Dünyanın önemli yer altı ve yer üstü zenginliklerinin yanı sıra tarihi ve arkeolojik çalışmalarının da en büyük kaynaklarını bünyesinde barındıran ‘Gökyüzünün altındaki en güzel yeryüzü’ olarak bilinen Aydın; antik kentleri, arkeolojik çalışmaları ve yeni buluşlarıyla bilim dünyasını şaşırtmaya devam ediyor.
Arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkarılan Karpuzlu ilçesinde yer alan Alinda Antik Kenti, bilim dünyasının gözlerini yeniden Aydın’a çevirdi. 2020 yılında kazı çalışmalarına başlanan antik kentte bulunan kalıntılar, M.Ö. 4. yüzyıla kadar uzanıyor.
Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nde çalışan ve aynı zamanda Alinda Antik Kenti Arkeolojik Yüzey Araştırmaları Başkanı olan Arkeolog Doç. Dr. Murat Çekilmez, arkeoloji bilim dalına olan ve dolayısıyla geçmişe olan ilgisi sebebiyle bu alana yöneldiğini belirterek, ‘‘Arkeoloji için en önemli veriler kazılardan gelir. Önce üniversitemizin yaptığı sonrasında ise yabancıların yaptığı kazılara katılmaya karar verdim. Söke’de bulunan Miletos Antik Kenti’nde Alman arkeologların yaptığı çalışmalara katıldım. Avrupalılar arkeolojik çalışmalara 18. yüzyılda başladıkları için bu konuda bizden öndeler. Bilim dalları tek başlarına da değerlidir. Ancak yanlarına mutlaka disiplinlerarası çalışma katmak gerekiyor. Bizde sadece sosyal bilim olarak görülürken, yabancı çalışmalara katıldıktan sonra bu alana olan bakış açım değişti.’’ sözleriyle arkeoloji bilim dalına olan bakış açısını değerlendirdi.
Arkeoloji alanında yeterli kaynağın bulunmadığını dile getiren Doç. Dr. Murat Çekilmez, ‘‘2005 yılında heykellere olan merakımdan dolayı yüksek lisans tezimi heykeller üzerine yazdım. 2008 yılında doktora çalışmalarımı yine heykeller üzerine yaptım. Bu arada kazı çalışmalarına sürekli katılım sağladım. Yaptığım araştırmalar ve literatür taramaları neticesinde 4 çiltlik kitap serisi çıkarmayı başardık. Bu çalışmayı yaparken çok fazla bilim dalından yararlandım. Ayrıca jeologlar, coğrafyacılar, harita mühendisleri, inşaat mühendisleri ve mimarların arkeoloji alanında bana büyük katkıları oldu.’’ dedi.
Teknoloji odaklı kazı çalışmaları
Kazı çalışmaları konusunda Alinda Antik Kenti’ni diğer antik kentlerden ayıran en önemli fark, kentte fazla kazı yapmaya gerek kalmadan bütün yapıların büyük bölümünün açıkta bulunmasıdır. Doğal afetlere direkt olarak maruz kalması ise aşınmanın yapılarda fazla olmasına ve tarihi yapıları deforme etmesine sebebiyet vermiştir. Açıkta olmasının araştırmacılar için güzel olan yanı ise derinlemesine kazı çalışmalarına gerek kalmadan yapıları inceleme fırsatını sunmasıdır. Sürekli gelişen teknolojik aletler ile çalışmalarının sürdüğünü dile getiren Çekilmez, ‘‘Alinda Antik Kenti’nde tek bir taşı bile es geçmeden kayıt altına alıyoruz. Teknolojik aletler sayesinde bütün kenti belgeledik. Yönetmeliğe göre kazı çalışmaları yapmadan önce 3 yıl yüzey çalışması yapmamız gerekir. Biz bu aşamanın 2. yılındayız. Öncelikle biz burayı harabe görüntüsünden kurtarmak adına kalıntıları tespit ettik ve bilgilendirme tabelaları yazdık. Tepe kent olduğu için gezmesi zor bir yapıya sahip. Geçtiğimiz yıl yaptığımız yüzey araştırmasında prehistorik döneme kadar giden yeni kaya ve mağara resimleri bulduk. Alinda’nın çevresinde henüz yazının bulunmadığı, tarımın olmadığı, su ve yiyeceğin daha fazla olduğu yaşam alanları tespit ettik. Alinda Antik Kenti ile beraber ilerde kitaplarda bahsedilecek çok önemli bir konuya ulaşmış olduk. Milas ve çevresinde yaşayan o dönemin Hekatomnos Hanedanlığı’nın bir kızı Alinda’ya sürgüne gönderiliyor. O dönemden sonra Alinda Antik Kenti literatürde anlatılmaya başlıyor.’’ ifadelerinde bulundu.
Dönemin en büyük sanayi kenti: Alinda
Hititler döneminde İyalanta olarak adlandırılan kent, Yunan hâkimiyetine girince Alinda ismini almıştır. Dönemin en büyük pazar yeri (agora) bu antik kentte yer alıyor. Bunun sonucunda dönemin en büyük sanayi kenti olma özelliğini bünyesinde barındırıyor. Özellikle o dönemde yapılmış Alinda kentine özgü ürünler bugün gün yüzüne çıkmış durumda. Ham maddesi burada bulunan deriden yapılmış ürünler, pişmiş topraktan ve kilden yapılan ürünler kentin büyüklüğünü gözler önüne seriyor.
Arkeoloji ve turizm ilişkisi
Arkeoloji ve turizmin çok farklı konular olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Murat Çekilmez, ‘‘Arkeologlar turizm konusunda çok hassasiyet gösteriyorlar. Özellikle çalışma yaptıkları alanlara turistlerin gelmesini istemezler. Çünkü antik kentler korunması gereken hassas dokulardır. Ülkemize baktığımızda son 10 yılda çok büyük bir gelişme var. Turizmciler istiyorlar ki keşfedilmiş antik kent hemen turizme kazandırılsın ve gezilecekler listesine eklensin.’’ diyerek turizmcilerin antik kentler konusunda hassas davranmamasından yakındı.
Geleceğin Arkeologları: Çocuklar
Doç. Dr. Murat Çekilmez, ‘‘Kazı çalışmalarına son hızla devam ederken bunun yanı sıra çoçuk üniversitesi kapsamında ‘Geleceğin Arkeologları’ adlı bir program başlattık ve amacımız geleceğimiz olan çocuklara antik kentleri tanıtıp, onlara kazı çalışmaları yaptırmak. Kısaca oyun tadında kil, çömlek, mikroskopla bir tarihi esere nasıl bakılır gibi araç gereçleri kullandırarak bu bilim dalını sevdirmeye çalışıyoruz. Aydın Müzesi eğitim programı kapsamında yaptığımız bu çalışmalardan çok güzel verim aldık.’’ diyerek sözlerini tamamladı.
Haber: Dilan Azizoğlu & Süleyman Diri
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...