Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


AİLE VE ÇOCUK ARASINDAKİ BAĞ

17.03.2024
Yaşam

 

Her çocuk özeldir fakat her çocuğun şartlarının eşit olmadığı da bir gerçektir. Özellikle gelişim çağındaki çocukların ailesi ile arasındaki bağ gelişimleri, hayata bakış açıları ve karakterinin oturması bakımından çok önemli bir yere sahiptir. Şartları bir olmayan çocuklar ne gibi ayırt edici özelliklere sahip oluyor veya ebeveynleriyle arasındaki ilişki, tutum nasıl oluyor gelin birlikte öğrenelim. 

 

Çocuk ile aile ilişkisinin nasıl olması gerektiği, ailelerin göstermesi gereken tutum ve şartları, eşit olmayan çocuklar arasındaki farklar gibi birçok soruyu açıklığa kavuşturduk. Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Çocuk Bakımı Ve Gençlik Hizmetleri Bölümü Çocuk Gelişimi Programı Öğretim Görevlileri Gökçen Akbabaoğlu, Hilal Hatice Ülkü ve Dilek Akıcı Tayanç konu hakkında bilgilerini aktardı. 

 

Çocuğun fiziksel gelişimi 

Ailenin sergilediği tutumda eğer şiddet var ise çocuğun davranışlarına kötü yönde etki bırakacağından bahseden Akbabaoğlu, “Aile çocuğun davranışlarını her yönden direkt olarak tabii ki etkileyebilir fakat bu durum aile istismar boyutundaysa gerçekleşir. İstismardan kastım ise şudur; kişisel bakım, beslenme, barınma, sağlık kontrollerinin aksatılmasıdır. Dolaylı olarak etkilenmesi ise şu şekildedir; çocuğun kontrolsüz ve denetimsiz bir aile içerisinde geliştiğini varsayalım. Her istediği yapılan, istediği abur cubur ve gıdaları tüketebilen ve teknolojiyle gereğinden fazla vakit geçiren bir çocukta fiziksel sağlık açısından zamanla olumsuz etkiler içerisinde kalacaktır.” diyerek bu duruma karşın da aşırı baskıcı olmaması gerektiğinin altını çizdi.  

 

Çocuk ve oyun ilişkisi 

Oyunun çocuklar için iç dünyalarının bir yansıması olduğunu dile getiren Tayanç, “Çocuk oyun oynarken denetimli olmakta fayda var. Denetimden kastım çocuğu oyundan uzaklaştırmak, sıkmak ve boğmak değil tabii ki. Yaşına uygun ve motor gelişimlerini olumlu etkileyecek yönde aile bireyleri ve ebeveynlerin de dahil olabileceği paylaşımcı oyunlar tercih edilmelidir. Oyunları kullanarak birçok öğretici eğitim verilebiliyor. Bu konularda ebeveynlerin daha bilinçli olmasını ve özen göstermesi gerektiğini söyleyebilirim.  Oyun çocuklar için bir dünya ve bu dünyayı nasıl şekillendirirsek çocuklar da o şekilde biçimleniyorlar. Müdahaleci bir yaklaşım sergilenmemeli ve çocuğun kendi kendine başarmasına, başaramadıysa denemesine izin verilmelidir. Sosyalleşmesinin ve kendini ifade etmesinin önü açılmalıdır.” şeklinde konuşarak oyun ve çocuk ilişkisinde ailenin sergilemesi gereken tutumu anlattı. 

 

Çocuğa karşı aile içi yapı

Ne çok katı ne de çok rahat bırakan bir aile yapısında olunmaması gerektiğini vurgulayan Tayanç, “İkisinin arasında denge oluşturacak bir tarz mümkündür. Buna biz demokratik tutum diyoruz. Aşırı hoşgörülü tutum veya aşırı sıkı tutum arasında demokratik aile tutumu en uygunu ve en sağlıklı aile tutumudur. Kısaca demokratik aile tutumunu açıklarsam; çocuğu bağımsız bir birey olarak algılayan, ona değer veren, verdiği değeri ifade eden, davranışlarıyla belli eden, ihtiyaçlarını önemseyen ve karşılamaya çalışan, çocuğunu gerçekten tanımaya çalışan bir aile yapısıdır.” şeklinde ifade etti.  

 

“İleri boyutlarda depresyon ve intihar durumu ortaya çıkabiliyor”

Olumsuz aile davranışlarının çocuğun psikolojisini oldukça kötü etkilediğine ve depresyon, intihar gibi sonuçları doğurabileceğine değinen Ülkü, “Özellikle çocuğun gelişimsel düzeylerinin biraz göz önünde bulundurulması gerekiyor. İhtiyaçları, beklentileri ya da duygusal durumu bu gelişimsel özelliklere göre değişebilir. Okul öncesi çocuğunu düşünürsek duygusal olarak daha farklı olabilir ama ergenlik dönemindeki bir çocuğu düşündüğümüzde onun ihtiyaçları, beklentileri ve duygusal durumu daha farklıdır. O yüzden psikolojinin etkilenme derecesi de farklıdır, okul öncesi dönemindeki çocuğu çok ufak bir şeyden etkilenmezken ya da tepki göstermezken ergenlik döneminde bir çocuk daha üst düzey tepkiler gösterebilir.” diyerek açıkladı.  

 

Psikolojik şiddetin ileri safhalarında ise çocuğun daha ciddi durumlarla karşılaşabileceğine değinen Akbabaoğlu, “İleri boyutlarda depresyon ve intihar durumu ortaya çıkabiliyor. Ailenin ve ebeveynlerin çocuğu psikolojik açıdan da istismar etmemesi gerekir. Duygusal istismarda çocukları derinden etkileyen bir istismar türüdür.” dedi. 

 

Çocuk ve boşanan ebeveynler

Çocuğun bir taraf olmadığını ve boşanma sürecinden sonra bakımı açısından her şeyi karşılayabilecek ebeveynle kalmasının en doğrusu olduğunun altını çizen Ülkü, “Öncelikle bahsettiğim bakım tamamen somut anlamda olan şartların karşılanması değildir. Duygusal beslenmeyi de ne kadar karşılayabildiği bir ebeveyn için çok önemli olmalıdır çünkü çocuklar sadece şunu aldım bunu verdim yeter diyebileceğimiz bireyler değil. Büyümenin en sağlam ve önemli olması gereken kısmı duygusal ve psikolojik olan tarafıdır. Ebeveyn bunları karşılayabiliyor mu önemli olan budur. Tabii bunların yanı sıra çocuğun kişisel bakım, eğitim ve gelişimini destekleyebilmesi de bir o kadar önemlidir. Bu süreçlerde ailelerden istediğimiz en temel durum çocuğu taraf olarak görmemek ve karşı ebeveynle aralarına girmemektir. Sağlıklı duygusal gelişim için de bu çok önemli bir detaydır. Bunun dışında baba ve anne figürü sadece kendi normlarını gerçekleştirmeli ve otoritesini sarsmamalıdır. İşine gelince baba veya anne gibi davranmamalı, çizgisini belli etmelidir.” diyerek boşanmadan sonra çocuğun hangi şartlarda daha iyi olacağını anlattı. 

 

Sorunlu aile yapısı, çocuk ve bireyleşme

Sorunlu ailelerde büyüyen bireylerin duygusal ve psikolojik boyutta, yaşam içerisinde oldukça zorlandıklarına vurgu yapan Tayanç, “Sorunlu aile içerisinde büyüyen insanlarda ne yazık ki sorunlu bireyler olarak karşımıza çıkabiliyor. Birey sevmeyi, değer vermeyi başka bir boyutta yani kötü yönüyle öğreniyor. Kötü davranmanın, aşağılamanın, küçümsemenin belki şiddetin sevgi dili olduğunu zannediyor. Bu öğrenilmişlikle büyüyen bireylerde yaşadıkları her alanda sorunlu bireyler olarak karşımıza çıkıyor. Duygusal istismar dışında fiziksel ve cinsel istismara uğramış bireyler de tabii ki hayatlarında dönülemez bir travma yaşamış ve bunun üzerinden ilerleyen bir yaşamla kalıyorlar. Psikolojik destek bu noktada çok önemli. Şiddet görmüş bir insanın şiddet eğilimi zaman içinde oluşabilir, bu durumlar da toplum düzenini ve ahlakını zincirleme şekilde zamanla çürüten durumlardır.” sözleriyle aslında aile içi şiddetin olumsuzluklarını birey üzerindeki etkisinide aktarmış oldu. 

 

Akbabaoğlu, “Sorunlu aileden kastımız sadece istismar, şiddet ve kavga değil tabii ki. Standartları yüksek, eğitimli ailelerde de sıkça görebileceğimiz bir durum olan çocuğun hem duygusal hem somut yani maddi eşyalar üzerinden de doyumsuz olmasıdır. Devamlı olarak çocuğa bir şeylerin fazla verilmesi zamanla tatminsizlik yaratmaya başlayarak çok ileri boyuta gider ve bireyin zaman içerisinde ‘ben kimim ve ne istiyorum’ gibi sorularla baş başa kalmasına sebep olabilir. İlginin üst seviyede verilmesi çocuğun kendini üstün bir bireymiş gibi hissettirilmesi bu durumları ortaya çıkaran en önemli tutumdur. Ailelerin bu tutumlardan da uzak durmasını istiyoruz.” diyerek sözlerini noktaladı. 

 

Çocuklar ve aileleri hakkında bilgi edindiğimiz Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Çocuk Bakımı ve Gençlik Hizmetleri Bölümü Öğretim Görevlileri Gökçen Akbabaoğlu, Hilal Hatice Ülkü ve Dilek Akıcı Tayanç hocalarımıza sorularımızı cevapladığı ve vakitlerini ayırdıkları için teşekkürlerimizi sunuyoruz ve her çocuğun mutluluğunu diliyoruz.

 

Haber: Zeynep Sevinçer

 

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

CUMHURİYET’İN İLK KADIN MUHTARI: GÜL ESİN

Mustafa Kemal Atatürk, her zaman Türk kadınını modern toplumun simgesi ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

TÜRKİYE'NİN İLK MATEMATİK MÜZESİ

Aydın'ın Efeler ilçesinde, Türkiye'nin ilk matematik müzesi olma özelliğine sahip ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00