Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


AĞRIYI VE SEBEPLERİNİ ARAYAN BİLİM DALI: ALGOLOJİ

25.12.2022
Sağlık

 

Algoloji kelimesi Latince kökenlidir ve anlamı ağrı bilimi demektir. Algoloji ağrıların nedenleri ve nasıl tedavi edileceği ile ilgilenir, gerekli medikal ya da girişimsel tedavinin ardından hasta sağlığına kavuşur. Algoloji (Anesteziyoloji ve Reanimasyon) Uzmanı Prof. Dr. Osman Nuri Aydın, insanların ağrılarını hafifletmek için bu mesleği seçmesi ve 22 yıllık tecrübesiyle dikkat çekiyor. Türkiye’nin en eski ağrı uzmanı olan Osman Nuri Aydın, tıp dünyasına fayda sağlamak için çalışıyor ve bilimin ışığından ayrılmıyor.

 

Nefes aldığımız müddetçe vücudumuzda değişimler ve gelişimler olacağı gibi tahribatlar da olabilir. Günlük işlerimizi yaparken, yaşamdaki hıza yetişmeye çalışırken ister istemez kendimizi akışa kaptırıyor olabiliriz. Akıllı telefon, tablet ve bilgisayar kullanmak, ağır poşet taşımak, masa başı işte çalışmak, hatta uzun bir süre klimaya maruz kalmak ağrı hissetmemize yol açabilir. Bir diğer önemli etken ise stresi kontrol altına alamamak. Bu sebeple hissettiğimiz ağrıları hafife almadan ve ilaçlara sarılmadan önce mutlaka bir hekimle görüşmek gereklidir.

 

“Yanlış ve yetersiz tedaviler görmek beni araştırmaya ve öğrenmeye itti.”

Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olan, daha sonra Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Anesteziyoloji ve Reanimasyon ihtisasına başlayan Osman Nuri Aydın, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak çalıştıktan sonra Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Araştırma Hastanesi Algoloji Bölümünde çalışmaya devam ediyor. 22 yıldır mesleğini sürdüren Aydın, “O dönem algoloji çok fazla bilinmeyen, sayılı uzmanı olan bir bilim dalıydı. Bölgesel ve sebebi kolay tanımlanmayan ağrıların sağıtımını yaparken Algolog olmaya karar verdim. Fazlasıyla yanlış ve yetersiz tedaviler gördüm, sonrasında hastalara daha fazla fayda sağlayacağımı düşündüğüm için bir nebze olsun tedavilerine katkı sağlamak adına ağrı uzmanı oldum.” dedi. Doktorluk mesleğinin durağan bir yapısı olmamasına dikkat çeken, her ağrının hastanın şikayetine göre yeniden şekillenmesi ve araştırılması gerektiğini vurgulayan Aydın, “Her meslekte olduğu gibi bu mesleğin de bir püf noktası var. En önemlisi araştırmaya meyilli ve açık olmak. Bu meslek durağan bir meslek değil, süreklilik istiyor. Bilim ilerliyor ve ilerledikçe yeni tanımlar ortaya çıkıyor. Bu doğrultuda ben ve meslektaşlarımın üzerine düşen görev bilgiye sürekli aç olmak.” diyerek araştırmacı olmanın önemini vurguladı.

 

“Ağrı subjektif bir olgudur.”

Var olan veya var olma olasılığı olan, kişinin geçmişteki deneyimleri de göz önünde tutularak vücudun herhangi bir yerinde hoşa gitmeyen, kaçış davranışına yönelten durumların ağrı olduğunu söyleyen Aydın, “Organik bozukluk ve psikosomatik bozukluklar olarak ikiye ayırabiliriz. Trafik kazaları, kesik veya yanık gibi anında olan ağrılara akut ağrı deriz. Bu akut ağrılar tedavi edilmezse kronik ağrıya dönüşebilir.” dedi ve bu ağrıların sendroma dönüşmemesi için geç olmadan algoloji bilimine başvurulması gerektiğini söyledi. Vücudun bir bütün olduğunu ve etkilenen organlara göre tedavinin değiştiğini söyleyen Aydın, “Sinir sistemindeki bozukluklara eşlik eden yanma, iğnelenme ve kramp gibi nöropatik ağrılar, bir çeşit ilaç veya tek bir tedaviyle iyileşme göstermez. Ancak algoloji biliminin sunduğu çeşitli tedavilerin birleştirilmesiyle ağrı iyileştirilebilir.” diyerek her hastanın ve her ağrı bozukluğunun farklı tedavi yöntemlerine ihtiyaç duyduğunu kaydetti.

 

“Medikal ve girişimsel tedavi arasındaki köprü: Algoloji ”

Kronik ağrıların ve normal ağrıların arasında bir köprü görevi gören Algoloji bilim dalı, yöntemi gereğince hastanın şikayetine göre yorumlanır ve tedavi süreci başlamış olur. Genel tabloda medikal ve girişimsel olarak 2 yöntem kullanıldığını belirten Aydın, “Medikal tedavi ilaç tedavisidir ve birçok ana bilim dalı bu yöntemi kullanmaktadır. Girişimsel tedavi yöntemi ise ameliyathanede uygulanan skopi dediğimiz görüntüleme yöntemiyle veya radyofrekans yöntemi dediğimiz ısı oluşturarak sinir uçlarını veya sinirleri baskılamak şeklindeki yöntemlerdir.” diyerek Algolojinin kurulma amacını ve bir köprü görevinde olduğunu şu ifadelerle açıkladı. “Ağrıyı iki yöntem ile aynı anda tedavi edebiliriz. İlk başlarda 10-15 tedavi yöntemi varken günümüzde 100’e yakın tedavi yöntemini kullanılmaya başlandı.” 

 

Ağrının yaşam şartlarına göre şekillenmesi ve Fibromiyalji

Hava şartları, ışık hassasiyeti ve iklim koşullarının ağrıların şekillenmesinde önemli bir gösterge olduğunu söyleyen Aydın, “Karadeniz bölgesinde nemli bir hava ile karşı karşıyayız bu sebeple ağrıların daha fazla meydana geldiğini görüyorum. Sebebi hala araştırılan migren hastalığında da görüldüğü gibi ışık ve koku gibi dış etkenler ağrıyı tetiklemektedir. Yaşam şartları ve bulunduğumuz ortam vücudumuzda meydana gelen ağrılara ipucu olur.” diyerek bilgi verdi. Fibromiyalji ise sebebi hala araştırılmakta olan kas ağrılarıdır. Birçok tetikleyicisi olduğunu söyleyen Aydın, kesin bir tanı koyulamadığını, ağrıların şiddetini azaltmak için çaba sarf ettiğini ifade etti.

 

“Sevdiğiniz işe yönelin”

Prof. Dr. Osman Nuri Aydın, insanın sevdiği işi yapmasının büyük bir motivasyon kaynağı olduğunu belirterek, “Bir kere herkesin yaptığı işi sevmesi lazım. Öğrencilerin bunun için çalışması ve araştırmalarını bu yönde devam ettirmeleri gerekir. İyi bir vatandaş olmak, insanları sevmek, iş hayatını da kolaylaştırıyor. Tüm yetersizliklere rağmen iyi çalışıp, iyi bir birey ve meslek yürütücüsü olmaları en büyük temennim.” diyerek sözlerini bitirdi. 

 

Unutulmamalıdır ki her işin başı sağlıktır. Halk arasında kulaktan kulağa söylenen ve ispatlanmamış tedavilere kulak asmamak, bilimin ışığında açıklanmış ve kanıtlanmış tedavilere yönelmek en doğru karar olacaktır.

 

Haber & Fotoğraf: Sude Anğiş

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00