Aydın Adnan Menderes Üniversitesi
İletişim Fakültesi / Gazetecilik Bölümü
Öğrenci Uygulama Haber Sitesi

Kemeraltı’nın en iyi ciltçilerinden olan Ali Kapsız ve Hüseyin Dağ neredeyse yok olmak üzere olan cilt sanatını uzun yıldırdır ayakta tutmaya çalışıyorlar. Bunun için hayatlarını adayan esnaflar cilt sanatını bizler için anlattılar.    

İslam tarihi açısından öneme sahip olan cilt sanatı asırlar boyunca devam ederek günümüze ulaştı. Ancak teknolojinin ilerlemesi ile birlikte bu sanat neredeyse yok olma noktasına geldi. Özellikle Osmanlı ve Selçuklu dönemlerinde ilerletilen bu sanat Kur’an-ı Kerim'in korunması nedeniyle önem kazandı.

“Mesleğin geleceği yok”

Günümüzde artık bu mesleği sürdürecek kimsenin yetişmediğini, bu yüzden mesleğin ölme noktasına geldiğini söyleyen Kapsız bunun en büyük sebebinin teknolojinin yaygınlaşması olarak açıklıyor. Kapsız bu durumu, “Kemeraltı’nda 40 yıldır bu işi yapmaktayım hiç bu kadar kitabın az okunduğu bir dönem görmedim. Bu durumdan ötürü ciltçilik mesleği yok olma raddesine geldi. Artık sadece internet üzerinden kitap okunur hale geldiği için bu mesleğin bir geleceği yok artık.” diyerek belirtti. Aynı durumu söyleyen Dağ, “Artık bu meslek için doğru düzgün insan yetişmiyor maalesef bu şekilde giderse  gelecekte meslek yok olma tehlikesi ile karşı karşıya.’’ diyerek mesleği bekleyen tehlikeyi bu şekilde dile getirdi.

“Vatandaş bize para vermek yerine gidip yenisini almayı tercih ediyor”

Genellikle değerli kitapların ciltletilmeye getirildiğini söyleyen Kapsız şunları söyledi: “Yıpranan, tarihi kitaplar ve bunlar gibi kitapları bize getiriyorlar. Bunun yanında Kur’an-ı Kerim gibi eski dini kitapları, yazıları, mektupları da bize getiriyorlar. Bizde belli bir ücret karşılığı onları yeniliyoruz. Yeni kitaplar gelmiyor çünkü vatandaş bize para vermek yerine gidip yenisini almayı tercih ediyor.”  Bu konu hakkında konuşan Dağ ise, “Bize tarihi kitap olarak her çeşit kitap geliyor, mesela şu önümdeki kitap 50 yıllık, yanındaki 100 yıllık, bize gelen kitaplar aşağı yukarı bu şekilde.’’ dedi.

“Bu meslek benim için bir ömür demektir”

Mesleği temelden alarak öğrendiğini belirten Kapsız, “Ben direkt olarak matbaa meslek lisesi mezunuyum. Bu yüzden bu meslek benim için bir ömür demektir.  Başta bu bölümü  kazandığım zaman gitmek istememiştim, hatta neredeyse ağlayacak durumdayım ama okula gittikten sonra bu mesleğin benim için değerli olduğunu fark ettim. O yüzden hayatımı bu meslek üstüne kurdum bundan da hiç pişman değilim.’’ dedi. Dağ ise esnaf babasının yanında bu işi öğrendiğini söyleyerek şu şekilde konuştu: ‘‘Babam bu işi yapmaya başladığında ben küçücük bir çocuktum zamanla baba mesleği haline geldi hala beraber bu işi yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz.’’

Bu işi para olarak görmek doğru değil

Bu işi sadece para kazanmak için yapmadığını bu işe ömrünü adadığını söyleyen Kapsız,  “Bu mesleği hala çok seviyorum, Kemeraltı’ndaki üç ciltçiden biriyim. Kitapları okumayı ve onları tamir etmeyi çok seviyorum. Bu işte öyle deli paralar yok elbette, geçinecek kadar kazansak da bu işe para beklentisiyle giren bu işte barınamaz.” şeklinde aktardı. Dağ ise bu durumu şöyle yorumladı: ‘’Bu işte elbette para var ama deli paralar kazanmak isteyen bu meslekte aradığını bulamaz.’’

“Bu sanatın kayıp gitmesine izin vermemeliyiz”

Son olarak Kapsız, “Tarihte önemli bir yere sahip olan bu meslek maalesef günümüzde artık değerini yitirmiştir. Tabii bunda teknolojinin gelişmesi önemli yere sahiptir. İnsanlar artık kitap okumuyor veya okusa bile internet üzerinden okuyor. Bu yüzden bu mesleğin kayıp gitmesine izin vermemeliyiz.” dedi. Dağ ise şu şekilde sözlerini noktaladı: ‘‘ Belki gelecek nesilde böyle bir meslek bile kalmayacak bu yüzden kıymeti bilinmeli ve değer verilmelidir.’’

Haber & Fotoğraf: Oğulcan İrden