaşırlar ve yıllar sonra Dumlupınar Cephesi’nde karşılaşırlar. İsimleri Muhammet ve Ali’dir. İkisi de o cephede savaşırken şehit düşerler. Büyük dedem Seydi Abdullah da bu olaydan çok etkilenir ve dedemin adını Muhammet Ali koyar. Dedem de aynı cephede gazi oldu. Mermi çıtası denilen eski mermi şarjörünü cephelerde dolaşırken bulup hatıra olarak almış. Ondan dedeme, dedemden de bize kadar ulaştı. Onu, bu vatanın kolay kazanılmadığının göstergesi olarak görüyor ve gururla da saklıyorum.” diyerek duygularını dile getirdi.

 

Emekliliğe ayrıldıktan sonra boşluğa düşmediğini belirten Kaya, çocukluğundan kalan hobisini mesleği haline getirdi. Başta koleksiyonluk ürünler olmak üzere, farklı çeşitlerde ürünleri de sergiliyor

 

Haber: Emircan Tezer

Fotoğraf: Harun Tükel

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00