Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


ASIRLIK MESLEK: FIÇICILIK

06.01.2024
Kültür Sanat

 

Geçmişten kalma meslekler artık nostalji olarak görülürken, bazı insanlar ise bu meslekleri hâlâ devam ettirmekte ve günümüz teknolojisine karşı eski gelenekleri sürdürmekte. Turşu, sirke, şalgam ve şarap gibi ürünlerin korunmasını sağlayan, günümüzde artık fazla kullanılmasa da geçmişte evlerimizde ve iş yerlerinde oldukça sık kullanılan fıçı, unutulmamak için direnmeye devam ediyor.

 

Uzun yıllardır fıçıcılık mesleğini İzmir Kemeraltı’nda devam ettiren Cihan Dinç ile unutulmaya yüz tutmuş fıçıcılık mesleğinin zorluklarının neler olduğunu, fıçının ne gibi uğraşlar verilerek yapıldığını ve neden eskisi kadar rağbet görmediğini konuştuk.

 

Fıçıcılık uzun bir tarihe dayanmakta

Fıçıcılığın geçmişten günümüze kadar uzun bir tarihi olduğunu belirten Cihan Dinç, “Roma İmparatorluğu’nda yaşamış doğa filozofu Yaşlı  Plinius’a göre, fıçı ilk olarak Alp Bölgesinde yaşayan köylüler tarafından bulunmuştur. Türklerde ilk olarak Selçuklular Dönemi’nde kullanılmış olan fıçı, Osmanlı zamanına gelindiğinde ticaret yapılırken ürünlerin korunması amacıyla daha fazla kullanılmaya başlanmıştır. Cumhuriyetin ilk zamanlarında ise ülke genelinde açılan kereste fabrikaları sayesinde fıçıcılık mesleği en yüksek rağbete ulaştı.” diyerek fıçıcılık mesleğinin tarihinden bahsetti.

 

“Çocukluğumdan beri bu mesleği yapmaktayım”

İlk olarak bu mesleği babasından öğrendiğini söyleyen Dinç, “Çocukluğumdan beri bu mesleği yapmaktayım. Babam sayesinde fıçıcılık mesleğini öğrendim ve ben de bu geleneği devam ettirmekteyim.” dedi. Bu tür geleneksel mesleklerin emek gerektirdiğini ve yapımındaki zorluklar sebebiyle şimdiki gençlerin kolay işlere yöneldiğini belirterek, “Ayrıca, gün gelecek bu tür geleneksel mesleklere dönüş tekrardan başlayacak. Ben bu mesleğe ilk başladığım zamanlar, İzmir genelinde fıçıcılık mesleğini yapan çoktu ve rağbet fazlaydı. Fakat zaman ilerledikçe rağbet azaldı ve bu meslekte iş yapanların gelirleri artık giderlerini karşılamadığı için mesleği bıraktılar. Ben de babamdan kalma bu mirası devam ettirmek istedim ve İzmir’de bu işi yapan tek kişiyim.” şeklinde konuştu. 

 

Fıçının yapılışı uzun ve uğraştırıcı bir süreçtir

Fıçı üretim sürecinde kesilip basılma işlemini bizlere detaylı olarak anlatan ve bu süreçlerin uzun ve uğraştırıcı olduğunu ifade eden Dinç, her ne kadar basit gibi görünse de işlemlerin meşakkatli olduğunu söyleyerek çoğu kişinin mesleği bu zorlu şartlar yüzünden bıraktığını ve diğer meslek türlerine yöneldiğini dile getirdi. Fıçının yapım sürecini ise şu sözleriyle aktardı: “İlk önce tahtalar fıçı yapılma işlemine uygun kesildikten sonra, fıçının dipleri takılır ve zımparaya girer. Son olarak fıçının içindeki malzemeyi koruması için çemberleri yapılır. Özellikle meşe ağacından yapılan fıçıların daha uzun bir yapım süreci vardır. Meşe ağacından yapılan fıçı belki de yapılması en zor olan fıçıdır. Çünkü sert ve kalın olduğu için uzun bir zımparadan geçer. Zımparadan geçtikten sonra ileride oluşabilecek bozulma ve atma durumuna karşı, zımparalanmış tahtaların dış yüzeyine suya ve güneşe daha uzun süre dayanabilmesi için vernikleme işlemi uygulanır. Ardından 24 saat bekletilir. Zımparalanmış tahtalar bekletildikten sonra, fıçının dibi ve çemberi yapılır. Bunların da bozulmaması için vernikleme işlemi yapılır ve fıçı son hâlini alır.”  

 

Artık fıçı ihracatı yapılmıyor   

Yurt içine fıçı satışlarının daha çok olduğunu belirten Dinç, eskiden ihracatın çok olduğunu fakat yıllar geçtikçe satışların yurt içinde kaldığını belirtti. Bunun sebebinin ise, dünya genelinde ham maddesi plastik olan ürünlerin korunma amacıyla kullanımının daha çok artması olduğunu belirtti. Plastik ile korunan ürünlerin fıçı kadar sağlam ve sağlıklı korunmadığını belirten Dinç, “Plastik, içinde insan sağlığına zarar verebilecek özellikler taşımakta. Günümüzde plastiğin çok fazla kullanımı aslında kanser gibi birçok hastalığa yol açıyor. Fıçının bu kadar öneminin yitirmesinin nedeni olan plastik ürünler, aslında insanları hastalığa davet ediyor.” dedi ve insanların plastik koruma kabı gibi ürünleri kullanmaktan kaçınması gerektiğine dikkat çekti. 

 

Fıçının tekrardan eski değerine gelmesi gerektiğini ve bunun ancak plastik ürünlerin evlerde ve iş yerlerinde kullanımının bırakılıp doğal malzemeli ürün olan fıçının kullanılmasıyla mümkün olduğunu vurgulayan Dinç, fıçının hem sağlık açısından hem de eski geleneklerin tekrar yaşatılmasına olanak sağlaması açısından öncü olacağını belirterek sözlerini noktaladı.

 

Haber: Atahan Aker

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00