Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


AHİLİĞİN AYDIN’DAKİ MİRASI: AHİ BAYRAM ZAVİYESİ

12.11.2022
Kültür Sanat

 

Asırlar boyu varlığını sürdürmüş Ahilik teşkilatı, Türk-İslam tarihinde önemli bir yer tutuyor. Bu teşkilata ve Aydın’a bırakmış olduğu mimari esere, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Ortaçağ Tarihi Ana Bilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Kemal Ramazan Haykıran’ın verdiği bilgiler nezdinde ışık tutacağız.

 

Anadolu’nun kendi örfüne mahsus kültürel, sosyal ve ilmi bir yapısı olan Ahilik, Kuran-ı Kerim’deki Al-i İmran suresinin 104. ayetinde belirtilen ifadeyi parola edinmiş. “Emr-i bil-maruf nehy-i ani’l-münker” emrine uyan ve temel felsefesi buna dayanan topluluk, Haykıran’ın tarifiyle adeta bir adalet timsali... Türkçesine bakıldığında “İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.” anlamı, Ahilik teşkilatının faaliyetlerine ne denli bir kutsallık atfettiğini de gözler önüne seriyor. 

 

"Ahilik yapılanması"

Türk-İslam dünyasının dizaynına katkıda bulunan bu teşkilat hakkında birçok araştırma yapan Dr. Öğr. Üyesi Kemal Ramazan Haykıran, Ahilik yapılanması ile ilgili, “ Bugünkü anlamıyla zabıta ya da ticaret mahkemesi diyebileceğimiz, piyasa ahlakını muhafaza eden bir mercidir. Piyasada karaborsacılık yapılıyorsa, kalitesiz ürün satılıyorsa ve fahiş fiyatlar uygulanıyorsa bunların önlenmesi sağlanıyor. Ticaret hukuku ve ahlakıyla ilgili sıkıntılara müdahale ediliyor. Devletin kurmuş olduğu fakat bir o kadar da devletten bağımsız sivil bir otoritedir aslında. Sosyal hayatı ayakta tutup insanları kaynaştıran Ahilik, devlet yıkılsa dahi adeta bir sigorta gibi toplumsal yapının dinamiklerini canlı tutuyor. 13.yüzyılın Moğol işgalinde, yarım yüzyıl can çekişen Selçuklulardan sonra Anadolu Türklüğünü tekrar ayağa kaldırmış, Osmanlı ve diğer beyliklerin yapısının oluşmasına katkı sağlamıştır.” ifadelerini kullandı. Haykıran, Ahiliğin toplum için garanti konumda olduğuna da vurgu yapıyor. Anadolu’nun farklı yerlerine maddi ve manevi yapılar inşa eden teşkilat, kültürümüze adeta bir dinamizm kazandırmış. Bu dinamizmden istifade eden yerlerden birisi de Aydın oluyor.

 

"Ahi ocaklarının misafir kavgası"

Ahi Bayram Zaviyesi hakkında girizgâh yapmadan önce, kavgaya tutuşmuş iki farklı Ahi ocağının hikayesini anlatan Haykıran, şöyle devam ediyor: “14.yüzyıl seyyahı İbn-i Battuta, Hint Okyanusu’ndan Maldivlere kadar çok geniş bir coğrafyayı geziyor. Anadolu’ya da yolu düşen bu seyyahın Denizli’de yaşadığı bir olay var. İki farklı grup, İbn-i Battuta’yı görüp karşıladıktan sonra birbirleriyle kavga ediyor. Tekme tokat birbirine giren tarafların kavgasını şaşkınlıkla izleyen Battuta, merak ve korkuyla bekliyor. Kavganın iki farklı Ahi ocağı arasında olduğunu ve kendisini misafir etme konusunda anlaşmazlığa düştükleri için ortaya çıktığını öğrenen İbn-i Battuta, gelen misafiri dahi ağırlamak için kavgaya tutuşan bir yapının mensuplarını görünce şaşkınlığa uğruyor.” Ahilik hakkında fikir veren ve bir o kadar da enteresan olan hikaye, oluşumun sahip olduğu feraseti kanıtlar nitelikte…

 

"Yaşayan 714 yıllık bir tarih…"

Döneminin Batı Anadolu’daki en önemli Ahilik merkezlerinden birisi olduğunu işaret eden Haykıran, ‘‘1308 yılında inşa edilen bina, tahmin ediliyor ki medrese olarak tasarlanmış. Menteşeoğulları’nın 1340’lı yıllarda başına geçen ve güçlü bir denizci beyi olan Ahmet Gazi burayı tamir ettiriyor. Bunun üzerine tamirat kitabesinden çıkan anlamdan dolayı burayı inşa ettiren her ne kadar Ahmet Gazi olmasada yapının tümü Ahmet Gazi Külliyesi olarak biliniyor. Dönemin büyük Ahilerinden olan Ahi İbrahim ve Ahi Bayram’ın külliye içerisinde türbelerinin olması burayı özel kılıyor. Kendi dönemlerinde Ahiliği teşkilatlandırıp ete kemiğe büründüren iki şahsiyet, burası için önemli bir faktördü.’’ sözleriyle zaviyenin tarihini gözler önüne seriyor. Haykıran’ın bilgi aktarımına göre Batı Anadolu’nun en kalabalık Ahi nüfusuna sahip yerlerinden birisi Aydın'dı. Çine, Koçarlı ve Karpuzlu, Ahilerin yoğun olarak farklı dönemlerde bulunduğu önemli bölgelerdendi. Bu demek oluyor ki Aydın yöresi bir zamanlar Ahilik faaliyetlerinin yoğun olarak yürütüldüğü önemli coğrafyalardan idi...

 

“Ahi ocaklarının hiyerarşisinde bu zaviyenin çok önemli bir yeri var.”

Ahi Bayram Zaviyesini farklı kılan bir diğer özellik ise diğer Ahi ocaklarından üstün olmasıdır. Bunun sebebini açıklayan Haykıran, “Burası Ahi babalarının eğitildiği bir merkezdi. Toplumu eğiten Ahilerin, yetiştirildiği yer olarak düşünecek olursak, burası gerçekten çok üst bir kurumdu.” sözleriyle yapının önemini bir kez daha vurguluyor. ‘‘Batı Anadolu’da 700 yılı aşkın bir süreden sonra günümüze ulaşan, ayakta sapasağlam duran tek Ahi ocağıdır. Dikdörtgen planlı alt kısımlarında devşirme blok taşlar kullanılan zaviyenin üst kısımları tuğla ile örülmüş. Menteşeoğulları’ndan sonra Osmanlı’ya geçen türbe, bölgenin güçlü ve hatırı sayılır miktarda gelirine sahip zaviyesi konumunu muhafaza etmişti. Farklı dönemlerde canlılığını sürdüren zaviye zengin gelir kaynaklarına ulaşmıştı. Çeşitli yerlerde oldukça fazla sayıda gayrimenkulü olan bu ocak 16. yüzyıla gelindiğinde onlarca dönüm araziye sahipti. Çine içerisinde de ondan fazla dükkanın mülkiyetini elinde tutan kurumun yıllık geliri 2 bin 40 akçeydi. O dönem için bu sayı müthiş bir gelir kaynağıydı. 19. yüzyıla kadar faaliyetlerini sürdüren Ahi Bayram Zaviyesi zaman geçtikçe canlılığını yitirdi.’’ ifadelerini kullanan Haykıran yapının köklü bir tarihe sahip olduğunu belirtiyor.

 

"Pabucun dama atılması deyimi nasıl bir geçmişe sahiptir?"

Ahilik ile bağdaştırılan bir deyimin hikayesinden de bahseden Haykıran, “Pabucun dama atılması” deyimini Ahilerin geçmişte nasıl gerçekleştirdiğini, “Ahilerin döneminde sembolik bir ceza olarak kullanılan bu yöntem oldukça caydırıcı ve işe yarayan bir yöntemdi. Modern tabirle meslekten ihraç cezası diyebiliriz. İşini düzgün yapmayan ya da kasıtlı olarak hatalı ürün satan esnaf, aşama aşama uyarılır. Birkaç gün dükkan kapatma cezası veya ufak çaplı cezalar ile yaptığı yanlıştan vazgeçmesi için yaptırımlara tabii tutulurdu. Satıcı hâlâ yapılan eksik işte diretirse ayağındaki ayakkabı çıkartılıp dükkanının tepesine fırlatılır. Mimlenen kişi iş yeri kapandıktan sonra bir daha o meslekten ekmek yiyemez.” diyerek Ahi faaliyetlerinin disiplin içerisinde sürdürüldüğünün altını çizerek açıklıyor.

 

Binlerce yıllık tarihimizde Türk milletinin kültürel yapısını inşa eden Ahilik, bir zamanlar Anadolu topraklarının mevcudiyetiyle en mükemmel yapılarından birisiydi. Bıraktığı izler ile hafızalardan silinmesi imkansız olan bu yapı gelecek nesillere aktarılmak üzere muhafaza edilmelidir.

 

Haber & Fotoğraf: Erdem Karahan

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

CUMHURİYET’İN İLK KADIN MUHTARI: GÜL ESİN

Mustafa Kemal Atatürk, her zaman Türk kadınını modern toplumun simgesi ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

TÜRKİYE'NİN İLK MATEMATİK MÜZESİ

Aydın'ın Efeler ilçesinde, Türkiye'nin ilk matematik müzesi olma özelliğine sahip ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00