Yedi yıl önce ülkenin dört bir yanından gazoz toplamaya başlayan 44 yaşındaki Erol Yörükce, bugün Türkiye’nin en çok çeşit yerli gazozunu bulunduran bir koleksiyoner. Yörükce, 205 çeşit yerli gazoz koleksiyonunu Aydın'ın Nazilli ilçesinde nostaljik bir kafede sergilemektedir.
Geçmişe doğru gidelim, herkes kendi çocukluğuna doğru bir yolculuk yapsa yeterli olacaktır. Evde televizyon karşısında film izlerken, arkadaşlarla iddiaya girdiğimizde, mahalle maçları sonrası içilen efsaneleşmiş bir içecekten söz edelim bugün; GAZOZ! Mineralli su ve biraz meyve özüyle inanılmaz lezzetler ortaya çıkarılmış. Çeşit çeşit gazoz arasından seçim yapmak neredeyse imkânsız. Aromaları ile insana bir lezzet şöleni yaşatıyor. Zencefil, limon, gül, şerbet, elma, çilek, portakal, vişne, mandalina, frambuaz ve akla gelebilecek her meyvenin ve aromanın gazozu üretilebiliyor. Bizi hangi lezzetlerin beklediği, üreticinin hayal gücüyle doğru orantılı.
“Gazoz kültürel bir mirastır”
Geçmişten bugüne popülerliğini yitirmeye başlamış gibi görünen bir ürünün yüzlerce çeşidini bulunduran işletme açmak ve bu mirası yaşatmaya çalışmak zor görünüyor. Bir nevi çocukluğunu da yaşatan işletmeci Erol Yörükçe bu konuda, “Gazoz kültürel bir mirastır, bizim kültürümüz ve çocukluğumuzdur. Unutulmasına gönlüm razı olmazdı. Ben gerçekten çok severek tüketiyorum ve bunu başka insanlara nasıl ulaştırabilirim diye düşündüğümde zaten mevcut olan dükkanımda satmaya başladım. İlk başta yedi çeşit gazoz getirdim, günler geçtikçe bu sayı arttı. Yedi yıl sonra burada tam 205 çeşit gazoz var ve Türkiye’de en fazla çeşit gazoz bende bulunuyor.” dedi. Gazoza olan sevgisinin çocukluk yıllarında favori içeceği olmasından kaynaklı olduğunu belirten Erol Yörükçe, “Yeni nesil pek kıymetini bilmese de benim jenerasyonumun hep en sevdiği içecek olmuştur.” dedi.
“Benim dünümü, bugünümü ve yarınımı ifade ediyor”
Erol Yörükçe için gazoz ne ifade ediyor kendisinden dinleyelim: “Gazoz benim için çok şey ifade ediyor. İlk başlarda soda olarak evlerimize ve sofralarımıza misafir olmuştur. Benim dünümü, bugünümü ve yarınımı ifade ediyor. Kendi imkanlarımla yaşatmaya çalışıyorum. Ben bir gazoz koleksiyoncusuyum.”
Bu kadar çok çeşit gazozu bir araya getirmek hüner istiyor. İşletmeci Erol Yörükçe bu gazozları nasıl temin ettiğini, “İlk başlarda diğer koleksiyoncularla irtibata geçip teminlerimi yapıyordum. Artık zaten bu işi yapan yedi kişiyiz ve herkes birbirini tanıyor. Firmalar beni gurme gibi görüyorlar ve bir ürün ürettiklerinde tadım yapmam için bana yolluyorlar. Burada artık üretilmeyen ve hiçbir yerde bulamayacağınız satılık olmayan gazozlar da mevcut. Nadir olan parçaların satışını yapmıyoruz, zaten onlara değer biçmek mümkün değil.” sözleriyle açıkladı. Nadir olan parçalarla dolu işletmenin biraz daha büyürse bir gazoz müzesi haline gelmesi mümkün görünmekte. Peki Erol Yörükçe’nin böyle bir düşüncesi var mı? “Gazoz müzesi haline getirmeyi planlamıyorum ama yeni nesile bu lezzeti unutturmamayı planlıyorum. Yeni nesil artık popüler kültürün etkisinde. Popüler kültür onlara ne sunuyorsa kabul ediyor ve onunla yaşıyorlar. Ne kadar çok kişiye anlatabilirsem ve bu içeceği ne kadar çok kişiye yayarsam mutlu oluyorum. Gönül isterdi ki gençler gelsin, burada vakit geçirsin ama maalesef. Daha çok gazozla anısı olanların tercih ettiği, orta yaşlardaki insanlar ve farklı koleksiyoncular geliyor buraya.” dedi.
Türkiye’de satışı olmayan ve dünyaca ünlü firmalara kafa tutan onlarca Türk firması bulunduğunu dile getiren Yörükçe, gazoz üreten firmaların yurt dışı pazarını da tercih ettiğini ve yurt dışında büyük bir talep olduğunu söyleyerek sözlerini sonlandırdı.
Geleneksel bir lezzet olan gazoz ülkemizin kimi illerinde o yörelerin insanlarının emekleriyle üretiliyor. Yaşanmışlıklara dayanan bu lezzetler fark etmesek bile varlığını sürdürüyor. Bizlere de kültürümüzü olabildiğince tanıtmak ve yaşatmak düşüyor.
Haber & Fotoğraf: Merve Doğan
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...