Türk kahvesinin faydaları saymakla bitmiyor. Kolesterolü düşürmesinden depresyon riskini azaltmaya kadar pek çok yararı olduğu söylenen Türk kahvesi, ülkemizde de oldukça talep görüyor. Çifte kavrulmuş, az kavrulmuş, bakır cezvede pişmiş, kumda pişmiş gibi farklı çeşitleri olan kahvenin nabzı, İzmir’de 25 metrekarelik küçük bir dükkânda atıyor. 4 nesildir bu işi yapan Avcı ailesinin son jenerasyon temsilcisi olan Oğulkan Avcı ile Türk kahvesi hakkında konuştuk.
1543 yılında Yemen Valisi Özdemir Paşa’nın tadını çok sevdiği kahveyi İstanbul’a getirmesiyle Türklerle tanışan kahve, Türklerin farklı pişirme teknikleriyle birlikte cezvelerde pişmeye başladı. İlk başlarda “Caiz mi, haram mı?” gibi pek çok tartışmaya konu olan kahve, yıllar içinde cezve ve küçük güğüm tarzı bakır kaplarda pişirilerek Türk kahvesi adını almış oldu.
1930’lardan beri...
1930’larda büyük dedesi Hacı Mehmet Avcı’nın Konya’dan İzmir’e geldiğini, geldiği sırada yapabileceği bir mesleği olmadığı için Ermeni tüccarların kahve çuvallarını taşıdığını söyleyen Oğulkan Avcı, dedesinin bir süre Alsancak’ta bir kahvecide çalıştığından bahsederek, “Dedem her zaman ‘Ceket asacak bir yerim, başımı sokacak küçük de olsa bir dükkânım olsun.’ dermiş. Daha sonra kahve kavurmayı öğrenince dükkân açma düşüncesi hep aklında olan dedem, Karşıyaka’ya gelip burayı çok beğenmiş ve burada ilk dükkânı açarak işe başlamış.” dedi.
“Küçük Avcı…”
Yaşar Avcı’nın 1713 Sokak’taki Eski Ses Pasajı’nın olduğu küçük bir dükkânda babasının yanında tezgahtarlığı öğrendiğinden söz eden Oğulkan Avcı, “Yaşar Avcı, babası Mehmet Avcı’dan buradaki dükkânı kapatıp çarşıda bir dükkân açmasını istemiş fakat Mehmet Avcı bulunduğu dükkânda mutlu olduğunu söyleyerek ona çarşıda bir dükkân açacağını söylemiş. Yaşar dedem de ‘madem sen çarşıya taşınmıyorsun, burası da Küçük Avcı olsun’ diyerek şimdiki Küçük Avcı dükkânını açmış.” diye konuştu.
Babam ve ağabeyim ile işletiyoruz
Yaşar Avcı’nın oğlu olan Osman Avcı’nın, kahveciliği zamanla devraldığından bahseden Oğulkan Avcı, “Mehmet dedem hiç okula gitmemiş, Yaşar dedem ise ilk okulu dışarıdan bitirmiş fakat babam ticaret hayatına atılmasına rağmen okulunu ihmal etmemiş. İstanbul Boğaziçi Üniversitesi Yöneticilik bölümünden mezun olmuş. Bu durum bana ve kardeşime örnek oldu. İkimiz de üniversite mezunuyuz. Yine de dede mesleğimizi sürdürüyoruz. Ben İzmir Ekonomi Üniversitesi Halkla İlişkiler mezunuyum; ağabeyim Oğulcan, Bilkent Üniversitesi İşletme mezunu.” ifadelerini kullandı. Şu an 3’üncü ve 4’üncü kuşak olarak Karşıyaka’da bu işi yaptıklarını söyleyen Oğulkan Avcı, dükkânın 25 metrekare olmasına rağmen 6 kişi çalıştıklarını ve çok mutlu olduklarını belirtti.
İşletme önündeki yoğunluğa rağmen bize vakit ayırdığı ve bu değerli bilgileri bizimle paylaştığı için Oğulkan Avcı’ya teşekkür ederiz.
Haber & Fotoğraf: Burak Aybattı
DÜNYA ŞAMPİYONU MÜCAHİT KULAK: “DURMAK YOK, RİNGE DEVAM”
Dünya şampiyonluğu, spor dalında en iyi olanın taşıdığı prestij ve ...
TARİHE TANIKLIK EDEN MÜZE ‘‘ULUCANLAR CEZAEVİ MÜZESİ’’
Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi (Ulucanlar Cezaevi), 1925 ve 2006 yılları ...
HAYVAN DOSTLARIMIZDA KAN PARAZİTİ HASTALIĞI
Her canlı dönem dönem sağlık sorunları yaşamaktadır. Bu sağlık sorunlarının ...
OSMANLI’DAN GÜNÜMÜZE SOSYAL YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA
Osmanlı İmparatorluğu'nda sosyal yardımlaşma ve dayanışma kültürü, toplumun temel değerlerinden ...
İnsan ve diğer tüm canlıların hayatına devam edebilmesi için toprak ...
KADINLARIN VAZGEÇİLMEZ GİYSİSİ: KIRAS-FİSTAN
Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ne ait birçok yerde yıllardır ...
Türkiye’nin birçok şehrinde birbirinden güzel evler bulunmaktadır. Peki ya Ankara’nın ...
SIK RASTLANIP AZ BİLİNEN HASTALIK: KURDEŞEN
Vücudumuzda bir bölge kaşındığı zaman hafife alır, kaşıyıp geçmesini bekleriz. ...
Aydın deyince aklımıza ilk incir, incir deyince de aklımıza ilk ...
DÜNDEN BUGÜNE: URLA SANAT SOKAĞI
Asıl adı Zafer Caddesi olan sokak, 2010 yılından sonra bir ...