Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü
Öğrenci Uygulama Haber Sitesi

Vücut geliştirme, kas kütlesini artırma ve vücut hatlarını şekillendirme amacı güden bir spor dalıdır. Bu spor doğru beslenme, düzenli antrenman ve disiplinli bir yaşam tarzı gerektirir. Vücut geliştirme sadece estetik değil aynı zamanda güç ve dayanıklılığı da artırır. Antrenmanlar, ağırlık çalışmaları, kuvvet egzersizleri ve vücut ağırlığı ile yapılan hareketlerden oluşur ayrıca bu sporun sağlığa faydaları arasında kemik yoğunluğunu artırma, metabolizmayı hızlandırma ve genel fiziksel sağlığı iyileştirme bulunur. Vücut geliştirme, sabır ve azim gerektiren bir süreçtir ve bireylerin hem bedensel hem de zihinsel olarak güçlü olmalarını sağlar.

Aydın'da yaşayan vücut geliştirme şampiyonu Hasan Erdoğan, 56 yarışmaya katılmış, 1 Balkan Şampiyonluğu, 3 Türkiye şampiyonluğu ve 1 Mr. Optimum Avrupa dördüncülüğü ile büyük başarılara imza atmıştır. Bu başarılar ve vücut geliştirme dünyasında kazandığı deneyimleri bizimle paylaştı.

Vücut geliştirme sporu ile nasıl tanıştınız? Kaç yaşında, nasıl oldu?
16-17 yaşlarındaydım. Boyum 1.50’ydi, 95 kiloydum. Enine boyuna obezdim. Bu durum hem fiziksel hem de psikolojik olarak zorlayıcıydı. Bir gün otobüs durağında bir billboard afişi gördüm. Ahmet Ünlü’nün olduğu bir afişti. Ahmet Ünlü, aynı zamanda 6 kez dünya şampiyonu olmuş, hocaların hocası Serdar Kebapçılar ve birkaç Türk Milli Takımı sporcusuyla birlikteydi. Türk bayrağını dalgalandıran, bu alanda dünyada en ünlü isimlerden biri olan Ahmet Ünlü’den ve onun başarılarından çok etkilendim ayrıca çevremde de beni harekete geçiren faktörler vardı. Sonrasında bu spora başladım, zamanla gelişim kaydettim ve büyüdüm. Bu yolculuk beni bugünkü halime getirdi.

Balkan Şampiyonu oldunuz. Bu süreç nasıl gerçekleşti?
Yarışmalara hazırlanırken önünüzde belirli hedefler oluyor. Tarihler belli oluyor ve siz de ona göre plan yapıyorsunuz. İlk olarak Türkiye Şampiyonası’na katıldım, ardından Milli Takım seçmelerinde birinci oldum. Bu süreçte, işin fiziksel olduğu kadar mental bir dayanıklılık gerektirdiğini anladım. Başarıyla seçildikten sonra Balkan Şampiyonası’na katıldım. Burada her an çok önemliydi ve hatıralarımda unutulmaz bir yer edindi. Yarışmanın kendisi kadar, orada yaşanan olaylar da bu başarıyı özel kıldı.

Balkan Şampiyonu olduğunuz süreçte yaşadığınız bir zorluk var mıydı?
Zorluk demek doğru olmaz çünkü bu tamamen sizin seçtiğiniz bir yol ve her şeyin bir bedeli var. Biz bu bedeli ağır diyetler ve sıkı antrenmanlarla ödüyoruz. Yediğimiz şeyler hep aynı; tavuk, pilav, haşlanmış yumurta, salatalık ve domates. Bu menüler üç ya da dört çeşitle sınırlı ve bu şekilde 6-7 ay boyunca başka bir şey yemeden devam ediyoruz. Bunun yanında çok yoğun bir antrenman temposu var. Tüm bu süreçte vücuttaki yağ seviyesini minimuma indiriyoruz. Yarışmaya çıktığınızda ise sadece fiziksel değil, mental olarak da hazır olmanız gerekiyor. Definasyon, koordinasyon, duruş, pozlar ve koreografi bir bütün olarak değerlendiriliyor. Bu yüzden yarışma sadece fiziksel değil aynı zamanda bir sanat gibi.

56 yarışmaya katıldınız. Bu kadar çok yarışmaya katılma motivasyonunuz neydi?
Podyum ayrı bir dünya. Podyumda olmak başlı başına bir tutku. Başarı elde ettiğinizde o başarı sizi daha fazlasını istemeye itiyor. Tekrar tekrar aynı motivasyonu buluyorsunuz. Yıllar geçtikçe bu tutku bir yaşam tarzına dönüşüyor. Bu süreç beni daha dinç, idealist ve disiplinli tuttu. Aynı zamanda kararlı olmayı öğretti. Sağlam adımlarla ilerlemeyi ve hayatın getirdiği zorluklarla başa çıkmayı bu spor sayesinde öğrendim. İnsanlar genelde, “Tek bir şeyi yap, sonuna kadar git.” diyorlar ama bana göre yolun kendisi çok daha değerli. O yolda yaşadığınız maceralar ve anılar sizi hayata bağlayan en önemli şeyler oluyor.

Mister Europa yarışmasında dördüncü oldunuz. Bu süreçte neler yaşadınız?
Mister Europa’da podyuma çıktım. Yarışmada her katılımcıya birer zarf veriliyordu. Ben de zarfımı aldım ve soyunma odasına indim. Zarfı açtığımda içinde 4 bin Euro para vardı. O an oturup ağladım çünkü Türkiye Şampiyonası’nda kazandığımız ödüller genelde çeyrek altın, yarım altın, protein tozu ya da bir eşofman gibi şeylerden ibaretti. Bu yüzden 4 bin euro’yu görmek beni derinden etkiledi. O ödül sadece maddi bir değer ifade etmiyordu aynı zamanda yıllarca verdiğimiz emeğin bir takdiri gibiydi. O anda hissettiğim duygu yoğunluğunu hiçbir zaman unutamam.

Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Vücut geliştirme, bilimin en çok hizmet ettiği alanlardan biri ancak bu spor aynı zamanda hakkında en çok konuşulan ve dedikodu yapılan branşlardan biri. Eğer bu sporu sadece vücudu geliştirmek adına yaparsanız, büyük bir hata yaparsınız. Bunun çok daha büyük faydaları var. Şeker hastalarıyla çalıştım, içlerinden biri insülini bıraktı. Tansiyon hastaları iyileşiyor, kalp ritim bozukluğunda ciddi faydalar sağlıyor. Bu spor stresi azaltır ve düzenli antrenman sayesinde growth hormonu salgılanmasını artırır. Bu hormon hem geceleri uykudayken hem de antrenman sırasında aktif hale gelir. Bu spor bilinçli ve dozunda yapıldığında bir tedavi gibi çalışır. Bir kız öğrencim vardı, gelişme çağında olduğu için kolu yıllarca kullanmaktan gerilmişti. Spor sayesinde kolu 12 santim uzadı. İşte bu yüzden şunu söylüyorum, durursan ölürsün. Dünya saatte 1.677 kilometre hızla dönüyor, ben neden durayım? Bu beden bizim her şeyimiz. Ona iyi bakmalı ve doğru şekilde yaşamalıyız.

Değerli görüşlerinden dolayı kendisine teşekkür eder spor hayatında kendisine başarılar dileriz.

Haber: Emircan Aksu