Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


ANTİK ÇAĞ’DAN GÜNÜMÜZE URGANCILIK

12.03.2024
Kültür Sanat

 

Urgancılık mesleğinin geçmişi birçok meslek gibi Antik Çağ’a dayanmaktadır. Urgan ipi kıyafet, ayakkabı, halı, kilim gibi ürünlerin yapımında kullanılan bir tekstil ürünüdür. Kenevir tohumundan üretilen urganlar usta işçiler tarafından işlenmektedir. Urgan üretimi ülkemizde gün geçtikçe eskimeye devam etmektedir. 

 

Urgancılık günümüzde eskiyen meslekler arasındadır. Urgancılığın geçmişi ve önemi hakkında merak edilen tüm detayları Aydın Adnan Menderes Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aynur Civelek ve 52 yıldır bu mesleği icra eden Raife Baysal’dan öğrendik.

 

“Urgancılıkta kullanılan kenevir, dünyada tarımı yapılan en eski bitkilerden biridir”

Antik Çağ’da Küçük Menderes ve Büyük Menderes Havzalarının önemli ekonomik ürünleri arasında olan kendir/kenevirin, özellikle ip, urgan yapımında önemli bir hammadde olduğunu söyleyen Prof. Dr. Aynur Civelek, “Urgancılıkta kullanılan kenevir, dünyada tarımı yapılan en eski bitkilerden biridir. Kenevir bitkisinin eski Çin, Kore, Hindistan ve Mısır’da lif, ip, tekstil ve kâğıt için kullanımının M.Ö. 4000’lere dek uzandığı bilinmektedir. Daha sonra tüm Akdeniz dünyasına yayılmıştır.  Arkeolojik kanıtlar bu bitkinin, Çekoslovakya’da 12000 yıl önce, Tayvan’da M.Ö. 7000-5500’lerde Yuan-shan’da kullanıldığını göstermektedir. Hindistan’a Türkistan’dan getirilen ‘bhanga’ yaklaşık M.Ö. 1400’lerden itibaren bilinmektedir. Mezopotamya’da özellikle Sura’nın kendir-kenevir iplikleriyle ünlü olduğu bildirilmiştir. Mısır’da Ptolemaioslar zamanında (M.Ö. 305-M.Ö. 30), yün ile birlikte dokumada kullanılmıştır. Sümer metinlerinde urgan kelimesinin geçmesi, Mezopotomya halklarının kendir-kenevir yetiştiriciliği ve urgan üretimiyle uğraştıklarını göstermektedir. Anadolu’da Çatalhöyük’te Bina 52’de Neolitik Dönem’e ait, kenevirden dokuma örneği bulunmuştur. M.Ö. 1500’lü yıllardan itibaren ise kenevir üreticiliği yapıldığı bilinmektedir.” diye konuştu.

 

“Ortaya çıkan lif benzersiz fiziksel niteliklere sahiptir”

Urgan/ip üretiminin binlerce yıldır önemli olduğunu söyleyen Civelek, “Özellikle Cannabis sativa L. subsp.'den üretilen malzemedir. Kenevir bir malzeme olarak bitkinin saplarının suya batırılmasıyla üretilir. Ortaya çıkan lif benzersiz fiziksel niteliklere sahiptir. Güveler gibi parazitler tarafından yenemeyecek kadar kalın ve sağlamdır. Dolayısıyla bu bitkiden üretilen ürünler olağanüstü derecede dayanıklıdır. Emiciliği yüksektir. Küf ve ultraviyole ışığa karşı dirençlidir. İnsanın en temel gereksinimlerinden olan giysilerin ve ayakkabıların yapımında, yastıklarda, halı ve kilimlerde, denizcilik (halat ve yelken bezinde) ve balıkçılıkta, koşum takımlarında ve hatta zırh yapımında kullanılmıştır. Temel yiyecek gruplarından olan deniz ürünlerinin avlanmasında kullanılan ekipmanlarda, ip/halat üretiminde bitkisel lifler kullanılmıştır.  Kenevir ipi, tuzlu deniz suyunda bile çürümez. Bu da onu deniz teçhizatı ve yelkenler için mükemmel bir malzeme haline getirmiştir. Denizci toplumlar tarafından yoğun olarak kendir ve kenevir lifine ihtiyaç duyulmuştur.” açıklamalarında bulundu.

 

“Kenevirden üretilen urganın en önemli özelliği dayanıklı olmasıdır”

Tekstil endüstrisi, denizcilik, avcılık, ticaret ve askeri amaçlı kullanımın insan yaşamında önemli olduğunu ifade eden Civelek, “Kenevirden üretilen urganın en önemli özelliği dayanıklı olmasıdır. Kenevir lifi pamuktan 10 kat daha güçlüdür, bu nedenle çok daha uzun süre dayanır.  Mısırlılar tarafından kireçtaşı bloklarını inşaat alanlarına çekmek için kullanılan halatların, gemi ve teknelerin yelkenlerinin, kumaşların üretiminde urgan kullanılmıştır. Güçlü Vikingler, M.S. 9. yüzyılın ortalarında kenevir ipini (ve tohumlarını) İzlanda'ya götürmüşlerdir ve İtalyan gemilerinin M.S. 10. yüzyılın başlarında kenevir ipi kullanmaya başladıklarına dair kanıtlar da bilinmektedir. Günümüzde dünyada en yaygın doğal lif olan pamuk ve petrol esaslı sentetik lifler ile karşılaştırıldığında, kenevir lifleri tekstilde organik üretim olanağı ve çevreci özellikleriyle öne çıkmaktadır.” dedi.

 

“Tire el sanatları ile dikkat çeken bir yerleşimdir”

Küçük Menderes ve Büyük Menderes Havzalarının, kendir-kenevir bitkilerinin doğal olarak kolay yetişebildiği bir coğrafya olduğunu vurgulayan Civelek, “Urgancılık bu yörelerde önemli bir iş kolu olmuştur. Antik Thyraion (Tire) dokumacılığıyla ünlü Lydia Bölgesi kentleri arasında sayılmaktadır ve önemli bir liman kenti olan Ephesos’a yakınlığı ile dikkat çeker. Lydia dokumalarının ünlü olduğundan çok sayıda antik yazar tarafından söz edilmiştir ve bu durum arkeolojik verilerle kanıtlanmıştır. Tire, el sanatları ile dikkat çeken bir yerleşimdir; nalıncılık, yorgancılık, hasırcılık, keçecilik, semercilik, ahşap işleri ve dokumaları ün salmıştır. Tire’de urgan önemli bir ekonomik değerdir. Sağlamlığı ve beyazlığıyla Anadolu'da ün kazanmıştır. Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethederken, Tireli ustaların ördüğü urganlarla gemilerini Haliç'e çektirdiği bildirilmektedir.” ifadelerinde bulundu.

 

“Türkiye ekonomisi açısından büyük önem taşımaktadır”

Günümüzde değişen teknolojiyle ve çeşitlenen ürünlerle birlikte, geleneksel üretim yapan urgancıların sayısının Tire’de çok azalmış olduğunu söyleyen Civelek, “Kenevir önemli bir bitkidir ve bundan elde edilen ürünler, büyük ekonomik değere sahiptir. Tire’de zamanla oluşan ekonomik zorlukların, bozulan uygulama düzeninin ve urgan işçiliğinin oldukça zor olmasının, bu iş kolunun bırakılmasına ve giderek yok olmasına neden olduğu düşünülmektedir. Çeşitli araştırmalarda, lifi için yetiştirilen kenevirin bakımı ve işlenmesinin oldukça zahmetli ve uzun olduğu belirtilmektedir. Günümüzde farklı endüstriyel ürünlerin üretimi ve kullanımı, urgancılığa olan ilginin azalmasında etken olmuş olmalıdır. Ayrıca, kenevir bitkisinin 1932’de yetiştirilmesi yasaklanmıştır. Narkotik etkisi dolayısıyla, yetiştirilmesi sınırlanmıştır. 2016 yılında Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından alınan kararla, Türkiye’nin 19 ilinde, izin alınması şartıyla üretiminin desteklenmesi amaçlanmıştır. Organik endüstriyel ham madde olarak kendirin üretimine yeniden izin verilmiş olması, Türkiye ekonomisi açısından büyük önem taşımaktadır. Urgan üretiminde kullanılan kenevir bitkisiyle ilgili olarak yasal düzenlemelerin yapılıp, ekonomik değerinin bilinmesinin sağlanması, bu konuda Tire’de yapılacak geleneksel üretimin arttırılmasıyla ilgili çalışmaların ve bunlar arasında özellikle gençlerin yetişmesinin sağlanmasının urgancılığı yeniden canlandıracağını düşünmekteyim.” dedi.

 

“Tire kalın ip anlamına gelmektedir”

Bir rivayete göre 1453 yılında İstanbul’un fethinde Tire'den urganların gittiğinin söylendiğini ifade eden Raife Baysal ise, “Onun öncesinde de urgan Yunanlılara Tire’den gidiyormuş. Tire kalın ip anlamına gelmektedir. Ben burada görsel amaçlı bu işi yapmaktayım, fabrikalarda yapılması esas olandır.  Yapımını ele alırsak kendir tohumu tarlaya ekilir ve 2-3 m boyunda bitki elde edilir. Bu bitki biçilip suya gömülür ve burada Küçük Menderes olduğu için 9-10 gün suda bekletilir. Daha sonra sudan çıkarılıp kurumaya bırakılır. Kuruduktan sonra ucu kırılır ve lifimiz ortaya çıkar. Ortaya çıkan lif sopalar ile dövülür, dövüldükten sonra taranır. Tarandıktan sonra incelir ve çarkımızda birleştirilerek urgan halat hâline getirilir.” diye aktardı.

 

“Çok fazla ilgi duyuluyor”

Faydalı olan tarafı kumaş olarak dokunulup üretildiğinde içinde kansere karşı önleyici madde bulundurması olduğunu söyleyen Baysal, “Ben aslında bunların günümüzde tekrar ekilip biçilmesini, kendi topraklarımızda yetişmesini çok istiyorum. Çünkü biz bunların içinde doğduk, büyüdük. Bunların tohumları da eskiden bizim çerez olarak tükettiğimiz şeylerden biriydi. Mesela kavrulup yenilirdi ve Gaziantep yöresinde hâlâ daha kahvenin yanına sunum olarak kullanıldığını duyuyoruz. Çok fazla ilgi duyuluyor. Zaten Tire halkı bu işi bilen, içinde doğup büyüyen insanlar ama bu işi yapan çok nadirdir. İşlediğim iplerden görsel amaçlı çanta, kemer, sepetler, şapkalar yapıyorum. Bunlar da tamamen doğal olduğu için çok ilgi gösteriliyor.” açıklamasını yaptı.

 

Bize urgan ve urgancılık mesleği ile ilgili bilgiler veren ve açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Aynur Civelek ve Raife Baysal’a teşekkürlerimizi sunuyoruz. 

 

Haber: Hatice Eda Aslan

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

CUMHURİYET’İN İLK KADIN MUHTARI: GÜL ESİN

Mustafa Kemal Atatürk, her zaman Türk kadınını modern toplumun simgesi ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

TÜRKİYE'NİN İLK MATEMATİK MÜZESİ

Aydın'ın Efeler ilçesinde, Türkiye'nin ilk matematik müzesi olma özelliğine sahip ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00