Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi


AĞACA İŞLENEN EMEK: NAHT SANATI

27.12.2022
Kültür Sanat

 

Çok uzun zamandır varlığını sürdürmesine rağmen, bir çoğumuzun ismini dahi duymadığı bir sanat türü olan naht, diğer sanat türleriyle karşılaştırıldığında çok fazla öne çıkmasa da kültürümüz açısından önemli bir yere sahiptir. Biz de naht sanatı hakkında detaylı bilgi almak için bu işe gönül vermiş, zamanının büyük bir bölümünü bu sanata adamış olan Nahhat Engin İnan’ı ziyaret ettik.

 

Büyük emek ve sabır gerektiren naht sanatı, Anadolu coğrafyasında Selçuklu Dönemi’nde gelişip, zamanla kendine özgü bir niteliğe sahip olmuştur. Bu kadar eski olmasına rağmen çoğu insan tarafından bilinmeyen ve tercih edilmeyen naht, maalesef ki unutulmaya yüz tutmuş sanat türlerinin içerisinde yer alıyor. Toplum içerisinde çok fazla popüler olmasa da hâlâ daha bu sanatı icra etmeye çalışan, bu sanata gönül veren kişiler var. Onlar yapmış oldukları eserlerle kaybolmaya yüz tutan naht sanatını yaşatmaya çalışıyor. Şimdi gelin bu sanatı icra eden bir sanatçıdan dinleyelim.

 

“Bana bu sanatı kendi merakım öğretti”

Dört yıldır Naht Sanatı ile uğraşan ve Aydın’ın Efeler ilçesinde küçük bir atölyesi bulunan Nahhat Engin İnan, kendisini “Aslen Erzincan doğumlu olmama rağmen, yıllardır Aydın’da yaşıyorum. 44 yaşında evli ve bir çocuk babasıyım.” diyerek tanıttı. Kendisine bu sanata nasıl başladığını sorduğumuzda, “Dört yıldır bu sanatla uğraşıyorum. Şu anda hâlâ tam olarak yeterli seviyeye geldiğimi düşünmesem de ilk günkü heyecanım ve isteğimle kendimi geliştirmeye devam ediyorum. Ben bu sanatı kendi merakım sayesinde öğrendim. Hiçbir hocadan naht sanatı için eğitim almadım. Herhangi bir kursa gitmedim. Bundan birkaç yıl önce kuyumcuda çalışıyordum orada ‘kıl testereyle’ tanışınca, bu aracı ahşap ve kontrplak üzerine denedim. Sonra bu benim çok hoşuma gitti. Yapmış olduğum araştırmalar sonucu böyle bir sanat türünün olduğunu öğrendim. Hat sanatını hepimiz biliyoruz ama naht sanatı benim ilk defa duyduğum bir sanat türüydü. O günden sonra büyük bir istekle bu sanatı yapmaya çalışıyorum. Naht sanatını icra ederken çok zevk aldığımı ve dış dünyayla bağımı kestiğimi söyleyebilirim.” diye cevap verdi.

 

“Benim için güzel bir hobi”

Ticari olarak bu sanatın kendisine çok fazla katkısının olmadığını söyleyen Engin İnan, “Ben bu işi genellikle sevdiğim için yapıyorum. Bu benim için güzel bir hobi. Tabii ki insanlar yaptığım eserleri gördüğü zaman beğeniyorlar. Onlardan güzel, olumlu geri dönüşler alıyorum. Bu da siparişleri beraberinde getiriyor. Sayısı çok fazla olmasa da şehir içi ve şehir dışına gönderdiğimiz ürünlerimiz var. Ancak bir birey bu devirde sadece nahhatlık yaparak geçimini sağlayamaz.” dedi.



Naht sanatı nasıl yapılır?

Naht sanatında yapılacak esere başlamadan önce ilk olarak projenin belirlenmesi gerektiğini belirten İnan, “İlk başta hangi türde eser yapacağımıza karar veriyoruz. Bu sanatta genellikle dini motifler kullanılıyor. Naht sanatının çok geniş bir yelpazesinin olduğunu da unutmamak lazım. Projeyi belirledikten sonra uygun bir ağaç bulmamız gerekiyor. Çünkü naht, ağacı yontmak suretiyle şekil verme sanatıdır. Bu arada bulduğunuz her ağaca motifleri işleyemezsiniz. Özel ağaçların kullanıldığını belirtmekte fayda var. Örnek vermek gerekirse genellikle ceviz, ıhlamur, sedir, elma, armut ve kayın ağaçları kullanılır. Uygun ağacı bulduktan sonra şablonu kontrplağın üzerine yapıştırıyoruz. Ardından kıl testereyle çizgilerin üzerinden dolaşarak kesimini yapıyoruz. Kesimden sonra zımparalama işlemi var. Zımparalamayı başarıyla tamamladıktan sonra eğer ürünü boyamak istiyorsanız boyama işlemine geçiyorsunuz. Son aşamadaysa hangi zemine monte edeceğimiz önem kazanıyor. Zemin olarak benim önerim kadife kumaştır. Çünkü kadife kumaş üzerinde daha iyi göründüğünü söyleyebilirim. Yapılan eserin çerçeveletilmesi gerekiyorsa son olarak çerçeve işlemi hallediliyor. Ondan sonra eserimizi başarıyla tamamlamış oluyoruz.” diyerek yapım sürecini anlattı.

 

“Sanat insan için bir nefes,bir pencere gibidir”

Sanatla uğraşmanın kendisini olumlu anlamda değiştirdiğini ifade eden Engin İnan, “ Aslında sadece naht sanatıyla değil birden fazla sanat dalıyla uğraşıyorum. Kuyumculuk yaptığım yıllarda öğrendiğim bir uğraş olan takı üretme konusunda iyiyim. Onun dışında kaligrafi kursuna gidip orada bu güzel el sanatını öğrendim. Sadece bunlarla yetinmeyip sanatı sanat yapan en önemli unsurlardan olan müzik konusunda da kendimi geliştirdim. Ney ve bağlama eğitimi aldım ve şu anda güzel bir şekilde çalabiliyorum. Kendimi tamamen sanata adadım. Uğraştığım sanat türlerinin bana her zaman faydası oldu. Bir disiplin kazandırdı. Artık her şeyi değerlendirebileceğimi düşünüyorum. Bu düşüncemden dolayı daha tutumlu olduğumu da söyleyebilirim. Bir şeylerle uğraşıp o şeyleri başarınca kendimi daha huzurlu ve mutlu hissediyorum. Yani psikolojik olarak sanatın beni rahatlattığını söyleyebilirim. Sanat insan için bir nefes, bir pencere gibidir.” diyerek sanatın kendisi için öneminden bahsetti. 

En büyük hayali yapmış olduğu eserlerden bir sergi açmak olduğunu belirten İnan, “Sadece atölyemde değil evimde de yapmış olduğum eserlerim var. Bu eserlerimi insanlara göstermek için bir sergi açmayı çok istiyorum. Yapmış olduğum eserleri biriktirip belediyeye ya da Kültür Bakanlığı’na başvurup sergi açmaya çalışacağım.” diyerek sözlerini noktaladı.

Naht sanatı, bizim kültürümüzün önemli parçalarından sadece bir tanesi. Engin İnan gibi daha niceleri bu önemli parçayı korumak için ellerinden geleni fazlasıyla yapıyor. Maalesef ki tek başlarına yeterli olamadıklarını görüyoruz. Her geçen gün popülaritesini yitiren bu sanat dalını korumak için onlara yardımcı olup sanatın unutulmamasını sağlamamız gerekiyor.

 

Haber: Emir Kaan Tuncer

Fotoğraf: Mazhar Taha Akkaya

EN ÇOK OKUNANLAR

DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”

  Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...

TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’

Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...

HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI

  Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...

OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA

  Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...

TOPRAĞIN BİLİMİ PEDOLOJİ

  İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...

KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN

  Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...

HAMAMÖNÜ EVLERİ

Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...

SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN

  Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...

İNCİR BİR MEYVE Mİ ÇİÇEK Mİ?

  Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...

DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI

  Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü

Öğrenci Uygulama Haber Sitesi
+90 256 218 20 00