Tüm dünyada giderek artan ve insanların yaşamını zorlaştıran, genellikle fiziksel aktivite yetersizliğinden kaynaklanan ve pek çok kişinin korkulu rüyası olan birçok ortopedik hastalık bulunmaktadır. Geliştirilen yeni tedavi yöntemleri ile tekrar göz önüne çıkan fizyoterapi özellikle masabaşı çalışanların ihtiyaç duyduğu bir tedavi yöntemi olarak görülmektedir.
İnsan sağlığı için hareket yeteneğinin, genel iyilik halinin devam etmesi ve düzenlenmesi büyük önem taşımaktadır. Fiziksel anlamda, her insanda yaşamın beraberinde getirdiği bazı deformiteler (kemiklerde meydana gelen eğilme ve şekil bozuklukları) ve fonksiyon kayıpları mevcuttur. Bu deformitelerin ve fonksiyon kayıplarının iyileşmesi ya da vücudumuzda hiç var olmaması için düzenli egzersiz ve sağlıklı yaşam şarttır. Fizyoterapi işte bu yeteneklerin yeniden kazanılması için hizmet veren bir bilim dalıdır.
Günümüzde dijital mecraların kullanımının artmasıyla beraber çok sayıda “alternatif tıp” adı altında kendini şifacı olarak tanıtan insan bulunmaktadır. Aydın’da özel bir klinikte çalışmalarına devam eden 27 yaşındaki Uzman Fizyoterapist Seçil Topal konuya ilişkin şunları vurguluyor: “Fizyoterapi alternatif tıp değil, bilimsel dayanağı ve eğitimi olan bir bilim dalıdır. Halk arasında bel çekme, çiğneme gibi yöntemlerle tedavi ettiğini söyleyen umut tacirleri maalesef bulunuyor. Bu kişilere kesinlikle inanmamak gerekiyor. Tedavi edildiğini zannederken daha büyük sorunlarla karşılaşmak mümkün. Fizyoterapide mucizevi bir ilaç ya da tedavi yöntemi yoktur. Bu sebeple hastaların umut tacirlerine güvenip hem maddi hem de manevi açıdan zarar görmesini istemiyorum. Hastayı bilinçlendirmek çok önemli. Düzenli egzersiz ulaşabileceğiniz en ucuz ve etkili ilaçtır.”
Yaşam kalitesinin arttırılmasında fizyoterapinin etkisi
Yaş, kilo, cinsiyet ve başka faktörler aramaksızın her insan fizyoterapiye ihtiyaç duyabilir. Önemli olan doğru, güvenilir ve eğitimli kişilerden fizyoterapi almaktır. Kişilerin fizyoterapi ihtiyacını nasıl anlayacağını ise Topal şöyle anlatıyor: “Fizyoterapi yeni doğan bir bebeğe de yoğun bakımda yatan bir hastaya da uygulanabilen bir tedavidir. Her yaş grubuna uygulanabilir. Kişinin ihtiyaçlarına ve durumuna göre tedavi kriterleri oluşturulur. Tamamen kişiye özel bir uygulamadır. Fizyoterapide net bir hastalık ve tedaviden söz etmemiz mümkün değildir. Hasta ve tedavi yöntemlerinden söz edebiliriz. Multiple skleroz, parkinson, inme gibi nörolojik rahatsızlıklar, duruş bozuklukları, fıtık, travma sonrası oluşan kırıklar, romatizmal rahatsızlıklar gibi birçok hastalığın tedavisi için fizyoterapi uygulanır. Kişi vücudunda olan ağrılar, yaşam kalitesinin azalması, bir kaza sonrası gibi durumlarda ya da hekim yönlendirmesi ile bir fizyoterapiste başvurabilir. Kalp ve damar cerrahisi, nöroloji, romatoloji gibi birçok alandan hekim, hastalarını ihtiyaç dahilinde fizyoterapiste yönlendirebilir.”
Kas ve iskelet sisteminde var olan sorunları fizyoterapi ile giderebiliriz
Kişilerin belirli uzuvlarını kullanamaması ya da sınırlı kullanması durumu çoğunlukla fizyoterapi uygulamaları sonrası giderilebilen bir durumdur. Nörolojik bir problem yoksa, uzuvların tekrar kullanımını sağlamanın çok yüksek ihtimallerde olduğunu dile getiren Topal, bunun kişiden kişiye değişen bir durum olmakla beraber tedavi süresinin ve tedavinin başarılı sonuçlanmasının da kişiye özel bir durum olduğunu vurgularken sözlerine şöyle devam etti: “Nörolojik bir problem değilse genellikle tedavi anlamında ciddi gelişmeler mümkün. Sinirleri etkilenmemiş bir kişide kas ve iskelet sisteminde bir problem varsa bunları fizyoterapi ile giderebilmektedir. Felç geçirmiş bir hastanın tedavisi için kişinin yaşı, kilosu, metabolik rahatsızlıkları, beyninin ne kadar etkilendiği tedavi sürecini ve sonucunu etkilemektedir. Biz her hastayı tam anlamıyla eski haline getiremesek bile günlük hayatında kendini idare edebileceği biçimde tedavisini sağlamaya çalışıyoruz.”
Herkes için geçerli bir tedavi yöntemi yok
Fizyoterapist Seçil Topal doğru tedavi sürecini, “Tabi ilk olarak fizyoterapist olduğuna emin olduğumuz kişilere başvurmalıyız. Bilinçsiz bir şekilde, sosyal mecralarda yayılan her uygulamayı kendimiz için talep etmemeli ve uzmanın bizim için seçtiği tedavi yöntemini düzenli olarak uygulamalıyız. Yanlış fizyoterapi uygulamaları sağlıklı kas ve dokulara zarar verip kişide kalıcı hasarlar oluşturabilir. Bu nedenle fizyoterapist uygulama öncesi hastadan detaylı bir anamnez (hasta öyküsü) alır ve neye ihtiyacı olduğunu saptar. Mesela günümüzde sosyal medyada reklam olarak çok fazla kayroprakti (kütletme) uygulaması görüyoruz. Kütletme yöntemi her hasta için geçerli bir yöntem değildir. Maalesef bu konuda çok mağduriyet yaşayan hasta mevcut. Meslektaşlarımın da her hasta için aynı tedavinin geçerli olmadığının farkında olması ve bu tür reklamlarla kâr amacı güderek, hasta için gerekli olmayan tedavi yöntemleri uygulamaması gerektiğini düşünüyorum.” sözleriyle açıkladı.
Bel ve boyun fıtığında ameliyatsız tedavi fizyoterapi ile mümkün
Günümüzde masabaşı çalışmanın artması, ekrana bakma süresinin uzaması ve teknolojinin gelişmesiyle hareketliliğimiz daha da kısıtlanmıştır. Hareketin azalmasıyla boyun düzleşmesi, boyun fıtığı, bel fıtığı gibi birçok hastalık geçmiş yıllara oranla daha çok ortaya çıkmakta. Ameliyatsız bir şekilde bu tür rahatsızlıkların çözüme kavuşmasının mümkün olduğunu dile getiren Seçil Topal, “Her fıtık hastası fizyoterapi ile kurtulur diyemem fakat büyük oranda ameliyatsız bir şekilde doğru fizyoterapi uygulanarak bel ve boyun fıtığından kurtulmak mümkün. Fıtığın boyutu, sinirleri ne kadar etkilediği ve kas kuvvetsizliği bu durumda önemlidir. Günümüzde maalesef MR çekilen hemen herkeste fıtık saptamak mümkün. Tedavi ihtiyacı ise fıtık hayatımızı olumsuz etkilemeye başladığında ortaya çıkar. Bel fıtığında, bel ağrısı, kalça ağrısı, bacak ağrısı, ayaklarda uyuşma ya da yürümede zorluk olarak kendini gösterirken; boyun fıtığında ise sırt ağrısı, boyun ağrısı, kollarda güçsüzlük ya da uyuşma, bir eşyayı taşıyamayacak duruma gelmek olarak kendini gösterebilir.” dedi.
İnsan bedeninin fiziksel yapısını koruması, insan yaşamının her alanına etki eden bir durumdur. Yaşantımızın devamında çok daha ciddi problemlerle karşılaşmamak için erken tedavinin önemini anlamalı ve sağlığımıza önem vermeliyiz.
Haber & Fotoğraf: Merve Doğan
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...